Avrupa Birliği, Fransız mizah dergisi Charlie Hebdo'ya saldırı sonrasında terörle mücadeleyi güçlendirecek tedbirleri tartışıyor. Avrupa Birliği liderleri 12 Şubat'ta toplanıyor. Öncesinde, AB dışişleri bakanları 19 Ocak, AB içişleri bakanları ise 28 Ocak'ta bir araya gelecek. Bu toplantıların ana gündem maddesi terörle mücadele ve alınacak önlemler olacak. Alınacak ilave tedbirlerin bu toplantılarda şekillenmesi bekleniyor.
Bu tedbirler arasında Avrupa Birliği'nde havayolu yolcu kayıtlarının ortak bir havuzda toplanması, bilgi ve istihbarat paylaşımının artırılması ve Schengen bölgesinde kontrollerin etkinleştirilmesi yer alıyor. AB Komisyonu'nun terörle mücadelede ilave önlemler paketini Şubat başında üye ülkelerin onayına sunacağı düşünülüyor.
Peki, bu önlemler terörle mücadele için yeterli mi? Avrupa genelinde terörle mücadeleye yönelik ne gibi somut adımlar atılabilir?
Stratejik Düşünce Enstitüsü savunma ve güvenlik programı koordinatörü Doç. Dr. Erkan Koca, Radyo Sputnik editörü Derya Yaşar'ın sorularını yanıtladı.
"AB İÇİNDE ORTAK İSTİHBARAT SERVİSİ FİKRİ GERÇEKÇİ DEĞİL"
Avrupa Birliği içinde ortak bir istihbarat servisi kurulması tasarısına değinen Koca, bunun bir ihtiyaç olduğunu belirtti. Paris'teki dergiye yapılan saldırının, Paris'e dışarıdan gelen insanların yaptığı bir saldırı olmadığını ifade eden Koca şunları söyledi: "Fransa, kendi içinden, var olan bir problemle karşı karşıya. Dolayısıyla, ABD'nin 11 Eylül'den sonra yaptığı gibi ülkenin sınırlarını tamamen İslam ülkelerinden gelenlere, katı politikalarla kapatması gibi uygulamalara gitse bile yüzde 10'unun Müslüman olduğu ve bunun ötesinde ABD ile benzeşmeyen bir durum, nüfusunu eski sömürge ülkelerinden insanların oluşturduğu bir durum söz konusu. Bunlara ne kadar kapatabilir sınırlarını? Bu Schengen ya da vize gibi konularda alacağı tedbirler, ihtiyaca cevap vermeyecektir. Bunun için Avrupa genelinde bir istihbarat ihtiyacı olduğu çok açık. Bu kurumun kurulması şu aşamada çok gerçekçi görünmüyor. Çünkü AB her şeye rağmen hala ulus devletlerin çok etkili olduğu bir yer. Daha öncesinde polis işbirliğiyle ilgili bir takım düzenlemeler yapıldı ve EUROPOL kuruldu. AB genelinde, polisin kendi arasında, sınır aşan suçlarla ilgili işbirliği yapması öngörülüyordu fakat EUROPOL de istenen düzeyde bir işbirliği getirmedi. Belki bunu da içine katan ve ulus devletlerin, siyasal düzeyde protokollerle gerçekten iradelerini ortaya koydukları bir durum olursa —ki olmak zorunda gibi gözüküyor- sonuç alınabilir. Ama geçmiş tecrübeler bunun kolay olmayacağını gösteriyor."