Bursa'da sivil toplum kuruluşları temsilcileriyle bir araya geldiği yemekte yaptığı konuşan Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, ofisinin dinleyenlerden ikisinin Romanya'da yakalandığını açıkladı.
Yakalananların teslimi için çalışmaların sürdüğünü ifade eden Erdoğan, şunları ifade etti: "Ofisimi dinleyenlerden iki tanesi Romanya'da yakalandı. Önce Hırvatistan'a, oradan Macaristan'a, oradan Romanya'ya kaçtılar ve Romanya'da yakalandılar. Şimdi ilişkilerimiz devam ediyor. Bir an önce onların Türkiye'ye iadesini istedik. Temenni ederim ki en kısa zamanda iadeleri gerçekleşir. Şu anda, şahsımı, ailemi tehdide başladılar. Son günlerdeki gelişme bu. Zannediyorlar ki bu tehditleri yaparsak, bunlar biraz kendilerine çeki düzen verirler. Rabbimin bize vermiş olduğu bu canı Rabbim'den başka kimsenin almaya gücü yetmez. Bu şahsım için de, çocuklarım için de böyledir. Dinlediniz, yaptınız, ettiniz. Bu sizin rezilliğinizdir, bunların hepsi çıktı meydana. Çıkıyor, daha da çıkacak."
KİMLİKLERİ BELLİ OLDU
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın başbakanlığı döneminde çalışma ofisine "böcek" tabir edilen dinleme cihazı konulmasıyla ilgili Romanya'da yakalanan kişilerin, Emniyet Müdürü Sedat Zavar ile polis memuru İlker Usta olduğu öğrenildi.
Ankara 7. Ağır Ceza Mahkemesi, söz konusu olayla ilgili davada verdiği ara kararda, sanıklardan Serhat Demir, Sedat Zavar ve İlker Usta hakkında Emniyet Genel Müdürlüğü'nün (EGM) yolladığı belgeye dayanarak, yurt dışında bulundukları, soruşturmanın sonuçsuz kalmasını sağlamak amacıyla saklanmaya çalıştıklarını değerlendirerek "kaçak" olmaları nedeniyle "tutuklama" kararı almıştı. Bu kişilerden Emniyet Müdürü Zavar ile polis memuru Usta'nın Romanya'da yakalandığı, söz konusu kişilerin Türkiye'ye iadelerinin istendiği bildirildi.
"TÜRKİYE'NİN BÜYÜMESİNDEN RAHATSIZLAR"
"Şu anda burası bir işadamları toplantısı. Burada sanayici var, tüccar var. Sizler bunu zaten yaşıyorsunuz. Kimler sizin güçlenmenizden rahatsız? Bunu sizler zaten uluslararası piyasada da görüyorsunuz, iç piyasada da görüyorsunuz. Bunlar her fırsatı, aracı kullanmaktan çekinmiyorlar. Bazıları da bunlara gönüllü maşalık yapıyor, gönüllü uşaklık yapıyor. Kendi ülkelerini yabancı medyaya, yabancı güç odaklarına şikayet etmek için canhıraş bir gayret içindeler. Bakıyorsunuz İstanbul'da kendilerince bir protesto gösterisi yapıyorlar, ellerinde İngilizce yazılı dövizler. Twet atıyorlar İngilizce. Bu twetleri nereye gönderdiklerine bakıyorsunuz, Amerika'daki, Avrupa'daki belirli kuruluşlara, belirli isimlere gönderiyorlar."
Erdoğan, "Bunların başındaki zat, Amerika'daki bir gazeteye güya makale yazıyor. Makale denilen metin başından sonuna Türkiye'yi karalama, Türkiye'ye iftira atma üzerine kurulu bir ihanet belgesi. Neymiş efendim? Türkiye'de demokrasi ve insan hakları rafa kaldırılmışmış" diye konuştu.
"AİLEMİ TEHDİDE BAŞLADILAR"
Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları kaydetti: "Biliyorsunuz bu melun çetenin, emniyet ve yargı içindeki maşaları Adana'da, Suriye'deki Türkmenlere insani yardım götüren MİT tırlarına baskın yapmışlardı. Amaçları, Türkiye'yi teröristlerle hareket eden bir ülke gibi göstermekti. Aradıklarını bulamayınca hevesleri kursaklarında kaldı. Sizin hadi kuldan utanmanız yok, onu anladık, Allah'tan da mı korkunuz yok? Şu anda şahsımı, ailemi tehdide başladılar. Son günlerdeki gelişme bu. Bunu, zannediyorlar ki 'Bu tehditleri yaparsak bunlar biraz kendilerine çeki düzen verirler.' Bakın, ben Bursa'dan şimdi sesleniyorum, diyorum ki; Rabbimin bize vermiş olduğu bu canı, Rabbimden başka kimsenin almaya gücü yetmez. Bu şahsım için de böyledir, çocuklarım için de böyledir. Dinlediniz, yaptınız, ettiniz, 12 yıl, 13 yıl her şeyi yaptınız. Bu sizin rezilliğinizdir. Bunların hepsi çıktı meydana ve çıkıyor, daha da çıkacak. Bunların eteklerinde ne varsa bunların hepsi dökülüyor, dökülecek. Daha bitmedi. En büyük maharetleri bu. Kendi ülkesine, kendi milletine bu derece husumet besleyen, bu derece düşmanlık eden, bu derece zarar vermek için uğraşan bir çete nasıl haktan, hukuktan, demokrasiden, insan haklarından bahsedebilir? Düşünün."
Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları söyledi: "Öbür tarafta güya katılım bankası diyorsun, ondan sonra da yeni bir içtihat yapmış, yeni bir fetvada bulunmuş, diyor ki; 'Bankalardan da gidin kredi alın, aldığınız bu kredileri gelin bu katılım bankasına yatırın.' Çünkü rasyo gidiyor, kötü durumlar. Her an battı, batacak. Dolayısıyla burayı kurtaralım. Bu nasıl bir anlayıştır? Bizim inanç değerlerimizin içerisinde bunun yeri var mı? Fakat bunlar için, amaçları için her şey, her yol meşru. Hadi kendiniz bu yola girdiniz. Yazık değil mi arkanızdan sürüklediğiniz o masum insanlara? O öğretmenleri borçlandıracaksınız, yok o polisleri borçlandıracaksınız, garip gurebayı borçlandıracaksınız. Neyi var, neyi yok sattıracaksınız. Böyle bir şebeke olamaz. Bunlar yıllardır pek çok insanın hayallerini, umutlarını, duygularını, alınterini, emeğini çaldılar."