Rusya Savunma Bakan Yardımcısı Anatoliy Antonov, bu yıl dördüncüsü yapılan Moskova Uluslararası Güvenlik Konferansı (16-17 Nisan 2015) öncesinde RIA Novosti'ye açıklamalarda bulundu.
KONFERANSIN GÜNDEMİ: 'RENKLİ' DEVRİMLER, ULUSLARARASI TERÖR
4. Moskova Uluslararası Güvenlik Konferansı, önümüzdeki hafta düzenlenecek. Gündemde hangi konular var?
Rusya Savunma Bakanlığı, uluslararası güvenlik konulu konferansını dördüncü kez düzenliyor. Bu yılki konferansın ana konusu, "Küresel güvenlik: sorunlar ve beklentiler".
Dünya genelindeki son gelişmeler, modern güvenlik tehditlerinin çoğunlukla küresel olduğunu gösterdi. Bugün hiçbir ülke, askeri ve siyasi çalkantılara karşı emniyette değil. Son yıllarda Ukrayna'daki gibi bir dizi "renkli" devrimin yanında, IŞİD başta olmak üzere birçok terör örgütünün dünya toplumunu endişeye sevk ettiğini görüyoruz. Bu tehditlere karşı mücadele için tüm ülkeler ile uluslararası örgütlerin çabalarını birleştirmesi gerekiyor.
Bu nedenle konferansa 80 ülkeden misafir davet ettik. 300'den fazla heyet katılacaklarını teyit etti. 15 askeri heyete savunma bakanları başkanlık edecek. Konferansın genel kurul toplantısında, Rusya Savunma Bakanlığı yöneticileri, güvenlik alanındaki duruma ilişkin değerlendirmede bulunacak.
Teröre karşı mücadelede uluslararası askeri işbirliğinin rolü üzerinde ayrıca durmak, yabancı meslektaşlarımızla Afganistan'daki gelişmeleri ve beklentileri, IŞİD'e karşı tedbirleri konuşmak istiyoruz.
Ayrıca bölgesel ve küresel istikrarın sağlanması konusunda askeri ve siyasi araçların (anlaşmaların) rolünü tartışmayı düşünüyoruz. Ukrayna'daki kriz, silah kontrolü alanındaki mevcut mekanizmaların etkinliğinin yüksek olmadığını gösterdi. Bu nedenle, kriz durumlarında hangi eylemlerin çatışmaların yatıştırılmasında yararlı olacağı konusunda görüş alışverişinin uygun olacağını düşünüyoruz.
'AFGANİSTAN İÇİN ENDİŞELERİMİZDE HAKLI ÇIKTIK'
Uluslararası güçlerin Afganistan'dan çıkışı ile ilgili hangi uluslararası tehditler öngörülebilir? Rusya, müttefiklerini korumak için askeri açıdan neler yapıyor?
Rusya Savunma Bakanlığı, Afganistan'daki durumu yakından izliyor. Durum oldukça karmaşık. Afgan kuvvet birimleri, uluslararası askeri desteğin de yardımıyla, genel olarak ülkedeki durumu kontrol altında tutuyor. Ancak uluslararası ordunun Afganistan'dan çıkışı ile durumun kötüleşeceği yönünde belirtiler var. Hatta bu yıl, yeni endişe verici eğilimler ortaya çıktı.
ABD Başkanı Barack Obama, birkaç gün önce, Amerikan ordusunun Afganistan'dan çıkışını askıya alma ve 2016'ya kadar ABD'li asker sayısını 9 bin 800 seviyesinde tutma niyetinde olduğunu açıkladı. Bununla birlikte, ABD lideri, ordunun nihai çekilmesini 2017 başlarına doğru tamamlama kararını teyit etti.
Son yıllarda, ordunun 2014 sonlarına kadar Afganistan'dan çekilmesine ilişkin ABD'nin birçok siyasi açıklamasını duyduk. Öte yandan, Mayıs 2014'te gerçekleşen 3. Moskova Uluslararası Güvenlik Konferansı'nda, Rusya Savunma Bakanlığı'nın temsilcisi Afgan topraklarında askeri varlığa ilişkin planların düzeltilmesinin kaçınılmaz olduğunu söylemişti, gördüğünüz gibi haklı çıktı. Yine bizim bir generalimizin, ABD'nin Afganistan'daki varlığının en az 2024'e kadar uzatılacağını tahmin ettiğini hatırlatayım.
