Yunanistan'ın yeni Başbakanı Aleksis Çipras, Kıbrıslı Türk ve Rum sivil örgüt temsilcileriyle bir araya geldi. Güney Kıbrıs Rum Yönetimi'ni (GKRY) ziyaret eden Çipras'ın, temasları kapsamında düzenlediği toplantıya, Feminist Atölye (FEMA) adına Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti'nden (KKTC) Lefkoşa Milletvekili Doğuş Derya, Mağusa İnisiyatifi'nden Dr. Okan Dağlı, Federal İnisiyatif'ten Prof. Dr. Niyazi Kızılyürek, Tarihsel Diyalog ve Araştırma Derneği'nden Meltem Onurkan ve Semavi ve Cinsiyet Eşitliği örgütünden Doç. Dr. Biran Mertan katıldı.
Kıbrıs'ta Yunan bir başbakanla ilk kez görüştüklerini, bunun sembolik bir anlamı bulunduğunu ifade eden örgüt temsilcileri, Çipras'ı KKTC'ye davet ettiklerini de açıkladı.
DOĞUŞ DERYA: ÇİPRAS UMUTLARI ARTIRDI
Derya, şöyle konuştu: "Çipras, iki toplumlu adanın federal bir çatı altında birleşmesi için çaba gösteren örgütleri kabul etti. Bu görüşmenin iyi niyet ve iradenin göstergesi olduğunu, kendisinin adanın bölünmesinden yaklaşık 8 gün sonra doğduğunu ve aslında Kıbrıs'ın bölünmüşlüğünün çok uzun süredir devam ettiğinin de bir göstergesi olduğunu dile getirdi. 'Birleşme zamanı gelmiştir, ortak geleceği birlikte kuracağız' dedi. Bence oldukça pozitif ve gelecek açısında umut verici bir görüşme oldu.
Peki SYRIZA'nın seçim zaferi, KKTC'de nasıl yorumlanıyor? Doğuş Derya, adanın kuzeyindeki atmosferi şöyle değerlendirdi:
"Oldukça umutlu. Çipras'dan beklentisi yüksek olanlar da var, temkinli yaklaşanlar da var. Güney Kıbrıs ile Yunanistan ilişkisi her zaman için diplomatik adap içerisinde olmuştur. Yunanistan, Güney Kıbrıs'ın karar alma süreçlerine çok fazla müdahale eden bir 'anavatan' pozisyonunda değildir. Yunanistan'ın yeni Başbakan'ı Çipras'ın bu yönde politikalar izleyecek olmasının, bizim açımızdan da bir avantaj olduğunu düşünüyorum."
CUMHURİYET'TEN ATILAN IŞIK KANSU: "KİMSE, BENİ CUMHURİYET'TEN KOPARAMAYACAK"
Cumhuriyet gazetesinde yazılarına son verilen Işık Kansu, Radyo Sputnik'te yayınlanan "Atilla Güner'le Akşam postası" programında, ilk kez ayrılık hikayesini anlattı. Kansu, Charlie Hebdo'ya destek için Cumhuriyet'in ek vermesini doğru bulmadığını ve bunu yazdığı için kendisine 'Yazılarınıza son veriyoruz" denildiğini açıkladı. Işık Kansu, "Beni Cumhuriyet'ten hiç kimse koparamaz, geri döneceğim ve yazı yazmaya devam edeceğim, bu konuda kararlıyım''dedi. Işık Kansu'nun Radyo Sputnik'te, Atilla Güner'in sorularına verdiği yanıtlar şöyle:
"37 yıldır canla başla çalıştığım, ömrümü verdiğim, idealim olan Cumhuriyet gazetesinden koparılmaya çalışıldım. Cumhuriyet gazetesinden beni hiç kimse koparamaz, geri döneceğim ve yazıları yazmaya devam edeceğim bu konuda kararlıyım, Bu hukuki yollardan çok, okur desteğiyle olabilir. Çok arayan, destek mesajı gönderen var.
UTKU DA KARİKATÜRLERE KARŞIYDI
"Biz Cumhuriyet gazetesiyiz, ilkelerimiz var, geleneğimiz var. Charlie Hebdo dergisinin ifade özgürlüğünü gerek savunuyorduk gerekse ona düzenlenen terör hareketini kınıyorduk. Bunların dışında Charlie Hebdo dergisini içselleştirecek bir yayına ben karşı olduğumu 1 gün öncesinde hem yönetim ile paylaştım hem de gazetemizdeki yazar arkadaşlar ile paylaşmıştım. Daha sonra da yazımı yazdım. Benim bildiğim kadarıyla daha sonra görevden alınacak olan Genel Yayın Yönetmeni Utku Çakırözer de böyle bir yayına karşı olduğunu bildirmişti.
NEDEN YAZILARIMA ARA VERDİM
Yazımı yazdıktan sonra okurlarımdan biraz ara istedim çünkü, Adalet ve Demokrasi haftası geliyordu. Uğur Mumcu gazetecilikte benim ustamdır, Muammer Aksoy da üniversiteden öğretmenimdir. Dolayısıyla onları anmak benim her yıl Adalet ve Demokrasi haftasında birincil ödevim ve görevimdir. Bu yüzden yazılarıma ara vermiştim.
Daha sonrasında cumartesi günü yazımı gazeteye gönderdim. Bir sonraki adımda İcra Kurulu Başkanı Akın Atalay'ın, gazeteye girmiş olmasına rağmen yazımı gazeteden çıkarttığını öğrendim. Ben Cumartesi ve Pazartesi günleri yazdığım için pazartesi günü aynı yazıyı tekrar yolladım ve yine yayımlanmadı. Dün de Akın Atalay arayıp, yazılarıma son verildiğini söyledi. Akın Atalay 17 Ocak'ta yazdığım yazıda 'gazete yönetimini kötü niyetle suçladığımı ileri sürüyor.'"