Deutsche Wirtschafts Nachrichten'e göre ABD'nin dünya gücü konumundan inişe geçmeye başlaması, Suriye'deki son gelişmelerle birlikte oldu.
ABD'nin Suriye'de bir hayal kırıklığı yaşadığı bir gerçek. Ancak ABD hükümetinin arkasındaki sürükleyici güçler, Suriye'de karşılaşılan bu hayal kırıklığının sebebini Rusya'ya yükleme çabasında.
ABD, Vladimir Putin'in Orta Doğu'da makul bir aktör olduğu ve ülkesinin bu bölgedeki çıkarlarını korumayı başardığı gerçeğini aşamadı.
Bu gerçek, "bu tür sorunları her zaman askeri ve moral üstünlük" ile ilgili gören ABD'de hayal kırıklığı yarattı.
Alman medyasına göre Rusya'ya yönelik yeni "Soğuk Savaş," Amerikalıların kendi başlarına sürdürebilecekleri bir şey değil. Rusya'ya yönelik yaptırımlar konusunda AB'yi ikna etmiş olmalarına karşın, Avrupa ülkeleri arasında bu konuda ittifak düzeyinde bir birlik sağlanabilmiş değil.
Baltık ülkeleri ve Polonya, komşuları Rusya'ya yönelik sert politikaları destekliyorlar.
Birçok diğer AB ülkesi hükümeti ise, Rusya ile husumetin sürdürülmesine karşı çıkıyor. Rusya'ya yönelik yaptırımlar AB ülkeleri üzerinde olumsuz etki yaptı. Bunlar arasında İtalya, Almanya, Slovakya, Avusturya ve Macaristan da var. Bu ülkeler devamlı olarak, Rusya ile yakın ve karşılıklı çıkara dayalı bir ekonomik ilişkiden yana.
ABD'NİN EN BÜYÜK YENİLGİSİ ÇİN VE AIIB
Avusturalya ve Güney Kore bile ABD Hükümetinden bu bankaya karşı gelişen kışkırtmalara ve uyarılara aldırmadılar. Çin'in bu projesine onay verdiler.
Deutsche Wirtschafts Nachrichten'a göre, sonuçta ABD dünya gücü statüsünü kaybetmekte ve bunun nedeni sadece dış politikadaki başarısızlığı değil. Bundan daha az önemli olmayan bir başka gerçek, ABD hükümetinin zengin-yoksul uçurumunu daraltmaktaki başarısızlığı ve kendi moral değerlerini bir yana bırakmış olması.