Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Yeşil Ay tarafından düzenlenen Zümrüdüanka ödül töreninde konuştu.
Zararlı alışkanlıklarla ve bağımlılıkla mücadelenin tüm dünyanın gündeminde olduğunu belirten Erdoğan, şunları ifade etti:
"Yasa değil, Anayasal hüküm. 'Devlet, gençliği alkol düşkünlüğünden, kumar ve uyuşturucudan korumak için gerekli tedbirleri alır.' Bu kadar açık ve net… Bu kadar mücadele verirken, birileri bunu farklı yere çekerler. En gelişmişinden en geri kalmışına kadar tüm ülkeler halkını bundan korumak için yoğun gayret içindedirler. Zaman zaman Türkiye'nin bu konudaki mücadelesinin eleştirildiğini görüyoruz. Biz kapalı alanlarda ve belirli yerlerdeki açık alanlarda sigara içilmesini yasakladık. Elbette bu sadece yasayla, yasakla, ceza ile yürütülebilecek bir mücadele değil. Ama cezanın, yasağın etkisini de gözardı edemeyiz. Toplumsal duyarlılık, sosyal reaksiyon oluşturmak mecburiyetindeyiz. Hani mahalle baskısı diyorlar ya, bu konuda hakikaten mahalle baskısı yapmak lazım. Sigara içenin ayıplandığı bir sosyal alanı tesis etmeliyiz. Geçmişte uçakta, trende bile sigara içilebiliyordu. Uzun otobüs yolculukları sigara içmeyenler için adeta bir eziyetti, işkenceydi. Biz 2008'de kapalı alanda sigara içmeyi yasaklayana kadar, işyerlerinde, düğün salonlarında, kahvehanelerde, hatta spor salonlarında sigara içiliyordu. Sigara içenlerin büyük kısmının bu sınırlamaları desteklediğini biliyorum. Bu konunun demokrasiyle, insan haklarıyla, farklılıklara saygıyla bir ilgisi yok. Düşünün, bir evde beyefendi sigara içiyor, ama hanımefendi içmiyor. Tam tersi de olabilir. Hanımefendi sıkıntı içine giriyor. Bunlara karşı ortak bir tedbir almamız, geliştirmemiz gerekiyor."
"VAZİFEMİN GEREĞİ"
Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Zararlı alışkanlıklarla, bağımlılıkla mücadele, benim vazifemin de gereğidir. Ama daha önemlisi, benim bir baba, eş, torun sahibi olarak, tümmilletime karşı sorumluluğumdur. sigarayla müceadele konusunda ne kadar hassas isem, her türlü uyuşturucuyla, hatta daha fazla hassasım. Yine alkol alışkanlığıyla ilgili de hassasım. Bütün bunlar bir felaket zincirinin halkaları gibidir. Bununla topyekün mücadele etmeden sağlıklı nesiller yetiştiremeyiz" diye konuştu.
Erdoğan, ailelerden yine en az 3 çocuk sahibi olmalarını isteyerek, aksi halde Türkiye'nin 2050'li yıllarda Batı için tehlike olan "yaşlı nüfus" ile başbaşa kalacağını söyledi.
Erdoğan, "Bunu güçlü toplum olalım diye istiyorum. Bir gün öleceğiz. Bir başbakan gelmişti, bir cumhurbaşkanı gelmişti, en az üç çocuk istemişti de, biz inanmamıştık demesinler" dedi.