ABD Merkez Bankası'nın (Fed) merakla beklenen toplantısı 17 Aralık 2014'te gerçekleştirildi. Tüm dünyanın gözlerini çevirdiği toplantının ardından Fed Başkanı Janet Yellen, bir açıklama yaptı ve makul sürenin kalktığını, bunun yerine başka bir ifade getirildiğini belirtti. Yellen'ın açıklaması, tüm piyasalarda, faiz artışının planlanan tarihte gerçekleşeceği yönünde bir sağlama olarak değerlendirildi.
Rusya ise Ruble'deki dalgalanmalar nedeniyle zor günler geçiriyor. Yaşadığı değer kaybıyla 2014'ün en çok düşen para birimi haline gelen Ruble nedeniyle Rusya'da ekonomik kriz çanlarının çaldığı konuşuluyor.
Fed, Haziran ortasında ya da daha öncesinde faiz artırımına başlarsa bunun Türkiye ekonomisine etkileri ne olur? Rusya'da başlayan kriz, Fed kararları ile bağlantılı olarak nasıl gelişecek?
"Barbaros Devecioğlu ile Üç Soru İki Bakış"a konuk olan ekonomist-yazar Uğur Civelek ve Mustafa Sönmez, Fed'in aldığı son kararları ve Ruble'nin Rusya'daki ciddi değer kaybını değerlendirdi.
"PİYASALAR FED'İN ‘MAKUL SÜRE' KARARINI OLUMLU GÖRDÜ"
Fed'in eylemlerine ve aldığı sonuçlara bakılması gerektiğini ifade eden Uğur Civelek, "Açıklanan toplantı metninde makul süre kavramının kalktığı, yerine sabırlı olma kavramının geldiği görüldü. Piyasalar bunu iyimser bir yerden gördüler, ufukta faiz yükselişinin görülmediği, küresel koşulların da dikkate alınarak daha geç tepki vereceği beklentisine girildi. Dolar'ın değer kaybettiğini gördük. Genelde bir rahatlama hasıl oldu, gelişmiş ekonomiler de bundan etkilendi. Fakat basın toplantısının soru-cevap kısmında yapılan bu ilk değerlendirmenin yanlış olduğu açığa çıktı. Fed, sabırlı olacak, önümüzdeki iki toplantıda, ocak ve mart ayında herhangi bir faiz kararı almayacak. Bir anda yılın ikinci çeyreğinde faiz yükselişi gelebilir endişesi piyasaları yeniden sarstı. Dolar diğer paralara karşı güçlendi. Riskten kaçınma eğilimi geri geldi" dedi.
"ZAMAN SINIRLI"
Civelek, sözlerine şöyle devam etti: "Rusya'da yaşananların da Fed'in vereceği kararları etkilemeyeceğini ima ettiler fakat ben etkileyeceğini, onların da şu an bu konu hakkında konuşmak istemediklerini düşünüyorum. Ama Dolar güçlenmeye devam edecek. Piyasalar bir miktar hayal kırıklığı yaşasa da hazmetmek dışında bir seçeneği yok. Yılın ikinci çeyreğinin ortalarına ya da sonuna doğru faiz yükselişi kapıyı çalacak, daha öncesinde Fed bilançosunda küçülmeler yaşanabilir. Bu, şu anlama geliyor: Gelişen ekonomilere kaldıraçlı olarak büyük para yatırmış olan fonların zamanı sınırlı. Her fırsatı bir şekilde değerlendirmek zorundalar. Eğer Nisan'a kadar beklerlerse çıkma şansları olmayabilir. Gelişen ekonomiler, kademeli olarak istikrarsızlaşabilir."
"RUSYA AGRESİF OLMAKTAN KAÇINIYOR"
Ruble'deki keskin düşüş sürerse Rusya Merkez Bankası'nın sermaye hareketlerini kısıtlama gibi önlemler alabileceğine dair söylentileri de değerlendiren Civelek, "Rusya ve ABD arasında jeopolitik nedenlerle bir çekişme var. ABD içindeki Cumhuriyetçi kanat Rusya'ya karşı yaptırımların arttırılmasını istiyor. Muhtemelen bir sonraki seçimlerde başkanlık Cumhuriyetçilere geçecek. Diğer taraftan Rusya, her şeyi görüyor ama yine de çok agresif olmaktan kaçınıyor. Mesela Rusya Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov'un OPEC kararı sonrasında yaptığı petrol üreticilerinin kayaç gazını engellemek aracılığıyla gazı kısmadıkları şeklindeki yorumuna ben kendisinin inandığını düşünmüyorum. ABD eğer geri adım atmak isterse, itibarını kaybetmeyeceği bir kapı aralıyor. Şu anda iki taraf da biliyor bir ateşkese ihtiyaç var. Bunun için iki tarafın karşılıklı adım atması lazım. Çünkü bir taraf tek başına adım atmayacak" ifadelerini kullandı.
"FİYAT ARTIŞI ÇOK GECİKMEYECEK"
Ekonomist-yazar Mustafa Sönmez ise Fed'in destekleme adımlarından vazgeçmesinin, piyasalarda merakla beklenen ve fiyatlanan bir konu olduğunu vurguladı.
Şimdi bunun yerini faiz artışlarının aldığını belirten Sönmez, "Piyasalar bununla yatıp kalkıyorlar, buna göre fiyatlamalar söz konusu. Son toplantıda da en azından ‘Bu makul süre ifadesinin kaldırılıp 2015'in başlarında bir fiyat artışına geçilecek mi' sorusu merakla bekleniyordu. Bu konuda net bir cevap alınmadı ama erteleneceğine dair de bir şey söylenmiş değil. Sadece göstergeler izlenecek, ama bu noktadan sonra da artık çok geciktirmeyecekleri belli oldu. Yine de bu durum, tüm kur ve hisse fiyatlarını belirliyor. Türkiye ve dünyadaki birçok para bundan da etkileniyor. Özellikle yükselen ülke dediğimiz ülkeler, Rusya, Brezilya, Güney Afrika, Hindistan ve Meksika'nın paraları çok etkileniyor" dedi.
"YÜKSELEN ÜLKE PARALARI DOLAR KARŞISINDA DEĞER KAYBINA UĞRUYOR"
Son zamanlarda özellikle Rus Rublesi'nin ayrıca incelenmesi gerektiğine dikkat çeken Sönmez, sözlerine şöyle devam etti:
"Orada uluslararası politik etkiler de rol oynuyor. Ama yükselen ülke paraları, Dolar karşısında değer kaybına uğruyor. Çünkü bu ülkelere geçici olarak park etmiş dış yatırımcılar var. Bunlar özellikle ABD'de olanı biteni izliyorlar ve buna göre pozisyon alıyorlar. Ama her ülkenin kendi hikâyesi var, yabancılar her ülkeye eskisi kadar ilgi göstermiyorlar ve bu sonuç olarak o ülkedeki döviz hacmini daraltıyor ve fiyatları yukarı çekiyor. Burada Rus Rublesi'nin durumu daha farklı. Daha dramatik düşüşler var ama o ölçüde olmasa da diğer ülke paraları da hatırı sayılır düşüşler gösteriyorlar. Bunlar her ülkede ciddi sorunlar yaratıyor. Yükselen ülkeler, farklı boyutlarda olsa da döviz açığı olan ülkeler. Dolayısıyla bu sermaye kaçışları, yerel paradaki artışlar, dolar karşısındaki değer kayıpları ciddi tahribatlara yol açıyor."