Türkiye hazır giyim üreticilerinin, hiçbir koşulda Rusya pazarını ikinci plana atmayı aklından bile geçirmediğinin altını çizen Tanrıverdi, Türk sektörü için Rusya'nın kısa vadeli ve konjonktürel bir pazar olmadığını söyledi.
"Rusya pazarı bugün için daralıyor gibi görünebilir, hatta bu süreç tahmin ettiğimizden daha uzun ve sancılı da olabilir" diyen Tanrıverdi, diğer yandan uzun vadeli bakıldığında Rusya'nın zengin ekonomik altyapısı, nüfusu ve tüketim alışkanlıkları ile her zaman güçlü bir ülke ve pazar olmaya devam edeceğini vurguladı.
"TÜRKİYE KARA GÜN DOSTU"
Tanrıverdi, hazır giyim ürünlerinin Rusya'nın ithalatı içinde de azımsanmayacak bir yere sahip olduğunu aktararak, "Rusya'nın genel ithalatı 2013 sonu itibariyle 314 milyar dolar düzeyinde idi ve bu miktarın 9,28 milyar dolarını hazır giyim oluşturuyordu" bilgisini verdi.
Türkiye'nin, kriz döneminde de her türlü desteği ile Rusya'nın yanında olacağını kaydeden Tanrıverdi, "Uzun zamandır en yakın ortaklarız, ufak bir sendelemenin bu derin ve güçlü ilişkiyi sarsması söz konusu olamaz. Türkçe'deki 'Kara gün dostu olmak' tam da bunu anlatır. Zor zamanlarında da yanında değilseniz, gerçek bir dost olduğunuzdan bahsetmek zor olur" ifadelerini kullandı.
Tanrıverdi, Türk hazırgiyim sektörünün hem ülke içinde hem de uluslararası alanda önemli bir yere ve bilgi birikimine ulaştığını belirterek, şunları kaydetti:
"Üretimden üretim organizasyonuna, tasarımdan perakendeye birçok alanda edinilen bu deneyim ve bilgi birikimini Rusya'daki meslektaşlarımızla da paylaşarak güçlendirme amacındayız. Türkiye ile Rusya arasındaki ticareti geliştirmek için hem Türk hem de Rus tarafından beklentilerimiz var. Bu beklentilerimizin ilki; daha önce üzerinde mutabık kalınan TL ve Ruble ile ticaretin desteklenmesi konusunun daha net bir şekilde hayata geçirilmesini istiyoruz.
Burada merkez bankalarının daha aktif bir rol almasını ve bu konunun işlenebilir hale gelmesini bekliyoruz. Özellikle böyle kriz dönemlerinde de bu konunun her iki tarafa faydalar sağlayacağını düşünüyorum. Buna paralel olarak Rusya'da yatırım yapmış, bu ülkenin iş hayatına ve istihdamına katkı sağlayan AVM'lerdeki Türk mağazalarına ruble ile kiralarını ödeme olanağı getirilmesini istiyoruz."
"MERKEZ BANKALARI ELİNİ TAŞIN ALTINA KOYMALI"
Bunun dışında iki ülke ticaretini ve işbirliği ilişkilerini bir adım öteye taşıyacak tercihli bir ticaret anlaşmasının imzalanmasının büyük önem taşıdığını aktaran Tanrıverdi, "Sonuç olarak amacımız, Türkiye ve Rusya arasındaki 32 milyar dolarlık dış ticaret hacmini, 2023 yılına kadar 100 milyar doların üzerine çıkartabilmek. Bu rakamların artması aramızdaki ilişkilerin ve dostluğun daha da pekişmesine neden olacak" dedi.
Önceki yıllarda gündeme gelen tekstil ve hazır giyim sektörleri için Rusya'nın para birimi rubleyle satış konusuna ilişkin bir soru üzerine Tanrıverdi, "Ruble ile ticaret geçen yıl 1 milyar dolar seviyesinde gerçekleşti. Bu istediğimiz rakamlar değil. Burada devletimizin aktif rol alması lazım. Biz Rusya'da 30 milyar dolara yakın petrol ve petrol ürünleri alıyoruz. Bunun yüzde 10'unun ruble ile ödenmesini talep ediyoruz. Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası'da (TCMB) bu orandaki ruble için Türk firmalarına aylık sabit kur vermeli. Böylece ruble ile ihracat 3-4 milyar doları bulur. Burada, 2 merkez bankasının elini taşın altına koyması lazım" diye konuştu.