Paris'te, son derece anlamlı, sembolik açıdan da önemli mesajlar içeren bir anma merasimi yapıldığını ifade eden Davutoğlu, "Bizim buradaki mevcudiyetimiz de esas itibarıyla birçok açıdan önem taşıyor" değerlendirmesinde bulundu.
Türkiye'nin terör, insanlığa karşı işlenen suçlar ve masum bir cana kasıt söz konusu olduğunda dünyanın her yerinde aynı değeri savunduğunu, hiçbir yerde çifte standart uygulamadığını vurgulayan Davutoğlu, şunları söyledi:
"Gazze'ye yapılan saldırılar karşısında sesimizi nasıl yükselttiysek daha önce Madrid'de, Londra'da, Norveç'te olan terör saldırılarında da aynı şekilde sesimizi yükselttik. Bizim için terörün rengi, ırkı, mezhebi, etnisitesi olmaz. O açıdan burada bulunmamız, küresel mesajın algılanması bakımından önemliydi. Çünkü daha çok Avrupalı liderlerin olduğu bir platformdu. İslam dünyasından üç, dört lider, Afrika'dan Arap dünyası ve Avrupa'dan bizler vardık. Bu mesaj, bütün dünyaya verilen bir mesajdır. Herkesin de bu anlamda yüzleşmesi gereken bir gerçektir, şu anda terör tehdidi. Bu çerçevede bugün, burada sergilenen tablo önemlidir."
"TÜRKİYE'NİN MEVCUDİYETİ, AVRUPA'DAKİ MÜSLÜMANLARIN TEMİNATI"
Avrupa'daki Müslümanlar ve Türkler açısından da Paris'te bulunmasının önemli olduğunu belirten Davutoğlu, şöyle devam etti:
"Biz burada bulunmakla bu terör saldırısını istismar ederek Müslümanlara yönelecek saldırılar karşısında da bütün Avrupalılara şu mesajı vermek istedik: Avrupa asırlar boyu çok kültürlü, çok dinli bir kıtadır. Endülüs'ten Osmanlı'ya kadar da İslam, Avrupa kıtasının en asli unsurudur. Avrupa'da İslam-Hristiyanlık çatışması üzerinden herhangi bir şekilde gerginlik çıkarmak isteyenler Avrupa kültürüne ihanet etmektedirler. Bu ister bu olayda, terör saldırısında olduğu gibi İslam adına İslam'ın değerlerini çiğneyen bazı terör grupları tarafından olsun isterse yine bu süreç içinde onlarca camiye saldırıda bulunan Avrupa'daki ırkçılar adına olsun, kim olursa olsun Avrupa kültürüne bu anlamda darbe vurmaktadır.
Bugün burada sergilediğimiz tablo, Avrupa kıtası açısından da bir birlik, bütünlük tablosudur ama aynı zamanda da bizim vatandaşlarımız, Avrupa'daki Müslümanlar açısından da mevcudiyetimiz bir teminat mahiyetindedir. Bugün burada bulunmakla aslında aynı kararlı dayanışma bilincinin Avrupa'da da ortaya çıkmasını istiyoruz. İslamofobik tarzda yapılan saldırılar, camilere yönelik eylemler konusunda da bütün Avrupa'dan aynı hassasiyeti beklemek her zamankinden daha çok hakkımızdır."
"TUTUMUMUZ İLKESEL"
Türkiye'nin, Avrupa ve insanlığın ortak değerlerini savunmak gerektiğinde bugüne kadar sürdürdüğü ilkesel tutumu burada da yürüyüşe katılarak gösterdiğini dile getiren Davutoğlu, şu değerlendirmelerde bulundu:
"Geçmişte terörden çok acı çekmiş bir ülke olarak bundan sonra da dünyanın neresinde olursa olsun terör faaliyetine karşı sesimizi yükseltmeye devam edeceğiz. Yine dünyada nerede olursa olsun, devlet terörü anlamında, kendi halkına veya Filistin'de olduğu gibi Filistinlilere yönelik baskı ve zulüm uygulayanlara karşı da Suriye'de veya Filistin'de veya diğer ülkelerde, sesimizi yükseltmeye devam edeceğiz. İnsan canı, eşrefimahlukat olan insanın değeri söz konusu olduğunda, şimdiye kadar olduğu gibi bundan sonra da etnik ve mezhebi kökene, dini arka plana bakmadan insan onuruna, insani değerleri aynı saygıyı beklediğimizi vurgulamak istiyoruz."
Türkiye'nin teröre karşı ilkesel bir tutumu olduğunu belirten Davutoğlu, "Bu ilkesel tutumu, dünyanın her yerinde tekrar etme ve mevcudiyetimizle değerlerimizi ayakta tutmaya devam edeceğiz" diye konuştu.
"AYNI DAYANIŞMAYI BÜTÜN LİDERLERDEN BEKLİYORUZ"
Avrupa'daki gelişmeleri yakından takip edip, muhataplarıyla bundan sonra da aynı çerçevede görüşmelerinin devam edeceğini anlatan Davutoğlu, "Bizim bugün burada, vatandaşlarımızın da Türk bayraklarıyla meydanda oluşu, çok açık bir şekilde şu mesajı vermiştir: Biz buradayız, burada olacağız ve Paris, Londra, Berlin aynen diğer şehirler gibi birçok farklı dinden, farklı kültürden insan iç içe yaşadığı ve hiç kimsenin dışlanamayacağı çok kültürlü ortamlar gibi varlıklarını sürdürecekler" değerlendirmesini yaptı.
Davutoğlu, özellikle ekonomik krizin de ivme katmasıyla Avrupa'da aşırı akımlara dönük ciddi bir kaymanın yaşandığına dikkati çekerek, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Açık söyleyeyim, tehdit büyük. Buna karşın, bu konuya duyarlı olan kesimlerde olumlu yönde bir duyarlılık oluştuğunu görmek de memnuniyet verici. Nihayetinde, hepimizin dünyanın her yerindeki insan kayıplarına aynı güçlü sesle karşılık vermemiz bir insanlık vazifesi. Bugün Paris'te bu görevi yerine getirdik, yarın Şam'da ya da Gazze'de insanlar, masumlar katledildiğinde aynı dayanışma bilinci bütün dünya liderlerinden beklemek bizim hakkımız."
"KAPSAMLI BİR YÜZLEŞME GEREKLİ"
Bugünlerde Paris'te ortaya konan resmin geleceğe dönük neler yapılabileceğinin ilk mesajlarını da verdiğine dikkati çeken Davutoğlu, konuşmasına şöyle devam etti.
"Eğer Türkiye, Avrupa Birliği'ne engel çıkartılmamış ve 2004 Kıbrıs referandumu sonrasında süretle Avrupa Birliğine entegre olmuş olsaydı, emin olun bu kültürel gerilimler bu ölçüde olmazdı. Maalesef son dönemde bu karşıtlıklar üzerinden siyaset yapmak prim yapar hale geldi. Sıkıntının esası, problemin kaynağı burada. popülist tavırlar ve doğrudan karşı kültürleri tahrik edici tutumların getirdiği tepkiler, bugün böyle bir tabloyla karşı karşıya kaldığımızı gösteriyor. Bu saldırıları yapanlarda bir Arap ülkesinde ya da bir Müslüman ülkesinde yetişmiş değiller, Paris'te doğmuş ve yetişmiş gençler bunlar. Dolayısıyla bu saldırıyı yapan teröristlerin bu ortama sürüklenmesinin önüne geçmekte hepimiz için önemli. Bu kapsamlı bir yüzleşme gerektiriyor."