AK PARTİ: TÜRKİYE'NİN İSTEDİĞİ BİR ŞEYDİ
TBMM Dışişleri Komisyonu Başkanı AK Parti İstanbul Milletvekili Ahmet Berat Çonkar, Sputnik Haber Ajansı'na yaptığı açıklamada, İran ile Batı arasındaki müzakerelerde gelinen noktayı 'olumlu bir gelişme' diyerek değerlendirdi. Türkiye'nin bu süreci başlatan ülkeler arasında yer aldığını kaydeden Çonkar, "Brezilya ve Türkiye'nin hamleleriyle ve İran'ın bu noktada pozitif yaklaşımının ortaya konulmasıyla bu süreç hareketlendi. Türkiye'nin de zaten başından beri istediği yönde gelişmeler sağlanmış oldu. Zaten barışçıl amaçlarla nükleer teknolojinin tüm ülkeler tarafından kullanılabilmesi uluslar arası bir hak ve uluslar arası bir sistem içerisinde her ülke için olumlu bir şey. Türkiye'nin de yaklaşımları nükleer enerjinin barışçıl amaçlarla kullanılması konusunda son dönemde yaptığımız atılımlarla zaten görülebiliyor" dedi.
İran ile varılan uzlaşmanın siyasi anlamda da bölgede daha istikrarlı ve barışçıl bir havanın hakim olması, gerilimlerin aşılması açısından da önemli olduğunu vurgulayan AK Partili Çonkar sözlerini şöyle sürdürdü:
"Çünkü yıllardır bu hem politik hem de ekonomik anlamda bölgede büyük gerilimlere neden olan bir konuydu. Bu işin barış yoluyla halledilebilmesi, bölgenin istikrarı açısından da tabi ki diğer meselelerin de hakkaniyet ölçüsünde ele alınıp çözülmesi önem kazanıyor. Bu çerçevede inşallah olumlu, faydalı bir atmosfere vesile olur diyorum. İran'ın tabi ki bölgedeki komşularıyla olan ilişkilerinde de aynı şekilde, diğer komşuları da rahatsız etmeyecek, onlarla da işbirliğini önceliyecek politikalara adım atması, bu sürecin yeni bir kazanımı olur. İnşallah bu yönde onlar da politikaların devam ettirirler. Gerek İran açısından gerek bölge ülkeleri açısından gereksiz bir silahlanma yarışı, nükleer güç olma gibi bir gereksiz rekabetin de önü alınmış olur. Ekonomik anlamda da ambargoların kademeli olarak kaldırılması sonucunda da bölgeye ayrı bir pozitif enerji etki yaratacaktır."
Söz konusu anlaşmanın Türkiye-İran ilişkilerine de olumlu katkı sağlayacağını kaydeden TBMM Dışişleri Komisyonu Başkanı Çonkar, şöyle konuştu:
"Çünkü İran uluslar arası sistem içerisinde daha makul ve o sistemle işbirliği yapan bir pozisyona girdiği zaman ister istemez yayılmacı ve komşularını rahatsız edici politikalardansa daha fazla işbirliğine, uyuma, komşularıyla birlikte hareket etmeye yönelik bir yaklaşıma doğru evrilir. Belki kısa vadede bu gerilimler yine devam edebilir fakat orta ve uzun vadede bu anlaşmanın yaratacağı konjonktürün pozitif bir konjonktür olacağı kanaatindeyim. Yani daha fazla gerilim değil, bu gerilimlerin bitirilmesi konusunda İran'ın da yanlış olduğu, hatalı olduğu politikalar noktasında onları da değerlendirip, geri adım atması konusunda pozitif unsur olarak devreye gireceğini düşünüyorum. Türkiye gibi bir komşusunun pek çok kritik dönemde İran'a komşuluğunda ötesinde destek vermiş olan bir komşusunun da hassasiyetlerinin önemindedir İran. Bunu bize zaten diplomatik temaslarda her zaman ifade ederler. Bu noktada Türkiye'nin olsun, diğer komşu devletlerin olsun hassasiyetlerini tabi ki dikkate alarak pozitif bir aktör olarak bölgede rol oynamasını bekliyorum ben. Kanaatimde bu yönde bir gelişmeye vesile olacağı yönünde."
