AB’ye mülteci akınlarında sorumlu kim?

Akdeniz üzerinden Avrupa’ya ulaşmaya çalışan bir mülteci gemisinde önceki gün yaşanan facia, gündemin ilk sıralarındaki yerini koruyor.

Birleşmiş Milletler Mülteciler Yüksek Komiserliği, kazadaki can kaybının 800 olduğunu açıkladı. Son kazaya kadar üç binden fazla göçmen benzer şekilde hayatını kaybetmişti. Avrupa Birliği, Akdeniz’de göçmen krizine karşı alınacak önlemleri görüşürken; Libya karasularında alabora olan tekneden kurtarılan 27 kişi ise İtalya’nın Catania limanına götürüldü.

Peki. Bu facianın asıl nedenleri nelerdir?

Fransız siyaset bilimci, Hürriyet gazetesinin Fransa temsilcisi Burhan Özkoşar, Radyo Sputnik'e verdiği demeçte şunları ifade etti:

'SORUNUN KAYNAĞI, SÖMÜRÜ DÜZENİ'

"Avrupa ülkelerine sığınmak için umut yolculuğuna çıkan göçmenlerden, sürekli facia haberleri geliyor. En son İtalya açıklarında batan gemide hayatını kaybedenlerin sayısının 800’ü bulduğu açıklandı. Akdeniz’de yaşanan yeni göçmen faciasının ardından Lüksemburg’da yapılan acil toplantıda, Avrupa Birliği insan kaçakçılığı yapan çetelere savaş açma kararı aldığını açıkladı.

AB'nin böyle bir facia karşısında duyarsız kalmaması tabi ki önemlidir. Ancak çözüm müdür? Bana göre hayır. Gelişmiş ülkeler, kapitalist dünyada sömürü düzenini sürdürdükleri müddetçe bu tür olayların önünü almak mümkün değildir. Belki İtalya’ya destek vererek, kontrolleri sıklaştırarak ölümlerin aza indirgenmesi mümkün olabilir. Ancak bu sorunun nihai çözümü mümkün değildir. Bu sorun, ancak problemli ülkelere yardım edilerek çözülür.

REFAH İÇİNDEKİ LİBYA BU HALE NASIL GELDİ?

Halen sadece Libya’da 1 milyondan fazla göçmenin İtalya’ya, oradan da Avrupa ülkelerine geçmek için beklediği biliniyor. Düne kadar Libya, ekonomik açıdan bir refah ülkesiydi. Hatta birçok ülkeden insanlar çalışmak için bu ülkeye gidiyordu. Peki bugün neden ve kimler, bu ülkeyi böylesine karıştırdı? Bu sorunun cevabı basit: Batılı gelişmiş ülkeler, petrol ve enerji kaynaklarını ellerinde tutmak için 'demokrasi getireceğiz' yalanıyla girdikleri ülkeyi savaş topuna çevirdiler. Bu durumdan nemalanmak isteyen umut tacirleri devreye girdi. Avrupa da kendi yanlışlarına değil, umut tacirlerine karşı savaş açtı. Çıkarları için zengin ülkelerin bile nasıl fakirleştirildiğini, Libya ve diğer Arap ülkeleri üzerinden açıkça görmekteyiz. Somali gibi fakir ülkelerin durumu ise içler acısı. Bu sorunların tek çözümü, halkların bilinçlenmesi ve ülkelerin dünya kaynaklarını adil paylaşmasıdır.