13 yıldır Afganistan'da bulunan Uluslararası Güvenlik ve Destek Gücü (ISAF), BM Güvenlik Konseyi'nin verdiği yetkiyi yerine getiremedi. Faaliyetleri ile ilgili tam raporu da göremedik. NATO'nun kurduğu "Kararlı Destek" misyonunun daha başarılı olmasını umut ederdik.
Taliban hareketinden kaynaklanan tehdit devam ediyor. Geçen yıl hayatını kaybeden sivil sayısı rekor düzeye ulaştı. Elbette Taliban da büyük kayıplar veriyor. Ancak fark yaratma konusunda başarılı olunamadı.
Savaşçılar, son zamanlar sıkça hükümet güçleri ile çatışmalara girmeye, bölgeleri ve yerleşim birimlerini kontrol altına almaya başladı. Irak ve Suriye'de kurulan IŞİD de Afganistan'daki durumu etkileme yeteneğinde olan yeni bir faktör.
Üstelik Afganistan'da El-Kaide varlığı da devam ediyor. Radikallerin IŞİD saflarına katılması ise dikkat çeken yeni bir endişe verici haberler arasında.
ABD ve NATO'nun Afganistan konusunda Rusya ile işbirliğini durdurmasını, verimsiz eylemler olarak değerlendiriyoruz. Ukrayna'nın güneydoğusundaki durum bahane edilerek Rusya-NATO Konseyi'nin Afganistan'a yardıma yönelik askeri projeleri durduruldu. Rusya Savunma Bakanı Orgeneral Sergey Şoygu, Rusya'da ortak uluslararası mayın temizleme merkezini kurulmasını teklif etmişti, Afgan askerler de bu merkezde eğitilecekti. Biz, kendimiz böyle bir merkez kurduk ve isteyen tüm ülkelerle işbirliğine hazırız.
'NATO, GARİP BAHANELERLE İŞBİRLİĞİ TEKLİFİMİZİ GERİ ÇEVİRİYOR'
Afganistan'ın kuzey bölgelerindeki gerginliğin tırmanması, Rusya ve müttefikleri için tehdit teşkil ediyor, zira çatışmalar Orta Asya'ya taşabilir. Afganistan-Türkmenistan sınırında durumun kötüleştiğini tespit edildi.
Aşırılık yanlıları, açık şekilde üye arayışı ve propaganda çalışmalarını yürütüyor, varlığını artırıyorlar. Uyuşturucu tehdidi de tüm ülkeler için gerçek bir sorun. Kolektif Güvenlik Anlaşması Örgütü (KGAÖ) müttefiklerimiz ile ortaklaşa bu sorunla aktif mücadele ediyoruz. Bazı ciddi dünya güçlerinin bu çabalara katılma isteksizliği engel oluyor. NATO da garip bahanelerle KGAÖ'nün Afgan uyuşturucu kaçakçılığı ile mücadele için teklif ettiği işbirliğini reddediyor.
Afganistan'daki olumsuz gelişmeler, Rusya ve KGAÖ müttefiklerinin güvenliğini olumsuz yönde etkiliyor. Bu nedenle KGAÖ üyesi ülkelerin askeri potansiyelini kademeli ve acil olarak güçlendiriyoruz, başta Tacikistan ve Kırgızistan'ın.
Ayrıca Şanghay İşbirliği Örgütü kapsamında ikili formatta, bölgenin kilit oyuncuları Çin, Hindistan, Pakistan ve İran ile askeri işbirliğimizi aktif olarak artırıyoruz.
Afganistan'ın yeni yönetimi ile ilişkilere büyük önem veriyoruz. Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin, geçen kasım ayında, Afganistan temsilcisinin de katıldığı KGAÖ Parlamenterler Meclisi Konseyi üyeleri ile görüşmede, uluslararası güçlerin çekilmesinin ardından durumun istikrarsızlaşması durumunda, Afgan halkının Rusya ve KGAÖ'nün desteğine güvenebileceğini açıklamıştı.
