Bazı AB ülkelerin medyasına göre ise, Çipras’ın Moskova’ya ziyareti, Almanya yetkilileri tarafından tehdit olarak algılanıyor.
Yunanistan Başbakanı Aleksis Çipras’ın Rusya’ya ziyareti ne kadar önemli? Atina’nın bu politikasına rasyonel dememiz mümkün mü?
Ta Nea, To Vima gazeteleri ve in.gr haber portalı gibi en popüler ve etkili Yunan medya kuruluşlarını tek çatı altında toplayan Lambrakis Press Group’un Baş Editörü Yannis Mandalidis, konuyu Sputnik’e değerlendirdi:
Βaşbakan Aleksis Çipras’in Moskova ziyareti’nin gündemi yoğun. İkili siyasal ilişkiler, ekonomik işbirliği, enerji, turizm, yatırımlar, kültürel işbirliği, savunma gibi çok geniş bir yelpazeyi kapsamakta. Sayın Çipras bu ziyareti ile yurt içinde Yunan kamuoyuna, yurt dışında Avrupa Birliğine yönelik mesajlar göndermekte. Bu ziyaret Yunanistan’ın ekonomik olarak çok zorluk çektiği, bunun bir sonucu olarak da kendisini uluslararası alanda epey yalnız hissettiği bir döneme rastlıyor. Beklenen, Yunan Başbakanı’nın Moskova’dan destek arayacağıdır. Ekonomik açıdan, sayın Çipras’in zaten kendi ekonomik sorunları olan Rusya’dan pratik bir destek alması beklenemez, ama siyasal ve manevi bir destek bekleyebilir. Bununla kendisine oy veren Yunan seçmenlerine Avrupa Birliği dışında da, Yunanistan’ın geleneksel dostlarından yardım arayışı içinde olduğunu gösterecektir, onları bu şekilde tatmin etmeye çalışacaktır.
Diğer taraftan, AB’ye Yunanistan’ın alternatif destekleyicileri olduğunu gösterecektir. Belki bunun doğrudan nakdi bir karşılığı olmayacaktır, ama Rusya’nın Avrupa Birliği’yle olan gerginliğinde Atina’nin Brüksel çizgisini izleme zorunluluğunda olmadığı mesajını verecektir ve bunu kendi müzakerelerinde bir baskı aracı olarak kullanacaktır. Tabii Moskova'nın da bundan yarar sağlamaya çalışması olağandır, yani beklenen bir durumdur. Kendisi Batı ittifakının tek bir cephe olmadığını savunacaktır. Bilindiği gibi, Temmuz’da AB’nin Rusya’ya karşı uyguladığı yaptırımlar gözden geçirilecek ve bu durumda Moskova’nın kendisiyle geleneksel olarak iyi ilişkileri olan ülkelere yönelmesi beklenmelidir.
Türkiye Uluslararası İlişkiler ve Stratejik Analizler Merkezi (TÜRKSAM) uzmanı Hanife Çetin de konuyla ilgili görüşlerini Radyo Sputnik'te paylaştı:
9 Nisan'da Uluslararası Para Fonu'na (IMF) bir kredi taksidini ödemesi gereken Atina hükümeti, kaynak arayışını sürdürüyor. Çipras'ın bu tarihten yalnızca bir gün önce Rusya'yı ziyaret edecek olması önemli, kaynak istemese de diplomatik olarak önemli anlamlar içeriyor. AB’ye karşı alternatifsiz ya da yalnız olmadığını gösteriyor. Bu nedenle Yunanistan’ın bu çabası aslında üzerindeki AB’nin ve özellikle de Almanya’nın mali ve siyasi baskılarını minimize etme çabası olarak yorumlanabilecektir.
Zira Çipras’ın bu ziyaretindeki olağanüstülük ve AB’de yarattığı endişeler tarih boyunca yakın olan Yunanistan ve Rusya arasındaki bağların gelişmesinden değil Atina’nın IMF ödemelerinin hemen öncesinde olmasından kaynaklanmaktadır. AP Başkanı Schulz’un, Yunanistan için, Rusya ile iyi ilişkileri 'kabul edilemez' görmelerinde haklı gerekçeler var. Avrupa’nın Rusya’ya uygulanacak yaptırımlara Yunanistan’ın red oyu kullanması durumunda karar askıya alınmış olacak. Bu da AB’nin otoritesini sarsacak bir durum.
Nitekim bu büyük bir olasılıkla, Yunanistan AB’den yeteri kadar lehte sonuç alamazsa ya da borcunu ödemesi için (belki) bir erteleme yapılmazsa ve ödeyemezse böyle olacak. Ayrıca, Yunanistan Rusya’ya uygulanan yaptırımlardan zarar gören bir ülke ve bu bakımdan oyunu kendi çıkarları doğrultusunda şu ana kadar ustaca oynuyor. Geçtiğimiz günlerde Çipras’ın Almanya’ya yaptığı ziyaret bu bakımdan çok anlamlı. Atina bir denge politikası kuruyor. Almanya ziyareti AB’ye AB’den vazgeçmedikleri mesajını verirken, şimdiki Rusya ziyareti de Rusya’dan da vazgeçilmediğini gösteriyor.
Aslına bakarsanız, ben Atina’nın bu politikasını rasyonel buluyorum. Risk almıyor. Aksine kendi ekonomisine zarar veren Rusya ambargosu gibi, ki Yunanistan’ın da ticaret hacmini olumsuz etkiledi, politikaları gerekçe göstererek böyle bir adım atabiliyor. İtalya da ekonomik olarak bu ambargolardan etkileniyor ama bunun AB’de alınacak kararı nasıl etkileyeceğini hep birlikte göreceğiz.
Sonuç olarak, ben Yunanistan'ın Rusya’da mali destek isteyeceğini zannetmiyorum ama Türk Akımı gibi konularda Rusya ve Yunanistan arasındaki çekimin hem ekonomik hem de siyasi gerekçelerle artacağını düşünüyorum.