Ukrayna Devlet Başkanı Pyotr Poroşenko, resmi ziyaret kapsamında Kiev'de ağırladığı Romanya Cumhurbaşkanı Klaus Lohannis ile yaptığı ortak basın toplantısında, Trandinyester bölgesinin tekrar Moldova Cumhuriyeti’ne ‘entegre edilmesi’nden yana olduklarını açıkladı.
Poroşenko, Ukrayna ve Romanya'nın, ‘egemen ve bağımsız bir devlet olan Moldova Cumhuriyeti’nin toprak bütünlüğünü sağlayıp Transdinyester bölgesinin tekrar bu ülkeye entegre olmasına yardımcı olmak için’, sorunla ilgili atılacak adımları koordine etme konusunda anlaşmaya vardığını ifade etti.
Halen Ukrayna'nın doğusundaki krizle mücadele eden Poroşenko'nun bu açıklamaları, dikkat çekti.
Etnik çatışmalar ve anlaşmazlıklar alanında uzman bir siyaset bilimci olan Uluslararası Stratejik Bakış Enstitüsü Başkanı Yusuf Çınar, Poroşenko'nun açıklamalarındaki gerçek amaca ilişkin görüşlerini, Sputnik'te paylaştı:
Moldova’nın ekonomik ve sosyal yönden, Transdinyester bölgesini beslemesi pek mümkün değil. Yani Transdinyester bölgesi, Rusya’ya bağımlı olmaya devam edecektir. Rusya ile olan ilişkisi bu derece sıkı olan bir bölgeden bahsediyoruz. Rusya, bağımsızlık konusunda Transdinyester’in uluslararası arenadaki tek destekçisi diyebileceğimiz ülke. Burada ilginç bir faktör daha var; AB buna cevap verebilir mi? Bana göre onların da bu konuda adım atmaları zor. Burada birinci etken, AB’nin bir ordusunun olmaması. Buna karşılık, Rusya orada yaklaşık iki bin asker bulunduruyordu. Yani Rusya, istediği zaman müdahale edebilecek kapasiteye sahip. İkinci husus, AB’nin ortak bir dış politikasının olmaması. Bunu Ukrayna krizinde gördük. Ortak dış politika geliştirmeye en uygun kriz olan Ukrayna'da bile, tam bir bütünlük sağlanamadığını gördük.
Dolayısıyla, AB’nin geliştirebileceği strateji sınırlı alana sahip. Bu bağlamda da Rusya’nın kullanabileceği en büyük araçlardan birisi, demokratik referandum önerisi olabilir. Bunun sonucunun da Moldova tarafından kabul edilebileceğini tahmin etmiyorum. Önceki dönemlerde de bu yaşandı fakat Moldova, her zaman masadan kalkan ülke konumunda oldu. Bunun nedeni de, oradaki etnik unsurların büyük bir kısmının Rusya yanlısı olması kuşkusuz. Demokrasi, burada da Rusya’nın çıkarlarına hizmet edebilir. Bu bağlamda da Rusya’nın avantajlı olduğunu düşünüyorum.
Sonuç olarak, Poroşenko'nun açılımı, iç savaşa sebep olabilir. Özellikle dondurulmuş olan sorunun tekrar gündeme getirilmesi, bölgedeki krizi alevlendirmekten başka bir sonuca neden olmaz.