Geçenlerde AB Zirvesi’nde, Rusya’ya yaptırımlar ele alındı. Yaptırımların süresi yazın sona eriyor. Ancak uzatılması ihtimali büyük. Bu eğilimlere ilişkin değerlendirmeniz ne?
Bence bu saçmalık. Baştan beri bu yaptırımların yanlış olduğunu savundum. Uzatılırsa da iyi olmaz. Bu yaptırımların Minsk süreciyle ilgili olması da soru işaretleri yaratıyor. Minsk Anlaşması’nın uygulanması taraftarıyım, Almanya hükümetinin bu yola devam edilmesi konusunda ısrarcı olmasının taraftarıyım. Ancak birileri bu anlaşmayı ve barış sürecini baltalamaya çalışıyor. Öncelikle ABD ve İngiltere’den silah ve askeri danışmanlar gönderenleri kastediyorum. Tüm bunlara yaptırımlarla tepki verirsek, yakında etrafımız ekonomik yaptırımlarla dolup taşacak. Bu akıl dışı bir strateji.
Yaptırımların uzatılması, Minsk Anlaşması’nın uygulanmasına bağlı. Ancak siz, yaptırımların yarardan çok zarar verdiğini savunuyorsunuz, doğru mu?
Yaptırımlar, öncelikle Avrupa ekonomisine zarar veriyor, Alman ekonomisine zarar veriyor. ABD iyi durumda, çünkü Rusya ile yoğun ekonomik ilişkileri yoktu. Ayrıca ABD’nin, Rus doğal gazını Avrupa’dan çıkarmak istediği biliniyor, çünkü bu durumda bize daha pahalı kaya gazlarını satabilecekler. Burada, somut ekonomik çıkarlar söz konusu. Avrupa’nın, kendi çıkarlarına karşı gelecek kadar aptal olmaması gerektiğini düşünüyorum. Ekonomik yaptırımlar, kesinlikle Avrupa’nın çıkarlarına karşı.
Rusya’ya yaptırımlar uygulanacaksa ABD ve İngiltere’ye de uygulansın, demiştiniz. Bu yaptırımları nasıl gerekçelendirebilirsiniz?
Minsk Anlaşması’nı isteyenleri de, barış yolunu isteyenleri de, kapsamlı askeri eylemlere ilgi duyanları da görüyorum. Örneğin ABD’de, Ukrayna’ya askeri danışmanlar ve silah gönderilmesi tartışılmıyor, karar verildi bile. Silah sevkıyatı başladı bile ve muhtemelen artacak. Bunun barış sürecine yardımcı olmadığı, aksine baltaladığı ortada.