13'ün uğursuzluğu hakkındaki inanışlar Hıristiyanlık öncesine dayansa da İsa'nın son yemeğinde masada 13 kişi olması 13 rakamının uğursuzluğuyla ilişkilendiriliyor.
Bir başka inanışa göre ise İskandinav mitolojisinde Valhalla'da verilen bir ziyafete davet edilmeyen iki buz devinin oğlu Loki istenmese de zorla gelmişti ve böylece masada 13 kişi olmuştu. Daha sonra da tanrılar tanrısı, rüzgar ve bilgelik tanrısı Odin ile ana tanrıça Frigg'in oğlu, en sevilen tanrı Balder katledilmişti.
Rivayete göre Valhalla'daki ziyafete 12 tanrı davet edilmişti ve kötü tanrı Loki partiye davetsiz misafir olarak giderek davetli sayısını 13'e yükseltmişti. Loki, Odin ve Frigg'in oğlu kış tanrısını Hod'u Balder'e saldırması için kışkırtmıştı. Hod, Loki'nin verdiği ökseotundan yapılma mızrağı kaptığı gibi emre itaat ederek Balder'e fırlatmıştı. Balder ise oracıkta ölmüştü. Bütün Valhalla yasa boğulmuştu. O günden sonra da ziyafetlere 13 kişinin gelmesi uğursuzluk olarak adledilmişti.
NTV'nin derlediği bilgilere göre Fransızlar yemeğe 14. gelen misafirler için Quartorziennes kelimesini kullanırlar. Ve yine Fransızlar hiçbir eve 13 numarasını vermezler. Çoğu sokak 13 adını almaz, İtalyanlar da ikramiyelerde 13 numarasını kullanmazlar. Hatta E. Cobham Brewer'ın 1894 tarihli "Dictionary of Phrase and Fable" kitabında Türklerin 13 numarasını, kelime dağarcıklarından çıkaracak kadar sevmediği yazar.
Bunun yanı sıra birçok binanın 13. katı yoktur. Bir inanca göre de eğer adınızda 13 harf varsa şeytanın şansı size bulaşmıştır. Örneğin Karındeşen Jack, Charles Manson, Jeffrey Dahmer, Theodore Bundy ve Albert De Salvo. Ayrıca bir cadı meclisinde de 13 cadı bulunur.
13 SAYISI BÜTÜNLÜĞÜ BOZUYOR
Numeroloji'ye göre 12 sayısı bütünlüğü simgeliyor; bir yılda 12 ay olması, 12 burç olması, 12 saat sistemi, İsrail'in 12 kabilesi, İsa'nın 12 havarisi, Olimpus'un 12 tanrısı, vs… 13 ise düzensiz ve bu bütünlüğü bozan olarak görülüyor.
Cuma'nın uğursuzluğu ise 14. yüzyılda Geoffrey Chaucer tarafından yazılan Canterbury Hikâyeleri'ne dayanır. Hikayeleri, Londra dolaylarından Canterbury' deki katedralde bulunan Saint Thomas Becket Mabedi'ne doğru hac yolculuğuna çıkanlar, yol boyunca vakit geçirmek için birbirlerine anlatır.
Yine İskandinav mitolojisine dönmek gerekirse Cuma adını aşk ve doğurganlık tanrıçası Frigga'dan almıştır. İskandinav ve Germanik kabileleri Hıristiyanlığa geçtiğinde Frigga bir dağın tepesine gönderilmiş ve cadı olarak adledilmişti. Her Cuma kindar tanrıçanın 11 başka cadı ve şeytanla, bu da toplamda 13 kişi ediyor, toplanarak bir sonraki haftanın kaderini belirlediğine inanılır.
İskandinavya'da Cuma günü cadıların geceyarısı buluştuğu gün olarak bilinir.
Cuma günü ayrıca İsa'nın çarmıha gerildiği ve Adem ile Havva'nın yasak meyveyi yediği gün olduğu için uğursuz sayılır. Katoliklerin dışında Budistler ve Brahminler de bu günü uğursuz sayar.
İspanya'da da cumanın şans getirdiğine inanılmaz.
CUMA GÜNÜ NE YATAK YAPIN NE DENİZE AÇILIN
Cuma gününe dair batıl inançlara gelince ise eğer Cuma günü yatağınızı değiştirirseniz, gece kabus görürsünüz. Cuma günü başlayacağınız bir yolculuk size kötü şans getirecektir. Eğer Cuma günü tırnaklarınızı keserseniz, onları kederden kesersiniz. Eğer Cuma günü bir gemi denize açılırsa kötü şansa sahip olur. Tıpkı 19. yüzyılda Cuma günü denize açılıp bir daha hiç haber alınamayan H.M.S. Friday gemisi gibi.
İngiltere Cuma denize açılmanın uğursuzluğuna dair batıl inancı kırmak için H.M.S. Friday gemisinin omurgasını Cuma günü çattı, mürettebatını Cuma günü seçti, Jim Friday adlı bir kaptan atadı ve Cuma günü denize açılmasını sağladı. Ve anlaşılan o ki bütün bunlar kötü bir fikirdi…
Dolayısıyla Cuma günü ve ayın 13'ünün birleşimi şu ana kadar bütün inançlardan birçok insana uğursuzluk getirmiştir. Bu konuda daha çok sözel bir tarih olduğu söylense de 13. Cuma'nın 13 sayısının ve Cuma gününü uğursuzluklarının birleşiminden doğduğuna inanılıyor.
İnanışa göre eğer 13. Cuma'da saçınızı keserseniz, ailenizden biri ölür. 13. Cuma'da doğan bir çocuk hayatı boyunca şanssız olur. Eğer 13. Cuma'da bir cenaze kortje önünüzden geçerse, bir sonraki cenaze sizinki olur. 13. Cuma'nın uğursuzluğu ile de değişik şekillerde savaşmaya çalışanlar olmuş. Mesela Indiana'da bir kasaba 13 Ekim Cuma günü bütün kara kedilerin boynuna küçük çanlardan takmış. O gün kötü bir şey olmadığını görünce de bu geleneğe üç yıl daha devam etmişler.
İLK YAZILI METİN 1869'A AİT
13. Cuma'nın uğursuzluğuna dair ilk yazılı metin ise Gioachino Rossini'nin 1869'daki biyografisinde rastlanmıştı: "Rossini sonuna kadar sevecen arkadaşlarıyla çevrelenmişti; ve eğer doğruysa, birçok İtalyan gibi Cuma'yı ve 13'ü uğursuz olarak adlederdi, 13. Cuma gününde ölmesi de dikkat çekiciydi."
13. Cuma ile ilgili bir başka hikaye ise Tapınak Şövalyeleri'ne ait. Nathaniel Lachenmeyer'in "13: Dünyanın En Meşhur Batıl İnancı" kitabında şöyle yazar: "Tapınak Şövalyeleri 1118'de Kudüs'te manastırın ordusu olarak kuruldu. Haçlı Seferleri sırasında Hıristiyan hacıları koruyacaklardı.
Sonraki iki yüzyıl boyunca Tapınak Şövalyeleri aşırı derecede güçlü ve zengin oldu. Bu güç karşısında kendini tehdit altında hisseden ve servetlerini ele geçirmek isteyen Kral Philip, Fransa'da 13 Ekim 1307 Cuma günü şövalyelerin topluca tutuklanmasını istedi." Şövalyeler daha sonra yakılmıştı.