Ekonomisini yaptırım koşullarında geliştirmek zorunda olan Kırım’da serbest ekonomik bölgenin oluşturulması kanunu üzerinde çalışan hukukçular, titiz bir şekilde yaptırımlara direnen İran ve dünya toplumu tarafından tanınmayan Kuzey Kıbrıs’ın deneyimine başvurdu. Bu ülkelerin deneyimlerinden birçok hususun dikkate alındığını belirten Rusya Kırım Bakanlığı Yatırımlar ve Uluslararası Politika Danışmanı Vadim Tretyakov, Sputnik Haber Ajansı'na şu değerlendirmelerde bulundu:
“Kırım için ekonomik teşvik rejimi gündeme geldiğinde seçim kesinlikle serbest ekonomik bölgenin oluşturulmasından yana yapıldı. Çünkü bu özel iş yapma rejimi, katılımcıları için ayrıcalıklar ve imtiyazlar öngörüyor. Serbest ekonomik bölge katılımcıları ayrıca serbest gümrük bölgesi rejiminden yararlanabiliyor, yani ithal mallarını gümrük vergisini ödemeden getirebiliyorlar. Ayrıca yabancı uyruklu vatandaşlarının istihdam edilmesi avantajından veya kolaylaştırılmış rejimden yararlanabiliyorlar.”
Sözkonusu tedbirlerle Kırım’da yatırım risklerinin en aza indirgenmesi amaçlanıyor. Kırım’da devlet programlarının hayata geçirilmesinden, Mart 2014’te oluşturulan Kırım Bakanlığı sorumlu. Bakanlık, hem Rus hem de yabancı işletmelerini, serbest ekonomik bölgenin sunduğu kolaylıklar ve muafiyetler hakkında bilgilendirme konusunda muazzam bir çalışma yürütüyor. Çok zor siyasi duruma rağmen bölgeye ilginin büyük olduğunu ifade eden Tretyakov, şunları söyledi:
“Birçok yabancı, ‘yasak meyve tatlıdır’ prensibine göre hareket ediyor. Bir yandan, mevcut kısıtlamalar elbette bazı yatırımcıları ürkütüyor. Öte yandan, diğer yatırımcılar da rekabetin zayıfladığı bu durumdan yararlanmaya çalışıyor ve bu yönde daha aktif hareket ediyor. İlginç olan şudur ki, Avrupalı şirketler de oldukça aktif ilgi gösteriyor, ancak isimlerinin gizli tutulmasını istiyorlar.”
Kırım ekonomisi, bugün neredeyse sıfırdan inşa ediliyor. Unutulan birçok sektör canlandırılıyor ve yenileniyor. Bölgeye gelen yatırımcılar arasında Türk iş dünyasının temsilcileri de var. Ancak Türk işadamlarının daha aktif olmasını istediklerini kaydeden Kırım Bakanlığı’nın danışmanı, şu yorumda bulundu:
“Türk işadamları, galiba, ikili görüşmeler konusunda liderler arasında yer alıyor. Çok sayıda görüşme yapıldı ve bu görüşmeler devam ediyor. Türkiye’nin Kırım ile olan ilişkilerin tarihsel olduğunu söyleyebiliriz. Bu bağlamda Türk işadamları da daha esnek. Bu eğilimleri gözlemliyoruz. Türk şirketlerinin birkaç gruba ayrıldığını söylemek isterdim. İlk grupta, inşaat alanında, altyapı inşaatı alanında büyük deneyime sahip ve elbette Federal Hedef Programı’nda öngörülen tesislerin inşaatına katılmak isteyen şirketler yer alıyor. İkinci grubu, doğrudan yatırım yapmak ve yatırım projelerini hayata geçirmek isteyen şirketler oluşturuyor. Bunlar, genellikle, enerji, turizm ve tarım sektöründe faaliyet gösteren şirketler.”
Rusya hükümetinin Ağustos 2014’te onayladığı Federal Hedef Programı, Kırım’ın kalkınması amacıyla 2020 yılına kadar bütçeden 658 milyar rublenin ayrılmasını öngörüyor. Kırım’da altyapı inşaatına katılmaya hazır olduğunu dile getiren Türk şirketi sayısı az değil. Bu bağlamda ikili görüşmeler de sıklaştı. Örneğin, 20 Ocak’ta Moskova’da, Rusya Kırım Bakanı Oleg Savelyev ve Karadeniz Ekonomik İşbirliği kapsamında gelen Türk işadamları heyeti arasında bir görüşme gerçekleşti. Görüşme sırasında, Türk heyetinin başkanı Erdoğan Gündüzpolat, Kırım’ın kalkınmasının, Türk iş kaynaklarının uygulanması için tarihi fırsat olduğunu ve Türk işletmelerinin Karadeniz bölgesindeki ekonomik işbirliğini güçlendirmek istediğini kaydetmişti.
Görüşmelerin sonuç vermeye başladığını ve Türk işletmelerinden olumlu tepki aldıklarını belirten Tretyakov, şöyle dedi:
“Bu görüşmenin ardından her bir şirket ile birkaç temasta bulunarak ortak çalışma yollarımızı belirlememiz bunu doğruluyor. Bu tür yatırımcılarla çalışmanın, özel yaklaşım gerektiren bireysel çalışma olduğunu anlıyoruz. Bu nedenle her bir şirketle, projelerin hayata geçirilmesi için atılacak adımlar üzerinde anlaştık. Bu arada, mart ayında, serbest ekonomik bölge sunumunu yapacağımız Ankara ve İstanbul’da roadshow düzenlemeyi planlıyoruz. Kırım’ın Türk işletmelerini beklediğini Türkiye’de bilinmesini istiyoruz.”