Kafkasya Stratejik Araştırmalar Merkezi (KAFKASSAM) uzmanı Ümit Nazmi Hazır, Radyo Sputnik’e verdiği demeçte şunları söyledi:
Türkiye’nin AEB’ye üye olması muhtemel mi ve üye olursa birliğe nasıl katkısı olur sorularını değerlendirecek olursak, bu konuya çok taraflı bakmakta fayda var. Yani hem olumlu hem de olumsuz taraflarıyla.
JEOPOLİTİK KONUM AVANTAJI
İlk önce Türkiye’nin üyeliği, Avrasya Ekonomik Birliği için neden önemli ve Türkiye’nin üyeliğinin olumlu yanları neler olur sorusu üzerinde düşünecek olursak:
Türkiye’nin üyeliğinin jeopolitik, ekonomik, siyasi ve hatta sosyolojik yönleri bulunmakta. Jeopolitik açıdan baktığımızda Türkiye’nin üyeliğiyle, bu ekonomik entegrasyona yeni jeopolitik ve ticari yollar açılmış olacak. Türkiye’nin üyeliği Avrasya Ekonomik Birliği’nin Ortadoğu ve Akdeniz’e de uzanması demek. Rusya, Belarus üzerinden Doğu Avrupa’ya, Kazakistan üzerinden Orta ve Uzak Asya’ya hitap etme fırsatı bulmakta. Türkiye ise güneye ulaşması için bir fırsat. Yani Türkiye’nin üyeliği ile ticari yolların genişlemesi söz konusu olacak. Bu yollardan en önemlisi Karadeniz bölgesi; çünkü birliğin denize açılan tek yönü. Bu sayede Karadeniz bölgesi, gelen ürünlerin gümrüksüz giriş kapısı olabilir. İkincisi, Türkiye’nin üyeliğiyle, "SSCB tekrar mı kuruluyor" paranoyası ortadan kalkacaktır. Her ne kadar Avrasya Ekonomik Birliği ekonomik bir entegrasyon olarak ortaya çıksa da, "Avrupa Birliği tarzı bir siyasal entegrasyona dönüşür mü? şeklinde tartışmalar var.
Türkiye’nin Avrasya Ekonomik Birliği’ne üyeliğinin sosyolojik boyutu da var. Bu, Türkiye’nin Avrasyalı kimliğiyle alakalı. Türkiye’nin Avrasya’daki Türk halkarıyla olan etnik, dinsel ve kültürel yakınlığı Türkiye’nin Avrasya kimliğini güçlendirmekte. Bu bakımdan Türkiye’nin Avrupa kıtasındaki halklara nazaran, Avrasya halklarıyla daha fazla kültürel ve kimliksel yakınlığı mevcut.
Ticari anlamda baktığımızda ise, AEB ülkeleri dünyada petrol ve doğalgaz üretiminde birinci. 170 milyonluk nüfus ve 2.7 trilyon dolarlık ekonomik hacmi var. Türkiye 170 milyonluk toplumun ihtiyaçlarını karşılamada önemli bir ülke olabilir. AEB’nin pazar ekonomisine de katkı sağlayabilecek bir ülke. Türkiye, Kafkaslar üzerinden Orta Asya’ya açılabilir ve Kazakistan ürünleri, Türkiye’ye bu sayede daha kolay ulaşabilir.
ANKARA-TRANS ATLANTİK İLİŞKİLERİ ÖNEMLİ
Öte yandan Türkiye’nin AEB’ye üye olmasında bazı engeller de mevcut: Avrasya Ekonomik Birliği ülkelerinin şu anki toplam nüfusu 170 milyon. 75 milyonluk bir Türkiye’nin Birliğe hemen dahil edilmesi, pek mümkün değil. Birlik içindeki nüfus ağırlığını doğrudan değiştirebilir. Türkiye’nin AEB’ye katılabilmesi, biraz da Trans-Atlantik ile olan ilişkilerine bağlı. Türkiye ve Rusya zaman zaman birbirlerini Batı’ya karşı yedekte tutan ülkeler. Bu tarz gündemlerle de Batı'ya mesaj verebiliyorlar. Unutmamak gerekir ki Türkiye hala NATO üyesi. Bundan dolayı Türkiye’nin Batı ekseninden kısa vadede çıkması mümkün değil. Avrupa Birliği ülkeleri Türkiye’nin ticaret hacminde yüzde 50 paya sahip; Birde Türkiye’nin Avrupa ile yapmış olduğu Gümrük Birliği anlaşması var. Altını çizmek gerekir ki, bu anlaşma Avrupa’nın yararına ve Türk ekonomisine önemli ölçüde zarar veriyor. Çünkü AB’nin üçüncü taraflarla yaptığı anlaşmalardan Türkiye doğrudan olumsuz etkilenmekte. Aynı zamanda Türkiye’nin şu anda AB’ye tam üyeliği de mümkün gözükmemekte. Türkiye’nin de AB kapısında bekleme niyeti yok. Bundan dolayı birçok alternatifi değerlendirmek istiyor. Avrasya Ekonomik Birliği de bu bağlamda Türkiye’nin gelecek vizyonu açısından önemli.
Sonuç olarak, görüşme zinciri başlatılabilir ve ilk etapta Türkiye, gözlemci statüsü kazanabilir».
Rusya Bilimler Akademisi Doğu Bilimler Enstitüsü Öğretim Üyesi Türkolog Dr. Alexander D. Vasilyev ise konuyla ilgili olarak şu yorumda bulundu:
Bu tabii ki birinci adım olarak değerlendirilebilinir. Umarım bunun sayesinde de Türkiye’nin Avrasya Ekonomik Birliği'ne girmesi daha kolay ve daha avantajlı olur. Tabii ki bunu olumlu değerlendiriyorum. Sanırım bu yönde perspektifleri var. Biliyorsunuz, Batılı ülkeler tarafından Rusya’ya karşı yaptırım kararları uyguanıyor. Bu bakımdan Türkiye, çok olumlu partnerimiz ve hem Rusya’ya ihracatı arttırılabilir, hem de Bağımsız Devletler Toplumu'na daha hızlı erişebilir. Tabii diğer taraftan, Türk-Çin ilişkilerinin gösterdiği yoğun gelişim de önemli. Bu, AEB üyeliği için de önemli çünkü en hızlı tren hattı, Çin ve Rusya’dan geçiyor.
Şu an sanırım doğrudan üyeliği konuşmak biraz erken ama ilk adımlar atıldı ve ekonomik işbirliğine başlanmak üzere».