Böylece, 2009'da Başbakan olan Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın, İsrail Cumhurbaşkanı Şimon Perez'e "siz çocukları öldürmeyi iyi bilirsiniz" diyerek katıldığı oturumu terk etmesinin ardından ilk kez bir Türk Başbakanı Davos'ta konuşma yaptı.
Foruma sadece Türkiye'nin Başbakanı olarak değil aynı zamanda Türkiye'nin G20 Zirvesi Dönem Başkanlığı için katıldığını ifade eden Davutoğlu, şöyle devam etti:
"Aslında son 25 yılda, Soğuk Savaş'ın bitmesiyle 1991'de Sovyetler Birliği'nin dağılmasının ardından jeopolitik değişim, 11 Eylül'den sonra güvenlik paradigması, 2008'de küresel kriz, Arap Baharı ve Akdeniz, Ortadoğu ve Kuzey Afrika'daki siyasi krizlerle karşılaştık. Geçtiğimiz yıllarda Sovyetler Birliği'nin yıkılmasından sonra küresel birçok travmayla karşılaştık. 11 Eylül'den sonra bir güvenlik kriziyle 2008 yılında küresel bir ekonomik krizle Kuzey Afrika ve Orta Doğu'da Arap Baharı ile bir politik krizle karşılaştık. Tüm bu krizler de karakterleri farklı olmasına rağmen hepsi entegre ve günlük hayatımızda, siyaset, ekonomi ve günlük hayatımızda bizi etkileyen sorunlar oldu. İşte bu sebeple bu noktalardan, bu olaylardan hiçbirini birbirinden ayıramayız. Hiçbir ülke bu olaylardan kendini izole edemez. Belki de insanlık tarihinde yeni bir ortak kader anlayışına ihtiyacımız var. Ekonomik, politik ve kültürel anlamda yeni bir dünya düzenine, katılımcı bir dünya düzenine ihtiyacımız var."
Dünya ekonomisinin dengesiz ve yavaş şekilde kendini toparlamaya çalıştığını, işsizliğin devam ettiğini ve uzun vadeli yapısal sorun haline geldiğini gördüklerini ifade eden Davutoğlu, bunun siyasi istikrarı da etkileyebilecek bazı sosyal riskler içerdiğini de gördüklerini kaydetti.
"2015 yılında bazı bilinmezlikler var, parasal politikalarda aynı zamanda Avrupa'da faizlerle ilgili ve deflasyonla ilgili aynı zamanda fiyatların düşmesi ki petrol fiyatlarının düşmesi bunların en önemlisi, bunlar 2015 yılının yeni parametreleriyle ortaya çıkmış belirsizlikler olarak karşımıza çıkıyor" değerlendirmesinde bulunan Davutoğlu, bu sebeple 2015 için değil, önlerindeki on yıllar için dünya liderleri olarak daha büyük bir koordinasyona ihtiyaçları olduğunu söyledi.
TÜRKİYE'NİN ÜÇ ANA PRENSİBİ
Türkiye'nin dönem başkanı olarak önceliğinin üç ana prensibi ve kriteri bulunduğunu bildiren Davutoğlu, bunların katılımcılık, uygulanabilirlik ve yatırım olduğunu anlattı.
Katılımcılığın son derece hayati olduğuna işaret eden Davutoğlu, "Sadece G20 için değil, G20 haricinde de G20 dünyanın nüfusunun üçte ikisini kapsamakta ama aynı zamanda dünyanın fakir nüfusunun da büyük bir kısmını içermektedir. Türkiye'nin önceliklerinden bir tanesi, G20 sürecinin zirvelerinin karar verici mekanizmaların daha katılımcı olması ve G20 dışındaki ülkelerin nasıl daha fazla katılım sağlanabileceğinin ortaya konmasıdır" diye konuştu.
Türkiye'nin son 10 yıldır en az gelişmiş ülkeler konusunda da koordinatör konumunda olduğunu dile getiren Davutoğlu, "Önümüzdeki on yıllarda da en az gelişmiş ülkelerin G20 sürecine en yakın şekilde bağlantı kurması için çalışmaya devam edeceğiz" dedi.
Davutoğlu, ikinci önceliklerinin uygulanabilirlik olacağına işaret ederek, G20'de alınan kararların çoğunun uygulandığını belirtti. Platforma olan güvenin önemine dikkati çeken Davutoğlu, şunları kaydetti:
"Ülke içindeki ekonomik politikamızda bile bizim başlangıç noktamız güvendir. Eğer sizin güveniniz varsa güven ortamınız oluşmuşsa her türlü ekonomik krizi ardınızda bırakabilirsiniz. İşte bu sebeple G20 kararlarının daha fazla güvenle karşılaşması açısından çalışmalarımıza devam edeceğiz."
Üçüncü olarak yatırımlara değinen Davutoğlu, yatırımların ekonomik gelişmenin ardındaki en önemli itici güçlerden biri olduğunu kaydetti.
Davutoğlu, "Burada küresel alt yapı için son derece büyük bir yatırıma ihtiyaç vardır. Bu hedefe ulaşılması için finans konusundaki yatırımların orta vadeli planları bozmadan, trilyonlarca dolarlık bir borcun büyük bir potansiyeli getirdiğini görüyoruz. Alt yapı yatırımlarıyla buradaki boşlukların doldurulması aynı zamanda alternatif kaynaklar bulunarak buradaki alt yapı ve yatırımlarla işbirliğinin artırılmasıyla, kamu ve özel sektörün birlikte çalışmasıyla yatırım miktarının artırılması mümkün olacaktır. Tabii ki ticaret, enerji ve iklim son derece çok önemli" diye konuştu.
"BİRLİKTE ÇALIŞMALIYIZ"
Başbakan Davutoğlu, "Türkiye'nin ayrımcılık yapmayan prensiplere sahip olan çabalarıyla hangi krizleri çözmek için ne yardımlarda bulunduğunu listeleyebilirim. Hepimiz uluslararası sistemde ortak değerlerimiz çerçevesinde sığınmacılar gibi insanlık trajedilerini çözmek için beraber çalışmalıyız. Kim tarafından yapıldığı önemsiz teröristler ya da başka kaynaklar olsun bunlara karşı birlikte çalışmalıyız" ifadelerini kullandı.