CHP'nin diplomat kökenli isimlerinden TBMM Dışişleri Komisyonu üyesi Osman Korutürk de Sputnik Haber Ajansı'nın soruları üzerine, nükleer müzakerelerde İran ile varılan anlaşmayı 'çok olumlu' diye değerlendirdi. Korutürk, "Neticede İran'ın uluslar arası camianın içerisinde eski yerini almasına kapa açacak bir şey. Bölgedeki gerginliklerin de diplomatik yolla çözülmesi için bir yol gösterecek. Dolayısıyla İran için de iyi bölge için de iyi" dedi. Nihai anlaşmanın sağlanmasıyla birlikte İran'ın bölgede uyguladığı politikalar nedeniyle Türkiye'nin boşalttığı boşluğu da dolduracağını savunan CHP'li Korutürk, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Çünkü Türkiye öyle bir noktaya geldi ki, hiç kimseyle geçinmiyor, hiçbir güvenirliliği yok, mezhepçi politikalar uyguluyor. Dikkat ederseniz İran'ın uyguladığı politikalar genelde İran'ın milli çıkarlarına ön plana çıkaran politikalardır. Ama Türkiye tamamen bölgenin karıştırıcısı konumuna soyundu, bu karıştırmayı da kendi lehine de yapamıyor, başkasının lehine de çok karışık ve kötü bir şekilde bu bölgede kötü rol oynuyor. Şimdi İran, önümüzdeki dönemde eskiden olduğu gibi artık Batı'nın stratejik müttefiki haline gelebilecektir eğer bu anlaşma yürürlüğe girebilirse, hayata geçebilirse. Onun için Türkiye'nin yapması gereken bu anlaşmayı başından destekleyecek bir pozisyon takınması lazım. Eğer Cumhurbaşkanı gidebilecekse, gitmesi mümkün olursa İran'a, böyle bir tutum takınması lazım. Bu anlaşmayı destekledikten sonra da kendisi de bu bölgede yapıcı bir takım politikalar uygulaması lazım. Her yerdeki pozisyonunu Türkiye'nin yeniden gözden geçirmesi lazım. Çünkü İran, bu konuda kendi politikaları olan bir ülke ve her konuda da o politikaları dışişleri geleneği içerisinde takip eden sürükleyen bir ülke. İran çok öne geçer eğer Türkiye yapıcı bir rol takınmazsa. İran'ın sağlam politikaları vardır. Eğer Batı ile de ittifak haline girerse ki asıl ittifak Amerika ile olacak ittifaktır, bunların arkasında Amerika vardır, onun için İran bu bölgede aranan güveni sağlayacak ülke haline gelecektir. O zaman Türkiye'nin rolü ister istemez çok gerilere gidecektir, karıştırıcı bir ülke olarak kalacaktır, bu hükümet böyle kalırsa. Türkiye politikalarını değiştirmeli, değiştirmeden önce de bir kere bu anlaşmayı desteklemeli, desteklediğini açıkça ortaya koymalı, katkıda bulunabilecekse ona katkıda bulunabilmenin yollarını aramalı, birde İran ile itişmekten vazgeçmeli lüzumsuz yere."
HDP: ANLAŞMA İRANI RAHATLATIR BÖLGEDE ETKİNLİĞİNİ ARTIRIR
HDP Dış İlişkiler Sorumlusu Van Milletvekili Nazmi Gür de Sputnik Haber Ajansı'na yaptığı açıklamada, söz konusu anlaşmanın bir çerçeve anlaşma olduğunun unutulmaması gerektiğini vurguladı. Gür sözlerini şöyle sürdürdü:
"Bence bu anlaşmayla iki tarafta son derece kazançlı çıktı. Bölgedeki dengeleri yeniden şekillendirecek yeni bir uluslar arası politik durum ortaya çıktı. İran ile Batı'nın özellikle nükleer silahların geliştirilmesi konusunda uzlaşması bölgede de Ortadoğu'da farklı siyasi etkiler yaratacak beklentisi içindeyim ben. Fakat uzun soluklu bu müzakere dönemi nihai anlaşmayla sonuçlanmış değil. Bu çerçeve anlaşmanın içinin dolması gerekiyor. Öyle görünüyor ki, yeniden müzakereler ayrıntılarda devam edecek. Tabi söz konusu nükleer silahların geliştirilmesi ya da İran'ın nükleer programı olunca bu ayrıntıların ve ayrıntılarla ortaya çıkacak maliyetin nasıl karşılanacağı, mali açıdan söylüyorum hem de siyasi açıdan iyice netleşecek. Umarım ki İran, Batı ile bu tarihi uzlaşmasının Ortadoğu'daki halkların barış ve refahı için demokrasi için de bir etkisi olur diye düşünüyorum"
İran'ın hem bölgedeki hamlelerinin hem de Batı ile sürdürdüğü müzakerelerin sadece nükleer program odaklı olmadığını vurgulayan HDP'li Gür, Batı'ın İran üzerinde uyguladığı katı ambargonun bu ülkeyi oldukça sıkıntıya soktuğunu söyledi. Gür, "Bu nükleer programın kontrolü karşılığında Batı da İran üzerindeki ambargoyu kaldıracak, İran'ın bu şartları ne kadar yerine getireceğine bağlı olarak bunu yapacak. Bu yeni durum yani her iki tarafında karşılıklı eş zamanlı adım atması durumu İran'ı bölgede rahatlatabilir, bölge politikalarında dengeler farklılaşabilir. Politik sonuçları olacaktır derken tam da bunu kastediyordum. İran zaten bölgenin en önemli ülkelerinden birisi. Suriye ve Yemen'deki durumu göz önünde bulundurduğumuzda İran'ın bölgedeki rolü ve önemi kendiliğinden ortaya çıkıyor, etkisi ortaya çıkıyor. Ama bu anlaşma, İran'ı politik olarak rahatlatacağı gibi, bölgedeki etkinliğini artıracak diye düşünüyorum."