Şırnak'ın Cizre ilçesinde bir süredir devam gerilim, dün de sürdü. Çıkan olaylarda 12 yaşındaki Nihat Kazanhan isimli çocuk kafasından vurularak öldürüldü. AK Parti Şırnak Milletvekili Mehmet Emin Dindar, olayları Sputnik Haber Ajansı'na değerlendirdi.
"Nasıl Suriye'de Kobani bölgesi var ise, örgüt de Yüksekova'yı, Cizre'yi Kobani olarak düşünmekte" diyen AK Partili Dindar, örgütün Cizre'de alan hakimiyetini korumak istediğini, kendisi gibi düşünmeyen insanları ötekileştirmek istediğini savundu. Dindar, Cizre'nin hem Suriye, hem de Irak'a komşu olduğunu belirterek, "Dolayısıyla kaşınabilecek bir bölgedir, orayı böyle rahat provoke edebilen bir yapı mevcuttur" dedi. Şırnak'ın Paralel Yapı'nın da ağırlığı olan bir bölge olduğunu belirten Dindar, "Bazen bunların ittifakı bile görülebiliyor" diye konuştu. Dindar, bölgedeki tüm siyasi partilere, akil insanlara, kanaat önderlerine ve aşiretlere, yapabilecekleri ne varsa yapmaları çağrısında bulundu.
AK Parti Şırnak Milletvekili Mehmet Emin Dindar'ın Sputnik Haber Ajansı Ankara muhabiri Yurdagül Şimşek'e yaptığı açıklamalar şöyle:
"YÜKSEKOVA'YI, CİZRE'Yİ, KOBANİ OLARAK DÜŞÜNÜYORLAR"
— Cizre'de size göre neler oluyor?
"Nasıl Suriye'de Kobani denilen bir bölge var ise örgüt için, Hakkari'nin Yüksekova'sını, Şırnak'ın Cizre'sini de Kobani olarak düşünmektedir. Kanaatim bu. Kandil diyor ki, 'olayı yapan bizden değil', İmralı 'bizden değil' diyor, HDP diyor ki, 'biz bunları tasvip etmiyoruz, bizden değil'. Peki, bunlar kim?"
"ALAN HAKİMİYETİNİ KORUMAK İSTİYORLAR"
— Size göre kim bunlar?
"Ben de işte bu soruyu soruyorum. Bir de diyorlar ki, olayların yatışması için şu eş başkan, falan milletvekilleri Cizre'ye gidecek. Peki, bu heyet kimi temsilen gidiyor? Demek ki olayı yapan bunlardır, bu nettir. Bir de alan hakimiyetini korumak istiyorlar. Oradaki insanları ötekileştiriyorlar, onlara meyli olmayan, beraber hareket etmeyen, olumsuzluklarını tasvip etmeyen kişileri ötekileştiriyorlar.
"YA BİZİMLE HAREKET EDİN YA GİDİN DENİLİYOR"
— Bunu nasıl yapıyorlar?
"Diyorlar ki, 'ya bizim dediğimiz doğrultuda hareket edeceksiniz yahut da gideceksiniz'. Buna zorluyorlar. Alan hakimiyeti oluşturmaya çalışıyorlar. Şimdi soruyorum ben, HDP, İmralı, Kandil 'olayları yapan bizden değildir' dedikten sonra, bu olayları yapanlar kimlerdir acaba?"
"PARALEL YAPININ AĞIRLIĞI DA VAR"
— Orada güvenlik güçlerinden de çok şikâyet geliyor…
"O ayrı bir mevzudur. Cizre, hem Irak'a hem Suriye'ye komşu durumda. Dolayısıyla kaşınabilecek, rahat provoke edebilen bir yapı mevcut burada. Bunu da göz ardı etmeyelim. Bir de Şırnak geneli, Paralel Yapı'nın da ağırlığı olan bir bölgedir. Gerek polisin içerisinde, gerek adliyenin içersinde, gerek bürokraside, gerek başka yerlerde, oradaki insanlarda da vardır. Sonuç itibariyle PKK mevcut mudur orada, mevcuttur; Paralel Yapı mevcut mudur orada, mevcut. Bazen bunların ittifakı bile görülebiliyor."
PARALEL YAPI İTTİFAKI İDDİASI
— Paralel Yapı ile mi?
"Elbette. Çünkü burada bir bakıyorsunuz ki, polisi suçlayıcı nitelikte söylemler ortaya çıkıyor. Polisi suçladığınız zaman, eğer polisin içerisinde ağırlıklı olarak Paralel Yapı'nın mevcudiyeti varsa, bu ittifak demek değil mi? Bu ittifak demektir. Birbirlerini hem suçlayacaksın, hem destekleyeceksin, hem huzursuzluk yaratacaksın."
184 SOKAK NEDEN KAZILI?
"184 tane sokak kazılıdır hala. Belediyenin kepçeleriyle, polise karşı. Oradaki belediye göstermelik olarak iki üç tane sokağı kapattı. Peki, 181 sokak ne oldu? Hepsi kazılı hala. Sonra polise deniyor ki ‘gelmeyin, bak biz kapatıyoruz'.
