Radyo Sputnik'te Süheyla Demir'in sunduğu yayımlanan Radyo sohbetleri programa konuk olan Sinema Yazarları Derneği SİYAD üyesi Fırat Sayıcı, 2014 yılında sinemada neler yaşandığını değerlendirdi. Yılın en iyi filmlerinin Kış Uykusu, Sivas, Köksüz, Kusursuzlar ve Balık olduğunu söyleyen Fırat, Yeşilçam'ın 100. yılı kutlamalarının ve sansür tartışmalarıyla anılan 51. Altın Portakal Film Festivali'nin ise çok sönük geçtiğini ifade etti.
"KIŞ UYKUSU YILIN EN İYİ FİLMLERİNDEN"
2014'ün en başarılı filmleri hangileriydi sence?
2014'ün en önemli filmlerinden biri Kış Uykusu'ydu. Nitekim 67. Cannes Film Festivali'nde Nuri Bilge Ceylan'a büyük ödül kazandırdı, Türkiye'de de Nuri Bilge Ceylan'ın daha önce ulaşamadığı bir gişe başarısı kazandırdı. Haluk Bilginer, Melisa Sözen ve Demet Akbağ da oyunculuklarıyla Avrupa ve ABD'de büyük yankı uyandırdılar.
Sivas filmi de, 71. Venedik Film Festivali'nde önemli bir ödül elde etti. Gerçi ülkemizde bu ödülden daha çok filmde kullanılan köpeğin akıbetiyle ilgili tartışmalarla anıldı. Bu tartışmalar bence filmin başarısını gölgeledi. Çünkü zaten bir yıl içerisinde 3-5 tane düzgün film izleyebiliyoruz, Sivas da onlardan biriydi ama bu tartışmalar arasında kaynadı gitti. Bu durum maalesef gişeye de olumsuz yansıdı. Seyirciyi salondan uzaklaştırdılar. Kaan Müjdeci, Türk sinemasının önemli yönetmenlerinden biri olmaya aday, hatta oldu bile. Bence yılın diğer iyi filmleri de Köksüz, Kusursuzlar ve Balık.
"Gözümün Nuru" filmi de başarısını yurt içi ve yurt dışında kanıtlayan bir film oldu. Melik Saraçoğlu ve Hakkı Kurtuluş'un yönettiği film, 36. Uluslararası Moskova Film Festivali'nde jüri özel ödülüne layık görüldü. Sen filmi nasıl buldun?
Gözümün Nuru, "mockumentary" denilen belgeselle gerçek hayatın ortaklaşa kurgulandığı ilginç bir stil. Bence gayet başarılıydı. Ödülü gerçekten hak etti, çünkü tamamen sinema aşkıyla yapılmış, biz sinemacıları mutlu eden bir filmdi.
"YEŞİLÇAM'IN 100. YILI SÖNÜK GEÇTİ"
2014'te Yeşilçam 100. yaşını doldurdu. Ancak bir asırlık geçmiş sanki çok da coşkuyla kutlanmadı gibi. Katılıyor musun bu görüşe?
Çok haklısın. Birçok sinemacı Yeşilçam'ın 100. yılı kutlamalarının çok sönük geçtiğini düşünüyor. Çünkü en başta şu tartışma yaşandı: Bu sene 100. yıl değil, aslında Türk sinemasının başlangıç tarihi daha eski. Birçok kaynakça Türk sinemasının başlangıcının, Fuat Özkınay'ın 1914'te 'Ayastefanos'taki Rus Abidesinin Yıkılışı' filmini çekmesiyle başladığını iddia eder. Ama son 5-10 senedir Manaki kardeşlerin, Osmanlı topraklarına bağlı olan Balkanlar'da çektiği filmler başlangıç olarak kabul ediliyor. Ben de aslında Manaki kardeşlerin çektiği filmlerin ilk filmler olduğunu düşünüyorum. Çünkü her ne kadar Manaki kardeşler etnik köken olarak farklı da olsa Osmanlı'ya bağlıydı. Bence onların başlangıç noktası kabul edilmesi doğru. Ama tabii bu tartışmayı da çok büyütmenin bir anlamı yok; 100. yıl sembolik bir değerdi, kutlanabilirdi.
Bir de maalesef Türk sineması hala bir endüstri haline gelemedi. Çok fazla dernek var birbirlerini sevmiyorlar. Bu derneklerin ortak paydada buluşup bir şeyler yapabilmesi maalesef zor. Yıllarca da hep böyle oldu. Ama Kültür Bakanlığı belki de ortak bir platform oluşturup 100. yılla alakalı çok güçlü kutlamalar yapabilirdi. Ama şimdi geri dönüp baktığımız zaman öyle bir şeylerin olmadığını görüyoruz. Ağırlıklı olarak çeşitli dernekler kendi kendilerine kutlamalar yaptılar. Ödül törenleri düzenlediler. Genel olarak buruk geçti diyebiliriz 100. yılımız.
