Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın açıklamaları şöyle:
ANITKABİR VE MECLİS PROJELERİ, BÜTÇEYİ SARSMIŞTI: Anıtkabir için hazırlıklara 1941'de başladı, yapı ancak 1953'te tamamlanabildi. Cumhurbaşkanlığı Sarayı ise projeyle birlikte iki yılı bile bulmadı. Meclis ve Anıtkabir projeleri inşa edildikleri dönemde ülkemizin bütçesini sarsmıştır. Oysa bugün Türkiye bunun gibi onlarca, yüzlerce projeyi aynı anda bitirip, inşa edip halkın hizmetine ulaşacak seviyededir.
KREMLİN ÖRNEĞİ: Bütün bunların maliyeti üzerinden polemik yapanlar eğer art niyet taşımıyorlarsa Türkiye'nin ulaştığı seviyenin farkında değiller. Bizler bu arada Samsun-Sinop arasını yaptık, oranın maliyetini çok enteresan yarısının bedelinden hamd olsun burası daha az, bu. Yani Sayın Putin bir şey söyledi. Bu eser dedi büyük devlet olmanın alametidir dedi. Çok ilginç vaka budur. Şimdi Kremlin'e gittiğiniz zaman oraya gelen turistleri görürsünüz. İstanbul'da nereyi geziyorlar, Dolmabahçe, Topkapı Sarayı'nı geziyorlar. Büyük düşünmek cücelerin işi değildir. Tabi bu cücelere hakaret olmasın, onlar benim canım ciğerimdir. Bunların hepsi de iyi güzel ama yetmez. Ekonomik yıkıma uğramamızı yere kapaklanmamızı bekleyenlere bunun için uğraşanlara inat başımız dik şekilde kararlılıkla yolumuza devam edeceğiz.
MERKEZ BANKASI'NA 'FAİZ' TEPKİSİ: Biz devletin borçlanma faizini yüzde 63'ten aldık, tek haneye indirene kadar verdiğim kavganın şahidi olan bir çok arkadaşım var. Ama tek hanede kalmasını istemeyen birileri hala var. Bunu da bilmenizi isterim. Bir defa yüksek faiz bu ülkede yatırımın önündeki en büyük engeldir. Eğer yüksek faiz devam edecek olursa bu ülkede yatırımlar bizim istediğimiz seviyede asla yürümeyecektir. Ve bu ülke girişimci doğuramayacaktır. Bu faiz lobisi son zamanlarda reel yatırımdan çok, daha kolay para nasıl kazanılır, paradan para nasıl kazanılır… Hep buna doğru gidiliyor. Finans sektörü bakıyorsunuz korkunç paralar kazanıyor ve kendi öz sermayesiyle de diyemiyorum biliyor musunuz… Burada da bakıyorsun vatandaşın mevduatlarıyla paradan parayı kazanıyor ve bunun vatandaşa tekrar dönüşümü noktasında da kendi hesaplarını yapıyor. En az imkanı sağlamak suretiyle burada yatırımcımızın önünü açacağı yerde önünü tıkıyor. Bizim insanımız hakikaten çok haysiyetli. Aldığı borcu ödemekte şu anda yüzde 3 sıkıntı var. Böyle bir toplumun içerisinde finans sektörünün riski bile yok denecek noktadadır. Reel sektörde risk bundan çok daha fazladır. Bunu görüyor, dolayısıyla, yüksek faize de kimse ses çıkarmıyor. Merkez Bankamız da hakikaten dünyada herkes inerken, bizim merkez bankası sağ olsun hala olduğu yerde duruyor. İnmiyor, düşürmüyor, yahu neyi bekliyorsun sen? Buyurun petrol fiyatları 45 dolara geldi.
ONLAR BAĞIMSIZSA BEN DE BAĞIMSIZIM: Azerbaycan Devlet Başkanı buradaydı, biz hesapları 60 dolar üzerinden yaptık. Şimdi burada sıkıntımız var. Yatırımlar konusunda sıkınımız var diyorlar. Orada o 15 doların hesabını yapıyor. E bizim petrolle ilgili bizim bir sıkıntımız yok. Tam aksine lehimize şu anda. Bunun halkımıza dönüşünü yatırımcıya dönüşünü süratla sağlamak lazım. Ey Merkez Bankası daha neyi bekliyorsun. Şimdi diyebilirler ha, Merkez Bankası bağımsızdır, ben de bağımsızım. Kendileriyle de konuşacağım. Bu iş böyle yürümez. Burada bir şey var. Bizim yatırıma ihtiyacımız var, istihdama, üretime ihtiyacımız var. Şimdi istihdamda bir sıkıntı görünüyor. Yani bir çok batı ülkesiyle mukayese edilmeyecek şekilde iyiyiz de, inelim yüzde 5'e kadar ya, düşelim buralara. Biz geldiğimizde hizmet sektörü felaketti. Ama şimdi yeni alanlar açıldı. Oteller bizim sadece yaz mevsiminde çalışırdı. Ama şimdi dört mevsim otellerimiz çalışır hale geldi. Bu bizim için çok önemli bir atak.