Türkiye Başbakanı Ahmet Davutoğlu, Kanal 7 ve Ülke TV kanallarının ortak canlı yayınında, gündeme dair soruları yanıtladı. Bank Asya yönetiminin TMSF'ye devriyle ilgili soruya karşılık Davutoğlu, toplumsal hayatta şeffaflığın çok önemli olduğunu, şeffaflığın en fazla önem taşıdığı hususlardan birisinin de finansal sistemle ilgili olduğunu söyledi.
HUKUKİ KRİTERLER
Davutoğlu, bu gelişmeler olduktan sonra verilen ve kamuoyuyla paylaşılan bilgilerden de çok açık hukuki kriterlerin ortaya konulduğunu vurgulayarak, şöyle devam etti: "Bu hukuki kriterler yerine getirilmiş de el konulmuşsa, getirilmiş olmasına rağmen tartışma yapılabilir. Fakat herkes için geçerli olan bu hukuki kriterler yerine getirilmemiş ve el konulmuşsa, kimsenin buna siyasi bir boyut getirme hakkı yok. Nedir bu hukuki kriter? BDDK, bankacılıkla ilgili bütün düzenlemeler çerçevesinde Bank Asya'dan imtiyazlı ortaklık hisseleri yüzde 40'ının şeffaf bilgilerini istiyor. Herkesten istiyor bunu, sadece Bank Asya'dan değil. Yani ana kurucu üye niteliği taşıyan imtiyazlı ortakların bilgilerini istiyor, süre veriyor. O süre içinde sadece 185 imtiyazlı ortaktan 63'ünün ismi veriliyor. Onlar da tam verilmiyor, eksik veriliyor ama geri kalan verilmiyor. Tekrar süre veriliyor, yine verilmiyor. Yani karanlık gölge altında bir grup hisse var. Onun üzerinden bütün bu süre vermelere rağmen, bunlar verilemeyince bu 63 hisse, toplamda yüzde 37'ye tekabül ettiği için, onlar bilindiği için onlarla ilgili değil, yüzde 63 hissenin tasarruf yetkisi TMSF tarafından kullanılma kararı alınıyor."
"HERKES HESAP VEREBİLMELİ"
Davutoğlu, hukuk devletinin işlediği ülkelerde herkesin hesap verilebilir durumda olduğunun kabul edilmesi gerektiğinin altını çizdi.
"ŞÜPHELİ İFADELER KULLANILMAMALI"
"Burada paralel yapı vurgusu öne çıkıyor. Bank Asya, paralel yapının ekonomik ayağını oluşturuyordu' diye tartışmalar var. Onun için siyasi bir karar mıdır?" sorusuna karşılık Davutoğlu, kimsenin, Türkiye'de hukukun işleyişi konusunda şüpheli ifadeleri kullanmaması gerektiğini, kullanıldığı takdirde de delil getirilmesi gerektiğini vurguladı.
PARALEL YAPI
Davutoğlu, eğer bir ekonomik güç sahibi olunmak isteniyorsa her bir şirketin kendisinin ekonomik güç sahibi olduğunu, ayrıca bir şeye ihtiyaç olmadığını ifade etti.
"Bu ayağı kurup, diğer tarafta finansal ayak, öbür tarafta bürokratik ayak, birçok ayaklar biraraya gelip eğer bir şey inşa edilecekse işte o zaman 'paralel yapı' denen şey ortaya çıkar" diyen Davutoğlu, şunları kaydetti:
"EKONOMİYE ZARAR VERMEZ"
"Bu kararın ekonomiye vereceği bir zarar var mı? Diğer bankalarda bir tedirginlik gözlemleniyor mu? Bir tetikleme olacak diye birtakım şeyler de var" sorusuna Davutoğlu, "Hayır, bunlar Türkiye'de kaos beklentisi, havası oluşturmak isteyenlerin karanlık rüyaları. Kendi rüyalarında yaşasınlar ama Türkiye'yi öyle bir karanlık dehlize, tünele kimse sokamaz. Herhangi bir olumsuzluk da bu anlamda olamaz. Çünkü herkes biliyor bunun objektif bir kural olduğunu, bu kuralın uygulandığını herkes biliyor. Kurallara uyan kişi hiçbir zaman tedirgin olmayacaktır. Kurallara uydun mu, kimse sana herhangi bir şekilde ön yargılı yaklaşmaz. Bu da sistem tarafından çok iyi bilindiği için ve bu bankanın zaten eskiden beri sistemi bypass eden çok uygulamalara herkes şahit olduğu için, bu bypassın da hukuka takılmasından kimsenin tedirgin olacağını zannetmiyorum" şeklinde cevap verdi.
BAŞKANLIK SİSTEMİ
Bu konuda da meselenin öncelikle sistem ve ilke bazında ele alınması gerektiğini kaydeden Davutoğlu, "O anlamda son başkanlık sistemi tartışması etrafındaki tartışma ortamını, psikolojisini doğru görmüyorum. Yani hepimizin öncelikle Türkiye'nin geleceğiyle ilgili bir konuyu tartışırken soğukkanlı bir şekilde ve rasyonel argümanlarla tartışmamız lazım. Olayı kişiselleştirmeden ve kesinlikle bir karşılık içine girmeden tartışmamız lazım" diye konuştu.
Davutoğlu, "Ben, siyasete AK Parti'ye kapatma davası açıldığı gün girdim. Cumhurbaşkanımıza o gün söyledim. Birçok kez sizden izin istemiştim ancak bu bir savaş ilanıdır. Bu savaş ilanı, ne sizedir ne AK Parti'yedir. Bu savaş ilanı, bu ülkedeki onurlu her insanadır. 'Bundan sonra siz neredeyseniz, ben oradayım' dedim. Her zaman da bu sözümün arkasında oldum" dedi.
"FİDAN GÖREVİNİN HAKKINI VERİR"
Başbakan Ahmet Davutoğlu, MİT Müsteşarı Hakan Fidan'ın milletvekilliği için aday olup olmayacağına ilişkin, "Hangi görevi alırsa, nerede bulunursa hakkını verir. Bu memlekete de daha çok hizmet edeceği alanlar olacaktır. Siyasette de olabilir, bürokraside de olabilir. Bunlarla ilgili daha değerlendireceğimiz hususlar var. Daha görüşeceğimiz, istişare edeceğimiz hususlar olur" dedi.