"ALTIN PORTAKAL GÜZEL HATIRLANMAYACAK"
51. Antalya Altın Portakal Film Festivali nasıl tamamlandı sence?
51. Antalya Altın Portakal Film Festivali'nin güzel bir şekilde hatırlanmayacağını düşünüyorum. En büyük sorun, organizasyon komitesinin sürekli değişmesi. Bu Altın Portakal'ın köklü bir yapıya ulaşamamasına neden oluyor. En yakın ve en güzel örneği Altın Koza'dır, uzun yıllardır aynı ekip tarafından yönetilir. Gayet başarılıdır, birçok şey oturmuştur. Belediyeler değişse de organizasyonu yapan insanlar değişmemiştir ama Altın Portakal'da maalesef böyle değildir. Bir de bu sene işin başına biliyorsunuz, Elif Dağdeviren geldi. Kendisi başarılı bir işkadını ve medyacı olduğunu herkes biliyor ancak sinemayla ne kadar bağlantılı olduğunu sorgulamak gerekirdi diye düşünüyorum.
En büyük hatayı da sansür konusunda gösterdikleri yanlış tutumlarla kanıtladılar. Bazı sinema yazarlarına veto konduğu haberlerini gördük, bunun üzerine bazı sinema yazarları festivale gitmeyerek tavırlarını gösterdiler. Belgeselcilerin yüzde 90'ı filmlerini geri çektiler, Reyan Tuvi'nin yönettiği belgeselin (Yeryüzü Aşkın Yüzü Oluncaya Dek) sansürlenmesini protesto ettiler. Sinema yazarları olarak aynı tutumu uzun metrajlı film yapımcılarından da bekledik ama işin içinde çok büyük bir para ödülü olduğu için muhtemelen onlar festivalden çekilmekten vazgeçtiler. Festivalin genel olarak sönük geçtiğini hepimiz biliyoruz ve bu sene yaşanan hataların tekrarlanmamasını diliyoruz.
"OSCAR'I TAKINTI HALİNE GETİRMEMELİYİZ"
Kış Uykusu'nun Oscar yarışından elenmesini nasıl değerlendiriyorsun?
Kış Uykusu'nun Oscar adayları arasında alınmama sebeplerini tam olarak bilmiyoruz ama çok güçlü bir filmdi. Keşke o da Leviathan, Mısır Adası ve Ida gibi filmler arasında Oscar'a aday gösterilseydi. Ama Oscar'ı bu kadar takıntı haline getirmeyi de doğru bulmuyorum. En iyi bilinen en büyük ödül Oscar gözükse de aslında Oscar Hollywood'un çok iyi bir pazarlama biçimi. Bu kadar önemsememek gerekiyor. Daha objektif değerlendirmelerin yapıldığı Avrupa'daki festivallerde alınan ödüller benim için daha değerli oluyor. Oscar'da sadece Hollywood çalışanlarının oluşturduğu tek taraflı bir bakış açısı var iken, Avrupa'daki film festivallere dünyanın her yerinden yazarlar, yönetmenler katılıyor.
"LEVIATHAN'IN OSCAR ŞANSI BÜYÜK"
Rus yönetmen Andrey Zvyagintsev'in yönettiği Leviathan, en iyi yabancı film dalında Oscar'ın en iddialı filmlerinden biri. Sence Leviathan'ın Oscar kazanma şansı var mı?
Şurası kesin ki benim geçen sene izlediğim en iyi yabancı filmdi ama Türkiye'de gösterime girmediği, sadece festivallerde gösterildiği için en iyi film listelerine sokamadık. Kış Uykusu'ndan kat kat daha iyi bir film kesinlikle. Bence Oscar için çok büyük şansı var. Seçici kurulda olsaydım kesinlikle Leviathan'a puan verirdim. Ama Ida da çok güçlü bir film, en büyük rakibi o. İlyas Salman'ın başrolünde oynadığı Corn Island da yine öne çıkanlardan biri. Ama ben Oscar'ı Leviathan'a verirler diye düşünüyorum. Çünkü biliyorsunuz yıllardan beri süregelen ABD-Rusya çatışması var ve ABD'nin Rusya'yı eleştiren bir filme onay vermesi, olasılık olarak hiç de uzak görünmüyor.