'DÜNYANIN EN KALIN ÇED RAPORU'
Bu proje için bütçeden planladıkları süreden önce 51 milyar ruble aldıklarını belirten Kiriyenko, Akkuyu Nükleer Santralinin inşaa süresine ilişkin olarak da şu bilgileri verdi:
"Sürelerin kısaltılması veya hızlandırılmasına gelince biz Türkiye'deki tüm detaylı incelemeleri anlayışla karşılıyoruz. Nükleer santralin emniyetine ve güvenliğine dair incelemeleri… Standart bir ÇED raporu 500 sayfa olur. İncelenmesi de 6 ay sürer genelde. Türkiye'de ise ÇED raporu 5 bin sayfa. Dünyanın hiçbir yerinde bu kadar kalın bir rapor olmamıştı. Dolayısıyla bu raporun değerlendirilmesi ve incelenmesi de 2 yıldan fazla zaman aldı. Ancak bu tür talepkar bir yaklaşımı biz doğru olarak değerlendiriyoruz ve anlayışla karşılıyoruz. Ancak biz bundan sonra lisans alındıktan sonraki sürenin hızlandırılması ve kısaltılması için gereken bütün faaliyetleri beraber planlayıp yürütmekteyiz."
Akkuyu'nun liman inşaatını yapacak Türk şirketinin belirlenme sürecine ilişkin Kiriyenko, söz konusu iş için 9 Türk şirketinin ihaleye katıldığını ifade ederek, deniz tesisleri alanında tecrübeli olan, en uygun fiyatı verecek şirketi seçmeyi amaçladıklarını anlattı.
Türkiye Cumhuriyeti hükümetiyle yaptıkları anlaşma kapsamında santrale aktarılan sermaye yatırımlarının geri ödenmesinin ardından elde edilen karların paylaşılacağını belirten Kiriyenko, "Dolayısıyla bu santral ne kadar kısa sürede gerçekleştirilirse o kadar etkin ve hızlı bir şekilde Türkiye bütçesine kar transferi sağlanacaktır" diye konuştu.
Kiriyenko, Akkuyu'nun ihalesine katılan fakat kazanamayan diğer 3 şirketi de bundan sonraki çalışmalarında görmek istediklerini belirterek, bu firmalarla işbirliği yapmak ve farklı alanlarda çalışmak istediklerini kaydetti.
Cengiz İnşaat'ın son teklifinin 394 milyon dolar olduğunu anlatan Kiriyenko, "Başlangıçtaki teklif 1 milyar 50 milyon dolardı. Yaklaşık 3 kat inmiş oldular" değerlendirmesinde bulundu.
'YÜZDE 49'U ÖZEL YATIRIMCILARA AİT OLABİLİR'
Akkuyu proje şirketinin Rusya Federasyonu ve Türkiye Cumhuriyeti arasında yapılan hükümetlerarası anlaşmaya göre kurulduğuna dikkati çeken Kiriyenko, "Şirketin kontrolünün Rosatom'un elinde olması gerekiyor. Ancak yüzde 49'u özel yatırımcılara ait olabilir. Tabi öncelikli olarak Türk yatırımcılarına" dedi.
Bu projeye katılmak isteyen yatırımcıları seçerken Türkiye Cumhuriyeti Hükümetine de danışacaklarını vurgulayan Kiriyenko, şöyle devam etti:
"Teknoloji transferini sağlıyoruz. Bugün Rusya'da eğitim görmekte olan Türk öğrenciler Rus öğrencilerin öğrendiği her şeyi öğreniyorlar. Biz onlardan bir şey saklamıyoruz. Bizim uzmanlarımızın aldığı aynı diplomaya sahip olacaklar ve mutlaka Rusya nükleer santrallerinde staj yapacaklar. Projemiz kapsamında bizimle çalışacak olan işbirliği yapacak olan tüm Türk şirketlerine nükleer alanında eğitim almak istiyorlarsa destek olacağız. İstihdam sağlanacağı zaman özellikle Mersin bölgesindeki bu civarda yaşayanları tercih edeceğiz."