"KÜRT'E RAĞMEN KÜRTE ZÜLUM YAPILIYOR"
"Şimdi burada halk bu tür şeyleri hak etmemiş bir, istemiyor iki. Oradaki, Doğu, Güneydoğu'nun veya Cizre'nin veya Kürt'ün hakkını savunmak ayrıdır. Sonuna kadar demokrasi diyorum, sonuna kadar insani ve İslami, fıtri ne hak-hukuk varsa Kürtlere verilmelidir. Bundan yanayız. Ama Kürt'e rağmen Kürt'e zulüm yapanları tasvip edecek değiliz. Teröristle mücadele etmek ayrıdır, demokratik anlamda hak-hukuk vermek ayrıdır. Ben eskiden, 90'lı yıllarda devletin namı hesabına yanlış yapan insanların mevcudiyeti ve ağırlığı vardı diyordum. Köylerin boşaltılması, basılması, yıkılması söz konusuydu. O zaman nasıl biz karşı geliyorsak, şimdi de örgütün Kürtlerin namı hesabına yanlış yapanlara seslenerek diyorum ki; Kürtlerin namı hesabına yanlış yapma hakkına sahip değilsiniz ve yapmamalısınız."
"HERKES KARŞI GELMELİDİR"
— Şu anda devletin derin güçleri de var mı size göre?
"Azınlıkta diyebiliriz. Ama orada örgütün, yahut da milletin namı hesabına yanlış yapan unsurlar ortaya çıkmıştır diyorum ben. Bunları iyi ayıklamamız gerekir. Ve herkesin vazifesidir bunlara karşı gelmek."
"HER AN OLUMSUZLUKLARIN YAŞANACAĞI ORTAM VAR"
— Şu anda Cizre'de durum nedir?
"Her an olumsuzlukların yaşanabileceği bir ortam mevcuttur. Cizre'de geçen akşam her yerden silah sesleri geliyordu, elektrikleri de kesmişlerdi. Şimdi her yerden silah sesleri gelen bir yer, bir ilçede yüzde 80-90 oy alan bir partinin etkinliğinin ötesinde ne olabilir?"
— Yani size göre PKK'lılar ve HDP'liler Cizre'yi karıştırıyor mu?
"Karıştırıyor değil, tamamen hegemonyaları altına alarak, onun dışında kalanları uzaklaştırıp veyahut da sindirere alan hakimiyeti kuruyorlar."
"DEVLET GÖREVLİLERİ ÖLÜMLERİN ARTMASINI ÖNLEDİ"
— Peki, size göre sükunet nasıl sağlanabilir, devlet ne yapıyor?
"Ben oradaki Vali Bey'e ve yöneticilerine, Cizre Kaymakamı'na, emniyet güçlerine gerçekten teşekkür ediyorum. Neden? O olaylarda eğer 3-4 kişi yaralanıp vefat etmişlerse, 10-20-30-40-50'lere gitmedi. İkisinin arasında bir tampon bölge oluşturdu. Yani çok fazla yüklenmedi, barışı sağlamaya çalıştı. Bu sürecin devamı için elimizden gelen gayreti ve fedakarlığı yapmaya çalıştı."
"ÇÖZÜM SÜRECİNİ ETKİLEMEZ"
— Bu olaylar devam ettiği sürece Çözüm Süreci de etkilenir mi?
"Sürecin etkileneceğini sanmıyorum. Çünkü Türkiye geneli değildir, sadece Cizre ile endeksli bir grubun yapabileceği olumsuzlukların süreci etkileyebileceğine kanaat etmiyorum. Süreç her ne olursa olsun devam etmeli. Sürecin devamından yanayım. Devlet de sürecin devamından yana. Güvenlik güçlerimiz ve oradaki yöneticilerimiz, sürecin devamından yana oldukları için çok fedakarlıklarda bulunuyor."
HÜDA-PAR'A TEŞEKKÜR
— Çözüm sürecinde Hüda-Par'ın konumu ne? Size göre, nerede duruyor?
"Hüda-Par kendilerine göre bir partidir, bir fikir grubudur. PKK ve HDP ile birlikte hareket etmeyen, onlardan çekinmeyen de bir yapısı var. Onlara da teşekkür ediyorum. Olaylarda kendilerine özgü bir yapıları vardır. Hüda-Par bizi desteklemedi, bize oy vermedi. Kendi adaylarını çıkardı Şırnak genelinde."
PARTİLERE, KANAAT ÖNDERLERİNE, AŞİRETLERE ÇAĞRI
— Cizre'de olaylar sürer mi?
"Potansiyel olarak duruyor. Benim bütün oradaki siyasi partilere, akil insanlara, aşiret reislerine ricam, herkes kendi yapabileceği görevini yerine getirirse, bu olaylar azalır. Çünkü bunlar gökten inen insanlar değil, bizim orada bildiğimiz insanlardır. Ben de bir hafta önce oradaydım, üç gün kaldım. Şırnak, Cizre, Silopi'deydim. Ama biz şu sıkıntıyı orada gördük. Yani, dışarıdan herkes diyor ki, dış mihraklar var. Dış mihraklar da var ama iç mihraklar, belki o dış mihraklar doğrultusunda hareket ediyorlar. Çünkü ölen kişilere baktığımız zaman, öldürülen hangi gruptan olursa olsun, gerek askeriyenin, polisin kurşunuyla, gerek PKK'lilerin kurşunuyla, gerek Hüda-Par'ın kurşunuyla, kim ölmüşse bir bakıyorsun ki orada gömülüyor. Demek ki, oranın insanıdır. Biz oradaki insanlar, kendi insanlarımıza sahip çıkabilirsek, mahalle olarak, aşiret olarak, fikir olarak, kanaat önderleri olarak, parti olarak sahip çıkabilirsek o zaman mevzu düzelir. Yok efendim biz, 'bizi dinlemeyen bir güç' düşüncesiyle hareket edersek, bu oyuna alet olunur bence."
