Cumhurbaşkanı Erdoğan, paralel yapı olarak nitelendirdiği Gülen Cemaati'nin İsrail gizli servisi MOSSAD'la işbirliği yaptığını söyleyerek, "Hâlâ bu işbirliğini görmeyenlere yazıklar olsun" dedi. Ardından Fethullah Gülen, açıklamayı "mesnetsiz" olarak değerlendirdi.
Peki Erdoğan'ın açıklamasını nasıl yorumlamak gerekir? İsrail doğrudan Türkiye hükümetini ve Erdoğan'ı karşısına mı alıyor? Siyasi gerilim, Türkiye — İsrail arasındaki ekonomik ilişkilere darbe vurur mu? Türkiye, siyaset uğruna ticari faaliyetlerinden vazgeçebilir mi? Ankara, bundan sonra Tel Aviv'le ilişkilerinde nasıl bir strateji izleyecek? Tüm bu soruları Yeni Şafak yazarı Cem Küçük, Radyo Sputnik'te değerlendirdi.
"İSRAİL'İN VE CEMAATİN SÖYLEMLERİ BİRE BİR ÖRTÜŞÜYOR"
Küçük, İsrail'in Türkiye hükümetini karşısına almaktan çekinmediğini söyleyerek Gülen Cemaati ve MOSSAD bağının nerelerde göründüğünü şu sözlerle anlattı:
"İsrail'in, cemaatle iş birliği yaptığı zaten belli. Bunu Oslo kayıtlarının medyaya sızdırılmasından, İsrail çalışanlarının kayıtları paralel yapının adamlarına vermesinden anlayabiliyoruz. Üstelik paralel yapı ve İsrail'in, Mavi Marmara'dan tutun da ‘One Minute' meselesine, 2012'de Hakan Fidan'ın tutuklanmasına kadar tüm söylemleri bire bir örtüşüyor."
Küçük, Türkiye Cumhuriyeti'nin en tepesindeki ismin böyle bir işbirliğinden bahsetmesinin ardından Türkiye ile İsrail ilişkilerinin asla eskisi gibi olamayacağını ve iki ülke arasındaki soğuk savaşın süreceğini belirtti. Ülkeler arasındaki uzun vadeli ticari sözleşmelerle, özel sektörün işlerinin soğuk savaşa rağmen bir süre daha devam edebileceğini ifade eden Cem Küçük'e göre, diplomatik ilişkiler önümüzdeki dönemde en alt seviyeye indirilebilir ve Türkiye—İsrail arasındaki askeri tatbikatlar sona erdirilebilir.
"DİĞER ÜLKELER SOMUT DELİL İSTEYECEK"
Küçük, Ankara'nın, İsrail'in üzerinde çok fazla durmayacağını, İsrail'in bir yapıyı kullanarak bilgi aldığını MOSSAD, CIA tarzı teşkilatların bunu hep yaptığını hatırlatırken, hükümetin Gülen Cemaati'ne hesap sorabileceğini söylüyor ve ekliyor:
"Türkiye ancak, sınırları içerisindeki İsrailli diplomatların ve ajanların faaliyetlerini sonlandırabilir. Ortadoğu'da işbirliği yapmaz. Uluslararası kanallardan hesap sorabilir."
Cem Küçük, NATO üyelerin konuya nasıl yaklaşacaklarını ise şu ifadelerle özetledi:
"Ülkeler somut delil isteyecekler. Türkiye'de casusluk faaliyetleri ile ilgili süregelen mahkemeler sonuçlandıkça, bu faaliyetler ispatlandıkça ve uluslararası arenada ülkelerin önüne kondukça, onlar da gereğinin yapılmasını talep edeceklerdir. Bu ancak hukuk ve demokrasi yoluyla olacak. Mesela Türkiye Cumhuriyeti Gülen'in pasaportunun iptal olduğunu söyledi ve bunu ABD'ye bildirdi. Bu ülkelerin artık bu konuda adım atması lazım. NATO kendi ülkesine karşı, hükümet karşıtı işbirliği yapan bir başka ülkeyi kınayacak ve eleştirecektir."