Avrupa'daki ekonomik kriz bir süre sonra siyasal krize dönüştü. Yunanistan, bu dönüşümün en spesifik örneği. Yunanistan Başbakanı Aleksis Çipras, Almanya Başbakanı Angela Merkel, Fransa Cumhurbaşkanı François Hollande ve Avrupa Birliği (AB) kurumları başkanlarıyla beraber 20 Mart'ta Brüksel'de düzenlenen bir zirveye katıldı. Bu liderler zirvesinde en büyük meselelerden biri Yunanistan'ın borç kriziydi. TÜSİAD Uluslararası İlişkiler Koordinatörü ve Brüksel Temsilcisi Bahadır Kaleağası, ‘Ali Topuz ile Dünya Hali'nde, Avrupa'nın iç ve dış meselelerine, Türkiye ile ilişkilerine ve Yunanistan krizine dair değerlendirmelerde bulundu.
Türkiye'nin gündeminin dünyadan kopma evrelerinden birine girdiğini belirten Kaleağası, şöyle konuştu: "Bu kopma geçmişte de sık sık oldu. İç siyasetteki gelişmelerin, dünyadaki gelişmelerle ne kadar etkileşim içerisinde olduğu zaman zaman medyanın, siyasilerin ve kamuoyunun dikkatinden kaçabilmekte. Şu anda bu Avrupa'da da var. Sık sık düzenlenen zirvelerin getirdiği bir takip yoğunluğu var."
'İLETİŞİMDEKİ DEĞİŞİM DEMOKRASİYİ DE ŞEKİLLENDİRİYOR'
Kaleağası, Yunanistan'daki ekonomik krizin siyasi krize dönüşmesine ve gelişen teknolojinin bu dönüşüme etkisine dair konuştu:
"Yarım milyarlık AB'de 9 milyonluk Yunanistan ‘ulusal ekonomi' olma niteliğini kaybetti. Böyle de olması da doğal. Yunanistan siyasi açıdan çok etkisi olmayan bir ülke gibi görülebilir. Fakat niteliksel açıdan bakarsak, son 20 yılda dünyadaki demokrasinin dönüşümü açısından çok önemli bir laboratuvarla karşı karşıyayız. Bilgi teknolojinin hızla gelişmesi, toplumların siyaset ile ilişkisini, devlet-vatandaş ilişkisin, toplumların kendi iç dinamiklerini arasındaki iletişimin niteliğini değiştirdi. Sosyal medyanın ve geleneksel iletişim araçlarının, teknolojiyle daha yüksek erişime ulaşmasının sonucu bambaşka bir demokrasi ortamıyla karşı karşıyayız."