TBMM Dışişleri Komisyonu 2 Mart Pazartesi günü yaptığı toplantıda, "Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti ile Katar Devleti Hükümeti Arasında Askeri Eğitim, Savunma Sanayii ile Katar Topraklarında Türk Silahlı Kuvvetlerinin Konuşlandırılması Konusunda İşbirliği Anlaşması" ele alındı. Ancak söz konusu anlaşmaya muhalefet partilerinden itirazlar geldi.
CHP, anlaşma metninde yer alan "Türk Silahlı Kuvvetleri'nin Katar'da konuşlandırılmasını" öngören düzenlemeye itiraz ederek, Türkiye'nin eğit-donat projesi kapsamında Katar'da eğitim yapıp yapmayacağını sordu. AK Parti ise Katar anlaşmasının 'eğit-donat' ile ilgisi olmadığını, bildirdi.
TEZKERE VE MECLİS ONAYI GEREKİR
Komisyonun CHP'li üyelerinden İstanbul Milletvekili Osman Korutürk, Türkiye'nin, Ortadoğu ve Kuzey Afrika başta olmak üzere Arap ülkelerinin çoğuyla ve başka birçok ülkeyle askeri eğitim ve işbirliği anlaşmaları olduğunu anımsattı. Bu çerçevede Katar'la da 23 Mayıs 2007 tarihinde imzalanmış bir askeri eğitim ve savunma işbirliği anlaşması olduğunu kaydeden Korutürk, bu anlaşmanın halen yürürlükte olduğunu ifade etti. Korutürk, Dışişleri Komisyonu'na getirilen anlaşmanın ise bunlardan farklı olduğunu vurgulayarak, şöyle konuştu:
"Bunun metninde eğitim, plan ve tatbikat ifadeleri kullanılmasıyla birlikte asıl can alıcı nokta, anlaşmanın Türk Silahlı Kuvvetleri'nin Katar'da konuşlandırılmasını hükme bağlaması ve bu konuşlandırmanın esaslarını düzenlemesi. Bu, Türkiye'de daha önce alışılmış bir şey değil. Yurt dışına silahlı kuvvet gönderilmesi için, Anayasanın 92. Maddesi uyarınca tezkere ile meclisten onay alınması gerekli. Dışarıya asker ancak TBMM onayladığı takdirde gönderilebilir. Ayrıca, Katar'a asker gönderilmesi nereden çıktı? Durduk yerde ne oluyor da Katar'da Türk Silahlı Kuvvetleri konuşlandırılıyor."
EĞİT-DONAT İÇİN Mİ GİDECEKLER?
Komisyon toplantısına Hükümet adına katılan Milli Savunma ve Dışişleri Bakanlığı temsilcilerinin bu konudaki sorularına "Bu eğitim anlaşmasıdır; eğitimle beraber burada kuvvet de bulunacak. Zamanı gelince anlaşmanın kapsamı genişleyebilecek. Hükümler karşılıklılık içeriyor" gibi yanıtlar verdiğini anlatan Korutürk, "Her ne kadar karşılıklı dense de, anlaşmanın metninde bakıldığında bunun esas itibariyle Türk Silahlı Kuvvetleri'nin Katar'da konuşlandırılmasını düzenlediği görülüyor. Türkçesinde de öyle, İngilizcesinde de öyle…" dedi. Korutürk, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Şimdi bu akla birçok şey getiriyor. Birincisi; eğit-donat diye bir işe girdi Türkiye. ABD'nin kontrolünde bir grup Suriyeli silahlı muhalif —Hükümet ılımlı muhalif demeye özen gösteriyor ama bunlar sonuçta silahlı muhalif- unsurları eğitip donatacak. Suriye'ye gönderecek. Bu Eğit-donat projesinin içine kimler girecek? Kimlerin gireceği, kimlerin girmeyeceği, bunların arasında bizim tarafımızdan eğitilip donatılacakların arasında kimlerin eğitim sonrası neler yapacağı nasıl tetkik edilecek? Bu konulardaki çekincelerimizi her fırsatta seslendirdik ve hükümetin de bilgisine getirdik. Şimdi acaba Katar'a bir eğitim birliği gönderip eğit-donat projesi bağlamındaki silahlı eğitimin bir bölümünü burada mı yapacaklar? İlk akla gelen ihtimal bu. Katar'da yapacak olurlarsa burada kimlere eğitim verecekler? Bunların arasında Özgür Suriye Ordusu ve bir takım, şu aşamada etkisiz oldukları gözlenen ve hükümetçe 'ılımlı' olarak nitelenen unsurlar dışında etkili fakat 'radikal' ve 'terörist' tanımları kapsamına giren unsurlar da bulunacak mı? Bunun üzerinde ciddiyetle duruyoruz."
ULUSLAR ARASI GÖREV KUVVETİ Mİ OLUŞTURULUYOR?
Korutürk, Katar'ın Amerikan Merkezi Kuvvetler Komutanlığı'nın (CENTCOM) bölgedeki ana üssünün bulunduğu bir ülke olduğunu da kaydederek, "Orada CENTCOM çerçevesinde bir uluslararası görev kuvveti mi oluşturuluyor ve Türk kuvvetleri oraya mı giriyor? Bu hususlar belli değil. Sis perdesi arkasında bir anlaşma geçiriliyor" dedi.