Eminim, çabalarımızın koordine edilmesi ve bölgesel işbirliğimizin devam ettirilmesi, terörden ve uyuşturucu suçundan arındırılmış barışçıl bağımsız ülke olarak Afganistan'ın kalkınmasına yardımcı olacak.
RUSYA, IŞİD TEHDİDİNİ NASIL DEĞERLENDİRİYOR?
Irak ve Suriye'de ortaya çıkan IŞİD'den sonra uluslararası terör yeni bir boyut kazandı. Rusya için bu bölgeden gelen tehlikeyi nasıl değerlendiriyorsunuz? Bu tehdide karşı nasıl koyabiliriz?
Suriye ve Irak topraklarında IŞİD'in güç kazanması, genel olarak terör sorununa yeni bakış açısı gerektiriyor. Bugün, birkaç milyon kişi, Irak'ın üçte biri ve Suriye'nin dörtte biri, bu terör örgütünün kontrolünde bulunuyor. Emrinde, petrol kaçakçılığı, insan ticareti ve tarihi eser kaçakçılığından elde edilen büyük mali kaynaklar var. Bir diğer önemli kaynak, bölgenin bazı ülkelerinde faaliyet gösteren radikal dini vakıflar. Tüm bunlar, ele geçirilen toprakları genişletmede yardımcı oluyor. Bölgesel terör metastazları, bugün Libya ve Mali'de de görülüyor. Afganistan'da da IŞİD grubunun kurulduğu gelen bilgiler arasında.
Fransa ve Danimarka'daki olaylar, Suriye'den dönen militanların aldıkları becerileri uygulaması, yeni tezin teyididir: teröristler, iyi veya kötü olamaz. Bölgesel sorunların çözümünde teröristlerden yararlanılması tehlikelidir, çünkü onlar kolaylıkla kontrolden çıkabilir. IŞİD'in temelini, Suriye'de meşru hükümete karşı mücadele için hazırlanan ve kullanılan militanlar oluşturuyor.
Aşırılık yanlılarının Irak ve Suriye'de mini halifeliği kurmada kısmen zafer kazanmasına bile izin verilmemeli. El-Kaide mirasçılarının bu tür zaferleri, dünyanın dört bir yanında ortaya çıkabilecek aşırı radikal İslamcılar için güçlü bir teşvik olabilir.
Terör, sadece kolektif çabalar ile yenilgiye uğratılabilir. Güç kullanma konusunda uluslararası kuralların sıkıca uygulanması şartı ile Avrupalı ortaklarla işbirliğine hazırız. Suriye'de olduğunu onay alınmadan egemen ülkelerin topraklarının bombalanması kabul edilemez. Bu bombalamalar, aranan sonuçlara yol açmaz.
78 ÜLKEYLE ASKERİ İŞBİRLİĞİ
Rusya'nın geliştirdiği askeri ilişkilerin coğrafyası ne kadar değişti?
Avrupa'nın önemine rağmen her zaman, tüm bölgelerin askeri kurumları ile ilişkilerin gelişiminden yanaydık. 78 ülkeyle ikili askeri işbirliği anlaşmamız var.
KGAÖ, ortaklarımızla etkinliğin artırılması öncülüğümüz olarak kalıyor. Olası tehditlere hep birlikte acil şekilde tepki verebilmemiz için, ortaklarımızın silahlı kuvvetlerinin mobil, etkili, modern silahlarla donanmış olmasını istiyoruz.
Dünyanın çeşitli bölgelerinde geleneksel müttefiklerimiz var. Savunma Bakanımız yakınlarda Latin Amerika'yı ziyaret etti. Burada, askeri ve teknik işbirliği ile bölge ülkelerine yardım sağlanması konuları ele alındı. Bakan, öncesinde de Asya-Pasifik Bölgesi, Ortadoğu, Orta Asya ve Güvey Asya'yı da ziyaret etti.
Son görüşmelerden biri, Mısır Savunma Bakanı ile oldu. Bu ülkeyle askeri ve teknik işbirliği ile ilgili hükümetler arası komisyonunun ilk toplantısı yapıldı. Bakanlar, teröre karşı mücadele dahil, mevcut güvenlik sorunlarının çözümünde Mısır'a destek konularını ele aldı.