NATO “Daimi Mayın Karşı Tedbirleri Görev Grubu-2” (SNMCMG2) gemileri, Bulgaristan, Romanya ve Türkiye deniz kuvvetlerinin ortak tatbikatına katılmak için Karadeniz sularına girdi. Ukrayna krizinin devam ettiği koşullarda bu gelişmenin, bölge için negatif sonuçlar doğurabileceğinden endişe ediliyor.
Peki NATO’nun Karadeniz sularında yaptığı bu tatbikat Ukrayna’daki durumunu nasıl etkiler? ABD, NATO’nun bu tatbikatını, Rusya’ya karşı bir “baskı faktörü” olarak kullanmaya kalkışmaz mı? Bu durum 1936 tarihli Montrö Boğazlar Sözleşmesi’ni ihlal ediyor mu? Bilkent Üniversitesi'nden askeri uzman gazi Koray Gürbüz, konuyu Sputnik Haber Ajansı’na değerlendirdi:
Bu talep sonrasında ABD, her fırsatta NATO gemilerinin Karadeniz'e açılması konusunu gündeme getirmeye başladı. ABD 2008'deki Rusya-Gürcistan savaşında Karadeniz'e girmek istemiş, Türk Silahlı Kuvvetleri buna izin vermemişti.
"TÜRKİYE ABD NE DERSE YAPMAK ZORUNDA"
Türkiye, NATO üyesi olduğundan ABD ne derse onu yapmak zorunda kalıyor. Çünkü NATO demek, bir nevi ABD demek. Türkiye'nin bölge ve Dünya barışı için komşularıyla iyi ilişkiler geliştirmeli ve boğazlar konusunda Montrö Antlaşması'nın gereklerini her ne olursa olsun yerine getirmeli. NATO durup dururken Karadeniz'de tatbikat yapıyor. Bu tatbikatın amacı, Ukrayna ile Rusya arasındaki gerginliği bahane ederek, Karadeniz'de sürekli askeri bir ABD gücünün bulundurulmasını sağlamak. Böylece ABD, Rusya'nın etki alanını kısıtlamayı planlıyor. Ayrıca Rusya'nın burnun dibinde tatbikat yaparak, güvenliğini ciddi bir şekilde tehdit ediyor. Gözdağı vermeye çalışıyor. Rusya gazının geçirildiği enerji yollarından pay almak istiyor. Bütün hareketlerinin gerekçesi bu. Türkiye'nin bu konulara alet olmaması lazım"