Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Tanju Bilgiç, "Mısır Dışişleri Bakanlığı tarafından 4 Şubat günü yapılan açıklama, devlet yönetimi anlayışı silah-baskı-zulüm üçgenine dayanan Mısır darbe yöneticilerinin trajikomik çabalarından bir yenisini teşkil etmektedir. Mısır'ın, zulüm ve istibdadı bir idare şekli sanan mevcut yönetiminin, temel hak ve hürriyetleri benimsemiş çağdaş demokrasiler ile ortak hiçbir yönü olmadığı aşikardır" dedi.
Mısır'da 2013 Temmuz sonrasında siyasi kararlarla verilen toplu idam cezalarının sayısının bine vardığını, bu gidişatın tasvip edilmesinin mümkün olmadığını kaydeden Bilgiç, halkın belirli bir kesimini keyfi kararlarla cezalandırarak ve baskı altına alarak toplumsal barış ve siyasi istikrarın sağlanamayacağını bildirdi. Bilgiç, şu ifadelere yer verdi:
MISIR NE DEMİŞTİ?
"Mısır, Türkiye'nin açıklamalarını kınıyor" başlığıyla yayınlanan açıklamada, "Dışişleri Bakanlığı, Türkiye'nin idam kararlarıyla ilgili açıklamaları ve yorumlarını görmezden gelme yoluna gitmiştir. Bu açıklamaların, yolsuzluk operasyonları ile yargı bağımsızlığına gölge düşüren olayların yaşandığı ve uluslararası toplumun insan haklarını açıkça ihlal etmek, barışçıl göstericileri öldürmek, gazetecileri yargılama olmaksızın tutuklamak ve sosyal paylaşım sitelerini kapatmakla suçladığı bir hükümet tarafından yapılıyor olması kınamayı gerektirmektedir" ifadelerine yer verilmişti.
"Türkiye'nin başkalarının içişlerine karışmak yerine bu ihlalleri düzeltmesi daha iyi olurdu" denilen açıklamada, "Türkiye'nin, Mısır halkının yanında yer aldığına işaret ederken, yetkililerinin Mısır halkının iradesine müdahale eden ve seçimlerini hafife alan söylemlerde bulunması gülünçtür" ifadesi kullanışmıştı.
İLK TÜRKİYE KINAMIŞTI
Önceki gün Türk Dışişleri Bakanlığı'ndan yapılan yazılı açıklamada ise, "Mısır'da 2013 Temmuz'unda yapılan darbenin ardından mahkemelerde alınan siyasi kararlar çerçevesinde sayıları 1000'e varan toplu idam cezalarının yeni bir bölümünü oluşturan 183 kişinin idam cezalarının onanmasını şiddetle kınıyoruz" denilmişti.