Kuantum kimyası ve moleküler biyoloji alanlarında dünya çapında bilinen bilimsel çalışmalarının yanı sıra Türkçeye katkıları ile de tanınan Sinanoğlu, 1 Nisan'dan bu yana solunum cihazına bağlı yattığı hastanede pazartesi saat 03.00 civarında yaşamını yitirdi.
Twitter hesabı üzerinden haberi duyuran Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, "Prof. Oktay Sinanoğlu'na Allah'tan rahmet diliyorum. Cenazesinin ülkemize nakli için Miami Başkonsolosluğumuz gereken işlemleri takip ediyor" dedi.
Prof.Oktay Sinanoğlu'na Allah'tan rahmet diliyorum.Cenazesinin ülkemize nakli için Miami Başkonsolosluğumuz gereken işlemleri takip ediyor.
— Mevlüt Çavuşoğlu (@MevlutCavusoglu) 19 Nisan 2015
1939'da İtalya'da doğan Oktay Sinanoğlu, 2011'de hayatını kaybeden ünlü sanatçı Esin Afşar'ın da ağabeyiydi. Sinanoğlu, iki kez kimya dalında Nobel ödülüne aday gösterildi.
NEDEN ‘TÜRK EINSTEN’ ADINI ALDI?
1956'da burs kazanarak gittiği ABD Kaliforniya Üniversitesi Berkeley Kimya Mühendisliği'ni birincilikle bitiren Sinanoğlu, 1957'de başladığı Massachusetts Teknoloji Enstitüsü'nü sekiz ayda bitirerek yüksek kimya mühendisi oldu.
1960'ta Yale Üniversitesi'nde öğretim üyesi oldu. 1963'te 50 yıldır çözülemeyen bir matematik kuramını bilim dünyasına kazandırarak 28 yaşında ‘tam profesör' unvanı alan bilim insanı, 20. yüzyılda Yale Üniversitesi'nde bu unvanı kazanan en genç öğretim üyesi oldu. Sinanoğlu, 1973'de Almanya'nın en yüksek ‘Aleksander von Humboldt' bilim ödülünü ilk kazanan kişi oldu.
1975'de Japonya'nın ‘Uluslararası Seçkin Bilimci' ödülünü kazanan Sinanoğlu, aynı yıl kendisine özel bir kanunla Türkiye Cumhuriyeti Profesörü unvanı aldı.
1976'da Japonya'ya Türkiye Cumhuriyeti Özel Elçisi olarak gönderildi. Türk-Japon kültür, bilim ve eğitim ilişkilerinin temellerini atan Sinanoğlu, Amerikan Bilim ve Sanat Akademisinin ilk ve tek Türk üyesidir.
Dünyada yeni kurulmaya başlayan moleküler biyoloji dalının ilk profesörlerinden biri olan Oktay Sinanoğlu, Meksika hükümeti tarafından da yüksek bilim ödülü ‘Elena Moshinsky' ile ödüllendirildi.