Türkiye bugün, 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı'nı kutluyor. Bundan tam 95 yıl önce, ‘Milli Egemenlik’ ilkesini içeren ilk Türk Anayasası'nı kabul edecek olan Türkiye Büyük Millet Meclisi kurulmuştu.
Bugün bazı uzmanlar, bu kavramın evrildiğini, günümüzdeki anlamının artık çok farklı olduğunu öne sürüyor.
Peki bu iddia, ne kadar doğru?
Konuyla ilgili Sputnik Haber Ajansı’na konuşan Atatürkçü Düşünce Derneği Genel Başkanı ve Danıştay eski Başsavcısı Tansel Çölaşan şunları söyledi:
"Türkiye Cumhuriyeti’ni kuran halk, Türk milletidir. Ulusalcılık da, ulusun egemenliğidir. Ulusal egemenlik temeldir, bu anlamda ulusun egemenliğidir. Ulusun egemenliği, temsil ile olur.
Bugün gerçek anlamda 'milli egemenlik' halkta olmadığı gibi, milli de değildir. Ulusun egemenliği söz konusu değil çünkü: Onlar hiçbir şekilde temsil edilmemektedir. Ulusun temsil edileceği yer olan Meclis, halkın iradesini temsil etmemektedir. Türkiye, artık bütünüyle uluslararası güçler ve büyük sermayenin istekleri doğrultusunda, bir sermaye egemenliği içindedir. Ulusun sözü geçmediği bu düzende, sözde bir demokrasi vardır. Temsil edilen ulus değil, sermayedir.
Ulusal egemenlik olmayınca, ulusal menfaatleri güden bir siyaset biçimi de geçerli olamaz. Bugün gelinen noktada, 23 Nisan tamamiyle çocukların eğlence şölenine döndürülmüştür. Asıl anlamı unutturulmaya çalışılmaktadır. Ulusal bilincin yok edilmesi, emperyalist politikalar çerçevesinde Türkiye üzerinde 30-40 senedir amaçlanıyordu. Hatta 1950’lerde çok partili siyasi hayata geçilmesiyle birlikte, Batı’ya bağımlı, sömürüye dayalı politikalar çerçevesinde yürütülen politikaların sonucunda bu noktaya vardık.
'EGEMENLİK TARİFİ DEĞİŞMEDİ'
Konuyu Sputnik'e değerlendiren bir diğer isim olan Ankara Ufuk Üniversitesi Uluslararası İlişkiler Bölümü Başkanı, Saadet Partisi Genel Başkan Danışmanı ve ESAM Uzmanı, TBMM 21. Dönem Ankara milletvekili Prof. Dr. Oya Akgönenç Muğisuddin ise şu değerlendirmelerde bulundu:
1921 Anayasası’nda da 'ulusal egemenlik' kavramının tarifi yapılmıştır. Türkiye’deki ulusal egemenliğin, ulusun yani milletin tümüne ait olduğuna inanıyoruz. Aksi yöndeki görüşleri akademik bulmuyorum. 'Atatürk zamanındaki egemenlik ile şimdiki egemenlik farklı' iddiasında bulunanlar, somut örnek göstermeli. Mesela 'egemenliğin şu faktörü değişti' diyebilmeliler. Ben bir değişme görmüyorum. Yani, Atatürk’ün 1921’de tarif ettiği 'milli egemenlik' neyse, bugün de milli egemenlik odur."