TÜRKİYE-İRAN İLE İLİŞKİLERİNE DE YANSIR
CHP'li Korutürk, burada dikkat edilmesi gereken bir hususun daha olduğunu da vurgulayarak, "Türkiye'nin Katar'da askeri bir birlik konuşlandırması Türkiye'nin İran'la olan ilişkilerine de yansıyacak bir husustur. İran'ı son derece işkillendirecek bir husustur. Hükümetin dış politikası tamamen maceracı bir dış politika… Nereye gidiyor, ne yapmak istiyor belli değil. Bu maceraların arasında bize yeni bir macera kapısı mı açıyorlar diye bir endişemiz var" diye konuştu.
KAP KAÇ GİRİŞİMİ
Komisyonun bir diğer CHP'li üyesi Isparta Milletvekili Ali Haydar Öner ise, dikkat çeken başka bir hususun da, anlaşmanın 19 Aralık 2014'te imzalanması, 10 Şubat'ta TBMM'ye, 20 Şubat'ta komisyona havale edilmesi, komisyonun da olağan toplantı günü olan Çarşamba yerine Pazartesi günü alelacele görüşmesi olduğunu söyledi. Öner, "Daha önce 2007 tarihli anlaşmada askeri eğitim ve bilimsel işbirliği hususları zaten var. Burada konuşlanma, eğit-donat gibi bize uluslararası alanda yeni yükümlülükler getirecek ve yeni sıkıntılara sokabilecek bir kapkaç girişimi var diye düşünüyoruz. Anlaşma maddelerinden işbirliği kapsamını belirleyen maddenin de ucu açık" diye konuştu.
AK PARTİLİ ÇONKAR: GEREKÇE AÇIK
CHP'nin iddialarına ise TBMM Dışişleri Komisyonu Başkanı AK Partili Ahmet Berat Çonkar'dan yanıt geldi. Çonkar, söz konusu anlaşmanın gerekçesinde, 'askeri eğitim, savunma sanayi, ortak askeri tatbikat ve taraflar arasında kuvvetlerin konuşlandırılması alanında işbirliğinin güçlendirilmesi için bir mekanizma kurulması', 'askeri lojistik alanında işbirliği yapılması', 'askeri kurumlarda danışman personel görevlendirilmesi ve personel mübadelesi', 'taraflar arasında personel ve askeri ekipman mübadelesinde bulunulması'nın amaçlandığının ifade edildiğini vurguladı. Çonkar, anlaşmayla, askeri eğitim, savunma sanayii, ortak askeri tatbikat ve taraflar arasında, kuvvet konuşlandırılması alanında işbirliğinin güçlendirilmesi maksadıyla gerekli usul ve esasları tespit ettiğini kaydetti. Çonkar, " Bu anlaşmayla, iki taraf arasındaki mevcut dostane ilişkilerin uluslararası kurallar ve anlaşmalara uygun olarak geliştirilmesi amaçlanmaktadır" dedi.
KÖRFEZ ÜLKELERİNİN ÇOĞU İLE VAR
Türkiye'nin, Körfez ülkeleriyle ilişkilerine stratejik bir perspektiften baktığını vurgulayan Çonkar, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Bu stratejik bakışımızın en önemli unsuru bölge ülkelerinin güvenlik ve istikrarını desteklemektir. Bu anlaşma ülkemize esasen tarihsel olarak bildiğimiz ve etkin olduğumuz bu bölgede stratejik bir zemin kazandıracaktır. Komisyonumuzca onaylanan bu anlaşmayla aynı zamanda savunma sanayii ve askeri eğitim konularında yakın işbirliği yapılması öngörülmektedir. Esasen ülkemizin savunma sanayii ve askeri işbirliği ile eğitim alanlarında Körfez ülkelerinin çoğuyla imzalamış olduğu anlaşmalar ve mutabakat muhtıraları bulunmaktadır. İleride benzeri anlaşmaların diğer Körfez ülkeleriyle yapılması da mümkündür. Körfez bölgesinde çeşitli ülkelerin benzeri angajmanları bulunmaktadır.
AYRI AYRI MUTABAKATLAR GEREKECEKTİR
Anlaşma Katar topraklarında Türk Silahlı Kuvvetlerinin gerektiğinde konuşlandırılmasına imkan tanımakla birlikte, her bir tatbikat, ikili manevra, askeri eğitim faaliyeti ve kuvvet konuşlandırmaları için ayrı mutabakatlar gerekecektir. Anlaşmanın uygulanması kapsamında Katar'ın da tabiatıyla ülkemize askeri personel göndermesi mümkündür. "
EĞİT-DONAT VE CENTCOM İLE ALAKASI YOK
TBMM Dışişleri Komisyonu Başkanı Çonkar, sözkonusu anlaşma ile Katar'la daha önce bu konularda yapılmış olan anlaşmalardaki güncelleme gereksinimi de karşılanmış olduğunu söyledi. Çonkar, "Anlaşmanın içerik ve kapsamının açık olduğu, içerisinde yer alan hususlar dışında herhangi bir amaca hizmet etmesinin sözkonusu olmadığı, bu bakımdan, Anlaşmaya kapsamı dışında bir anlam da yüklememek gerektiği, Anlaşmanın ABD ile yapılan 'Eğit-Donat' anlaşmasıyla, ya da çeşitli iddialarda dile getirildiği gibi ABD'nin Katar'da bulundurduğu Merkezi Komuta Kuvveti (CENTCOM) faaliyetleriyle herhangi bir alakasının bulunmadığı değerlendirilmektedir" dedi.