MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, partisinin grup toplantısında konuştu. Çözüm sürecinde AK Parti ile HDP'nin anlaştığı 10 maddeyle ilgili değerlendirmeler yapan Bahçeli, "Her bir maddesi mahvoluş demek olan" şeklinde değerlendirdiği metinle ilgili Sevr benzetmesi yaptı. Bahçeli, konuyla ilgili şunları söyledi:
"PKK olağanüstü kongre toplayacak, silah bırakacak, barış gelecek ve demokrasinin önü açılacakmış. Sevr Anlaşması'na da barış diyorlardı ve Türk milletine nasıl bir cehennem yaşatacağı herkesin malumuydu. Bu ihanet metni Türkiye Cumhuriyeti'nin çöküş metnidir.
30 Ekim 1918'de imzalanan metnin şartları neyse, 28 Şubat 2015 tarihinde ilan edilen ihanet mutabakatı bunun aynısıdır. 10 Ağustos 1920'de imzalanan kirli paçavra Sevr ile 28 Şubat'taki ihanet metni arasında hiçbir fark yoktur. Sevr'i imzalayacak kadar küçülen 3'lü kadroyla, AKP'yi temsilen orada oturan 3 şahsiyetin yolları kesişmiştir.
AKP'ye oy veren kardeşlerime sesleniyorum; lütfen düşününüz. Rezaletlere, bacayı saran düşmanlıklara nasıl suskun kalalım. Vatan satılırken hareketsiz mi kalalım. MHP olarak, AKP — HDP mutabakatına göz açtırmamakta son derece kararlıyız."
"SİLAH BIRAKMA HAYAL ÜRÜNÜ"
"PKK'nın silahlara veda etmesi hayal ürünü, Türk milletini aldatmaya yönelik temelsiz bir politikadır" diyen Bahçeli, açıklanan bildiriyi madde madde değerlendirdi ve eleştirilerini sert bir dille sıraladı:
"HDP'nin kapısında dilencilik yapan Başbakan" ifadesini kullanan Bahçeli, "Bilesin ki PKK'yı kızdırmamak adına kanun tasarısında pazarlık yapan Davutoğlu, baştan ayağı tiyatrosun. Davutoğlu tüm sözlerini yemiştir. HDP ve AKP, İmralı ve Kandil'in huzurunda utanmadan söz kesmişlerdi.
Bu ülkenin Cumhurbaşkanı ve Başbakanı'nı PKK'lıdan ayıran şeylerden geriye ne kalmıştır? PKK artık her yerdedir. Bu milliyetçi hareket için kabul edilmeyecek bir durum, şehitlere karşı tam bir vefasızlıktır.
Durum bu kadar vahimse, Türk milleti nasıl bir oyunun göbeğindedir. Türk milletinin kimliğiyle ilgili uygulamalar, İmralı 'da yatan ya da öyle sandığımız bir mahkum tarafından gerçekleştirilmiştir. Milli kimliğimizi PKK'nın tezlerine uygun tanımlama önerisi, Erdoğan'ın umurunda değildir. Aksine alkışlamamak için kendini zor tutmaktadır.
"TÜRKİYE'NİN FİŞİNİ ÇEKİYORLAR"
Erdoğan ve Öcalan yanlarına 23 Nisan başbakanını da alarak, Türkiye'nin fişini çekmek için son rötuşları yapmaya koyulmuşlardır. İşi Kandil'de petrol aramaya kadar götürmüşler, PKK'ya silah ve uyuşturucu kaçakçılığından sonra yeni kazanç kapısı açmanın peşine düşmüşlerdir. AKP Şirin, PKK Ferhat olmuş…
Buradan kimliksizlere bir kez daha duyuruyorum ki, adımız Türk milletidir. Bölücü hükümettedir, bölücüler iktidardadır. Bu durumu baştan aşağı değiştirmek için 7 Haziran son şanstır. Çok çalışacağız, çok gayret edeceğiz. Kader seçimi ufukta görülmüştür."