"Müslümanlar terörle aralarına mesafe koyduklarını vurgulamak istiyor"

Geçtiğimiz hafta Paris'te gerçekleşen Charlie Hebdo saldırısının ardından İslamofobi tartışmaları alevlendi. Fransa'da halkın radikal İslamcı olduğundan şüphelendiği kişileri polise ihbar etmesini öngören tasarı, ülkede yaşayan Müslümanlar tarafından ‘fişleme' eleştirileriyle karşılanırken Hollanda'nın Rotterdam kentinin Müslüman Belediye Başkanı Ahmed Aboutaleb'in "Özgürlüklerden hoşlanmayan radikal İslamcılar ülkeyi terk etsin" açıklaması dikkat çekti.

Almanya'da ise Türk ve Müslüman kuruluşlar terörü kınamak ve ırkçılık ile İslamofobi'ye dikkat çekmek için bir anma nöbeti düzenliyor. Bugün Berlin'de TSİ 18.00'de gerçekleşecek yürüyüşe Almanya Başbakanı Angela Merkel, Cumhurbaşkanı Joachim Gauck, Başbakan Yardımcısı Sigmar Gabriel ve kabinen birçok üyesi katılacak.

Berlin'de bu akşam gerçekleşecek olan bu yürüyüşü ve Avrupa'daki İslamofobi tartışmalarını, Batı Almanya Radyo-TV kurumu WDR'dan Elmas Topçu, Sputnik Haber Ajansı için değerlendirdi.

ALMAN SİYASİLER: İSLAM EŞİTTİR TERÖR OLARAK ALGILANMAMALI

Paris'te düzenlenen saldırıların ardından Almanya'da özellikle Müslüman kökenliler üzerinden yoğun bir tartışmanın başladığını kaydeden Topçu, "Müslüman kökenliler üzerinden diyorum, çünkü buradaki soru şu: Fransa'da düzenlenen saldırıların İslamla bir alakası var mı, yok mu? Almanya'da hükümetin üst düzeyi, başta Cumhurbaşkanı Gauck, Başbakan Merkel olmak üzere hemen açıklamalar yaptılar ve 'Paris'te düzenlenen saldırıların İslamla bir alakası yok, Almanya'da yaşayan Müslümanların çok büyük bir kısmı barışçıl insanlar, buranın bir parçası, radikal İslamcı terör zaten dünya üzerindeki Müslümanların çok küçük bir kesiminden destek görüyor. O yüzden biz bunun İslam eşittir terör olarak algılanmasını istemiyoruz' dediler. Bunu belki de Almanya'da toplumsal bir huzursuzluk yaşanmasını engellemek için yaptılar. Bu açıklamalar özellikle Müslüman ülkelerden gelmiş göçmenler tarafından da çok olumlu bulundu" dedi.

"HRİSTİYAN VE YAHUDİ CEMAAT DE MÜSLÜMANLARA DESTEK VERİYOR"

Diğer taraftan, Paris'te düzenlenen saldırıların İslamla ne kadar alakalı olduğuna ilişkin tartışmaların da başladığına değinen Elmas Topçu, sözlerine şöyle devam etti:

"Kendi ülkelerinde ve Batı'da saldırılar düzenleyen birçok radikal İslamcı terör örgütü var. Gazeteci ve entelektüeller şu soruların üzerinde duruyor: Bunların yorumladığı İslam, Kuran'da yazılan İslamdan farklı mı? Bu insanların Müslümanlıkla hiç alakalarının olmadığını söylemek de çözüm değil. O zaman biz neye bakacağız? Bu saldırılarda İslamın rolü ne? Engelleme açısından neler yapılabileceğine ilişkin tartışmalar başladı. Böylesi bir tartışma ortamının içinde de özellikle Müslüman kökenli örgütler, göçmen örgütleri ya da Müslüman cemaatin temsilcileri geçen Cuma günü ortak bir açıklama yaparak 'Biz terörü tamamen kınıyoruz. Fransa'da düzenlenen çirkin terör saldırılarının İslamla ve Müslümanlıkla yoktur. Bu saldırılar, bizim peygamberimizin intikamını almak değil, aksine bizim inancımıza ihanettir' dediler. Bunu bir adım daha öne götürmek için de bu akşam Berlin'de Almanya saati ile 18.00'de bir anma nöbeti düzenleyeceklerini açıkladılar ve düşünce, din ve vicdan özgürlüğünü savunan herkesi buna davet ediyoruz dediler. Bu çağrı siyasetçiler tarafından da büyük bir sempatiyle karşılandı ve Hristiyan kiliseleri, Almanya Yahudi Merkez Konseyi destek verdiler. Bu şekilde Almanya'daki Müslüman cemaatler de terörle aralarına büyük bir mesafe koyduklarını vurgulamak istiyorlar."

"MÜSLÜMANLARA GÖRE İSLAMOFOBİ, AVRUPA'YA GÖRE AYDINLANMA"

Topçu, Charlie Hebdo saldırısının ardından tekrar gündeme gelen İslamofobi tartışmaları konusunda ise şu değerlendirmelerde bulundu:

"Avrupa'daki tartışmalar sürekli İslamofobi diye yansıtılıyor ama bu Avrupa'daki birçok uzman ve kanaat önderi için de aydınlanma tartışması olarak niteleniyor. İslamda, Hristiyanlıkta olduğu gibi bir aydınlanma süreci yaşanmadı, Protestanlığın ortaya çıktığı sancılı ve kanlı süreç İslamda yaşanmadığı için aslında onun bugün terör baskısıyla yaşanmaya başlaması olarak algılanıyor. Bunun Müslüman ülkelerde İslamofobi olarak nitelendiği ama Avrupa'da birçok kişi tarafından aydınlanmanın zaruri bir adımı olarak görüldüğünü söylemek gerek. İslamofobi diyebilmek için her gün bir camiinin bombalanması ya da her gün bir ırkçı saldırının olması lazım."