Partinin bazı eski üyeleri, diğer siyasi partilere katıldı. Bir kısmı, tüm tahminlere rağmen Rada seçimlerinde üçüncü olarak parlamentodaki 450 koltuğun 40’ını elde eden Muhalefet Bloğu’nu kurdu. Yeni siyasi gücün başına, Ukrayna’nın eski enerji işlerinden sorunlu Başbakan Yardımcısı Yuriy Boyko geldi.
Muhalefet Bloğu'nun parlamentodaki lideri Yuriy Boyko, RIA Novosti’ye açıklamalarda bulundu. Boyko, iktidar değişikliğinin ardından neden Ukrayna’dan kaçmadığını, koalisyonun geleceğinden, erken parlamento seçimlerinin olasılığından ve Donbass’taki çatışmanın çözüm yolları ile bölgenin gelecek statüsünden bahsetti.
Yüksek Rada’nın önceki döneminde Bölgeler Partisi, büyük fraksiyonlardan biriydi. Bugün Muhalefet Bloğu, parlamento çalışmalarından neredeyse ihraç edilmiş durumda. Muhalefet olmak sizin için ne ifade ediyor?
Bugün iktidarda olan koalisyon, 300 koltukla Ukrayna tarihinin en büyük fraksiyonuna sahip. Buna rağmen içindeki gerginlik çok yüksek, muhtemelen yakın gelecekte de dağılacaklar. Bu koalisyon, muhalefeti tüm haklarından mahrum bıraktı; iktidarı tamamen gasp ettiler. Parlamento normları ihlal edilerek, muhalefete Yüksek Rada’da tek bir komite bile verilmedi. Üstelik muhalefet, hiçbir komitede temsil edilmiyor.
Önümüzdeki sonbaharda koalisyonun yeniden biçimlendirileceğini düşünüyorum. Hükümet ise ondan da erken dağılacaktır.
'MUHALEFET NOEL AĞACI GİBİ DAVALARLA SÜSLENDİ'
İktidar değişikliğinin ardından Ukrayna’yı terk etmeyen az sayıda siyasetçiden birisiniz. Bunun nedenlerini açıklar mısınız?
Burası bizim ülkemiz. Neden kaçalım? Kaçanları Tanrı yargılayacak. Yaşadığımız ülkeden kaçmamamız gerektiğini düşünüyorum. Onu savunmalıyız, onarmalıyız ama kaçmayı düşünmemeliyiz.
Yeni yönetim, eski yetkililere yönelik davalar açıyor. Başsavcılık veya Ukrayna Güvenlik Servisi’nin size yönelik soruşturmaları var mı?
Bana karşı galiba altı dava açıldı. Hepimiz, Noel Ağacı gibi davalarla süslenmişiz…
Güvenlik güçleri, size karşı yasal takip başlatırsa Ukrayna’yı terk eder misiniz?
Hayır. Utanacak hiçbir şey yapmadık ve kaçmamız için hiçbir neden yok.
Ukrayna’yı son birkaç aydır eski milletvekili ve gazeteci cinayetleri sarsıyor. Yaşananlar hakkında ne düşünüyorsunuz?
Ukrayna’da mevcut hükümete muhalefet yapanlara karşı bir seri cinayetler süreci başladı. Profesyonel katiller orta yerde dolaşıyor. Ülkede çok sayıda silah ve ülkenin doğusunda askeri deneyim kazanan radikal unsurlar var. Bu cinayetler, tüm bunların sonucudur. Hükümet, ülkedeki durumu kontrol altına alamıyor.
YÖNETİM MİNSK ANLAŞMASINI SABOTE EDİYOR
Ukrayna’nın doğusundaki çatışmaya çözüm bulma amacıyla imzalanan Minsk Anlaşması’nın üzerinden iki aydan fazla bir süre geçti. Anlaşmanın uygulamasını nasıl değerlendiriyorsunuz?
Elbette, insanların kitleler halinde ölmesi durdu, bu bir artı. Ancak diğer tüm konularda malesef hiçbir ilerleme yok. Bunda yönetimin sabotajını görüyoruz. Biz, muhalefet olarak, Minsk Anlaşması’nın onayı için 10 yasa tasarısı hazırladık. Ancak komiteler düzeyinde bu tasarıların incelenmesi sabote ediliyor, parlamentonun onayına sunulmuyor bile. Yönetimin, Minsk Anlaşması’nı tam olarak uygulamak istemediğini düşünüyoruz.
UKRAYNA, AVRUPA DEĞİL, AFRİKA YOLUNDA İLERLİYOR
Ukrayna Devlet Başkanı Pyotr Poroşenko, Maydan ve ülkenin doğusundaki olayların ardından, ülkenin artık Avrupa rotasından geri dönmeyeceğini defalarca söyledi. Bu görüşe katılıyor musunuz? Sizce Ukrayna’nın AB’ye katılma ihtimali nedir?
Yakın gelecekte böyle bir ihtimal yok. Bu, sadece benim görüşüm değil; AB'li yetkililer de aynısını söyledi. AB, önümüzdeki 10 yıl için genişleme müzakereleri yapma olasılığını görmediğini açıkladı. Diğer yandan, ülkede yaşananlar dikkate alındığında; biz Avrupa’ya değil, Afrika’ya, dünyanın en yoksul ülkelerinin olduğu yöne doğru ilerliyoruz. Yaşam düzeyindeki düşüş öyle büyük ki, uygar bir seçim söz konusu olamaz. Şu anda söz konusu olan nereye ilerlediğimiz değil, hayatta kalmaktır. Bu yüzden önceliğin, ekonomik sorunlar olduğunu düşünüyorum.