Andrey Kondraşov’un yönettiği ve Rossiya-1 kanalında yayımlanan belgeselde Kırım’ın Rusya’ya bağlanmasının perde arkasını anlatan Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin, “Ukrayna’daki muhalefet çoğunlukla Avrupalılar tarafından destekleniyormuş gibi gösterildi. Ama gayet iyi biliyoruz ki asıl akıl hocaları ABD’li dostlarımızdı” dedi. ABD’nin Batı Ukrayna, Polonya ve Litvanya’da aşırı milliyetçileri ve silahlı grupları eğittiğini savunan Putin, “Batı, Kırım’ın Rusya’ya yeniden bağlanmasını engellemek için her şeyi yaptı” ifadelerini kullandı.
Böylesi bir yaklaşımın özellikle Ukrayna gibi Sovyetler sonrasında yeni bir siyasi sisteme alışmaya çalışan ülkeler açısından iyi sonuçlar doğurmayacağını vurgulayan Putin, sistemin kırılgan olduğu bu tür ülkelerde anayasa ihlallerinin devlete büyük zarar vereceğinin altını çizdi: “Kanunlar çöpe atıldı, hiçe sayıldı. Sonuçları da ölümcül oldu. Ülkenin bir kısmı buna tamam dedi, diğer kısmı ise karşı çıktı. Ülke bin parçaya bölündü.”
YANUKOVİÇ ASLINDA ÜLKEDEN AYRILMAK İSTEMEDİ
O dönemin Ukrayna Başbakanı Viktor Yanukoviç’e suikast hazırlıkları yapıldığını, bu yüzden özel birliklere Yanukoviç’in hayatını korumaları emri verdiğini anlatan Putin, “Yalnızca yakalanması değil bedenen ortadan kaldırılması için de planlar yapıldığı bilgisi aldık. Ünlü bir kişinin dediği gibi: İnsan yoksa sorun da yoktur. (…) Aslında ülkeden ayrılmak istemedi. Ama götürüldüğü Kırım’da birkaç gün geçirdikten sonra, Kiev’deki kimseyle müzakere edemeyeceğini anlayınca Rusya’ya getirilmeyi talep etti” dedi.
Darbenin sorumlularına yaptırım uygulanması gerektiğini savunan Putin, “Rus halkının ve ülkenin çıkarları doğrultusunda hareket ettik. Bu çıkarları paraya, mala, sözleşmelere veya banka transferlerine değişmek kabul edilemez” ifadelerini kullandı.
Kırım operasyonuna da Yanukoviç’in kaçtığı günün ertesi sabahı karar verdiğini belirten Putin, Şubat 2014’teki darbeye kadar Kırım’ı Ukrayna’dan ayırmayı düşünmediğini, ama ‘Kırım halkının aşırı milliyetçilerin silindiri altında ezilmesine’ de izin veremeyeceğini söyledi:
“Görevleri dağıttım, herkese ne yapmaları gerektiğini anlattım ve bunu ancak Kırım halkının bunu yapmamızı istediğinden tam anlamıyla eminsek yapacağımızı söyledim. Amacımız Kırım’ı ilhak yoluyla almak değil, halka nasıl bir yaşam istediklerini ifade etme olanağı sunmaktı.” Putin bu bağlamda o dönemde yapılan bir kamuoyu yoklamasına göre halkın yüzde 75’inin Rusya’ya katılmak istediğine dikkat çekti.
KIRIM'IN BAĞLANMA SÜRECİYLE BİZZAT İLGİLENDİ
Kırım'ın Rusya'ya bağlanması süreciyle bizzat ilgilendiğini ve bunun da işleri kolaylaştırdığını söyleyen Putin, "Bizim avantajımız neydi biliyor musunuz? Benim bu işle şahsen ilgilenmem. Benim her şeyi doğru yaptığımdan değil ancak bu işi devletin birinci sırasındaki işim yapınca, alttakilerin çalışması kolaylaşıyor" dedi.
Diğer taraftan bazı radikal yetkililerin terör eylemleri düzenleyeceğine dair istihbarat aldıklarını söyleyen Putin, ‘istenmeyen senaryonun gerçekleşmesi’ halinde nükleer güç kullanmaya hazır olduklarını da sözlerine ekledi. Referandum sırasında güvenliğin sağlanması için aldıkları önlemlerle Kırım'ı ‘kaleye dönüştürdüklerini’ belirten Putin, kıyı güvenliği amacıyla K-300P Bastion füzelerinin de uzaydan dahi görülebilecek şekilde ve Kırım’ın iyi korunduğunu göstermek adına konuşlandırıldığını ve Kırım'a çevrildiğini kaydetti.
'KIRIM'A ASKER GÖNDEREREK HİÇBİR ŞEYİ İHLAL ETMEDİK'
Kırım’daki 20 bin Ukrayna askerini etkisiz hale getirebilmek için yalnızca sayıca çok değil nitelik olarak da üstün personellere ihtiyaç duyulduğunu açıklayan Putin, bu sebeple bölgeye özel kara, deniz ve hava güçlerini gönderdiğini söyledi:
“Ukrayna’ya asker göndermek için Federasyon Konseyi’nin yetkisine ihtiyacımız yoktu. İlgili uluslararası anlaşma gereği zaten Kırım’daki askeri üssümüzde 20 bin asker bulundurma yetkimiz var ki giden ek askerle bile bu sayı aşılmadı.”
Diğer taraftan ek Rus askeri gönderilmeden yapılacak bir referandumun kan gölüne dönebileceği konusunda uyaran Putin, “Kırım’ın etnik yapısını göz önüne alırsak, şiddetin boyutu Kiev’dekini de geçerdi. Onlarca insanın diri diri yakıldığı Odessa’dakine benzer bir trajedinin daha yaşanmasına izin veremezdik” ifadelerini kullandı.
ŞOYGU: DONBASS'TAKİ SENARYO KIRIM'DA DA YAŞANABİLİRDİ
Belgeselde konuşan Savunma Bakanı Sergey Şoygu da benzer ifadeler kullandı. "Donbass'taki senaryonun Kırım'da da yaşanabilirdi" diyen Şoygu, "Kiev, Ukrayna'nın doğusunda bugün yaşananların aynısını hayata geçirmek için silahlı birlikleri hazır hale getirmişti. İlk askeri birlikler göründüğünde Kırım'da görev yapan özel polis teşkilatı Berkut hemen devreye girdi ve sınırı kapattı" bilgisini paylaştı.
Kırım yerel yönetimi, 11 Mart 2014'te Ukrayna'da Meydan olaylarının ardından değişen yönetimi tanımadığını açıklayarak, tek taraflı özerklik ilan etmişti. 16 Mart'ta Kırım'ın, Rusya'ya bağlanması için referandum düzenlemiş ve ertesi gün Rusya'ya bağlanmak için başvuruda bulunulmuştu. 18 Mart'ta Putin, Kırım ve Sivastopol'ü Rusya'ya bağlayan anlaşmayı imzalayarak yürürlüğe girmesini sağlamıştı.