AK Parti Grup başkanvekilleri Mustafa Elitaş, Mahir Ünal, Belma Satır, Ahmet Aydın ve Naci Bostancı ile 223 milletvekilinin imzasıyla sunulan ve Anayasa'nın "Siyasi Partilerin Uyacakları Esaslar" başlıklı 69. maddesinde değişiklik öngören teklife göre; Meclis çalışmalarındaki oy ve sözler, Meclis'te ileri sürülen düşünceler ile idarenin eylem ve işlemleri odaklaşmanın tespitinde gözetilmeyecek.
Siyasi partilerin kapatılmasına ilişkin davalar, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı'nın talebi üzerine, talebin TBMM'ye ulaştığı tarihte Meclis'te grubu bulunan her siyasi partinin beşer üyeyle temsil edildiği komisyonun üye tam sayısının üçte iki çoğunluğu ve gizli oyla vereceği izin üzerine açılacak. Dava, Anayasa Mahkemesi tarafından kesin olarak karara bağlanacak.
DEVLET YARDIMI KESİLECEK
Anayasa Mahkemesi, kapatma yerine, dava konusu fiillerin ağırlığına göre ilgili siyasi partinin devlet yardımından kısmen veya tamamen yoksun bırakılmasına karar verebilecek. Devlet yardımından yoksun bırakılma, bağlı olduğu kapatma davasının ve kararının usulüne tali olup, tek başına dava konusu yapılamayacak.
GEREKÇE
Teklifin gerekçesinde, Türkiye'de siyasi partilerin bağlı olduğu hukuki değişimin, yapılan tüm iyileştirmelere rağmen siyasi partilerin aleyhine işlemesinin önlenemediği ve bu rejimin ağırlıklı olarak özgürlükleri daraltıcı nitelikte işlediği belirtildi.
1961 Anayasası'ndan bugüne kadar Türkiye'de Anayasa Mahkemesi kararıyla 25 siyasi partinin kapatıldığı anımsatılan gerekçede, bu sayıya askeri müdahale dönemlerinde kapatılan partilerin dahil olmadığı ifade edildi. Gerekçede, bugüne kadar Avrupa ülkelerinin tamamında 6 siyasi partinin kapatıldığına işaret edildi.
Siyasi partilerin kapatılmasına ilişkin kararlara karşı Türkiye aleyhine Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'ne yapılan başvuruların biri hariç tamamında ihlal kararı verildiği belirtilen gerekçede, "Yaşanan bunca tecrübe, Türkiye'nin istikrarı ve ülkemizin muhatap olduğu ihlal kararları gözetildiğinde, parti kapatma rejimini sistemin taşıyamayacağı yük olmaktan çıkaracak nitelikte reform yapılmasına ihtiyaç olduğu açıkça görülmektedir" denildi.
Değişik tarihlerde Anayasa ve yasalarda yapılan iyileştirmelerin amaçlarına uygun olarak uygulanmadığına değinilen gerekçede, kapatma kararlarının ulusal üstü yargıda sözleşme ihlali olarak nitelendirilmesinin, siyaset kurumuna ölçüsüz müdahalelerin yol açtığı istikrarsızlık gibi etkenlerin bu düzenlemeyi zorunlu kıldığı vurgulandı.
Gerekçede, Venedik Komisyonu organı olan Avrupa Hukuk Yoluyla Demokrasi Komisyonu'nun 13-14 Mart 2009'daki 78. Genel Kurul toplantısında, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı'nın parti kapatma davası açma yetkisinin bir tür demokratik kontrole tabi tutulacağı sistemin getirilmesinin tavsiye edildiği kaydedildi. Yeni düzenlemeyle siyasi partilerin kapatılmasına ilişkin sistemin, Venedik Kriterlerine kısmen de olsa uyumla hale getirildiği ve siyasal örgütlenme özgürlüğünün güçlendirildiği ifade edildi.