HDP'li Tüzel Meclis'in Cizre olaylarını araştırmasını istedi

HDP'li Levent Tüzel, TBMM Başkanlığı'na verdiği araştırma önergesinde, Cizre'de  Hüda-Par'lıların YDG-H çadırına saldırısıyla başlayan ve polisin kazılan hendekleri gerekçe göstererek halka uyguladığı baskı ve Kürt gençlerinin ve çocukların öldürülmesiyle tırmanan olaylar  kaygı verici boyutlara ulaştığını belirtti. Tüzel, Cizre olaylarıyla ilgili yapılan açıklamalar provakasyona işaret etmekle birlikte, bunun açığa çıkarılması için Hükümetin bir çalışmasının henüz kamuoyuna yansımadığını kaydetti.

"HÜKÜMETİN SORUMLULUGU VAR"

Hrant Dink'in katledilmesi döneminde hakkında tutuklanma talebi, yurtdışına çıkış yasağı bulunan Ercan Demir'in Cizre'ye Emniyet Müdürü olarak atanmış olmasının dikkat çekici olduğunu vurgulayan HDP'li Tüzel, "Cizre'deki çocuk ve genç cinayetlerinin, halka yönelik baskıların, plakasız zırhlı araçlardan inip çocukların öldürülmesinin adı geçenin, Emniyet Müdürlüğü döneminde yaşanmış olması, oraya atanması  kadar ölümler devam etmesine rağmen yargının tutuklama kararına kadar görevde tutulması, Cizre'de yaşananlar konusunda hükümetin sorumluluğuna işaret etmektedir" dedi.

"HESAPLAŞILAN TÜM ÖZNELERE FAİL DENİLİYOR"

Cizre'de öldürülen 12 yaşındaki Nihat'ın önce 'tanımlanamayan mühimmat'la öldüğü, 2'nci otopsi raporunda ise 12 numara av fişeğiyle vurulduğunun açıklandığını ifade eden Tüzel, olaylarla ilgili Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip  Erdoğan'nın açıklamalarını anımsattı. Tüzel, Cumhurbaşkanından Hükümete kadar devletin, İç Güvenlik Yasası'nın da ruhuna uygun olarak, Cizre dahil tüm bölgede devlet otoritesinden taviz vermemek anlamına gelen ‘kamu düzenini' tesisini esas aldığını kaydetti. Tüzel, Cemaatten Kürt hareketine kadar, siyasal olarak hesaplaşılan tüm özneler de fail olarak sıralandığını belirtti.

"PROVOKATİF EYLEMLERİN SORUMLULARI BULUNMALI"

Daha önce Lice'de, çatışmasızlığın yürürlükte olduğu bir süreçte 18 yaşındaki Medeni Yıldırım'ın öldürüldüğünü, son da Silopi'de, 14 yaşındaki lise öğrencisi Z.T. askerlerce sıkılan gaz bombası fişeğinin başına isabet etmesi sonucu ağır yaralandığını ifade eden Tüzel, yine geçtiğimiz günlerde Diyarbakır'da 800 çocuğun fişlenmesi haberinin de bu bölgede çocuklara ve gençlere yönelik baskıların ve hak ihlallerinin açık göstergesi olduğunu kaydetti. Tüzel, araştırma önergesinde şu görüşlere yer verdi:

"Cizre'yi 1990'lar dönemine çevirmeye çalışan hukuk dışı, insanlık dışı saldırıların ve katliamların açığa çıkarılması, Kürt halkının çözüm sürecine desteğinin devamı açısından son derece önemlidir. 90'lardan beri, ağırlıklı olarak emniyet, jandarma, özel kuvvetler, vb. içinde örgütlenen 'kontra' bir örgütlenme olduğu, bu örgütlenmeye bugüne kadar  'dokunulamadığı' bilinmektedir. Geçmişteki köy yakmalardan faili meçhullere, kayıplara, kitle eylemlerini provoke etmekten çeşitli 'sınır ötesi nokta operasyonlarına' kadar örtülü ve açık pek çok faaliyet bu 'derin örgütlenme' tarafından yapılmıştır. Dolayısıyla bu örgüt açığa çıkarılmadan ve bu organizasyon deşifre edilemeden bölgedeki provokasyonların, çeşitli suikast ve katliamların önlenmesi olanaklı değildir. Cizre öncelikli olmak üzere bölgedeki tüm provokasyonları, bölgede çeşitli barışçı gösterilerde pek çok insanın hayatına mal olan, birçok insanın tutuklanmasına, birçok gösterinin polis şiddetiyle dağıtılmasına yol açan provokatif eylemlerin sorumlularının, kolluk ve devlet içindeki bağlantılarının açığa çıkarılması için Meclis Araştırma Komisyonu kurulması, çözüm sürecinin selameti ve Meclis denetim çalışmaları bakımından son derece önemlidir."