Başbakan Ahmet Davutoğlu, A Haber ve Atv ortak yayınında gündeme ilişkin soruları yanıtladı.
Davutoğlu, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın siyasi danışmanı Binali Yıldırım'ın "İhtiyaç olursa zaten Sayın Cumhurbaşkanı, Bakanlar Kurulu'nu topluyor. Nitekim yeni senede bu uygulamaya da başlayacak" sözleri ile başlayan tartışmaları yorumladı. 5 Ocak'ta yeni yılın ilk kabine toplantısının Erdoğan başkanlığında yapılacağı iddiaları için şunları söyledi:
"Cumhurbaşkanımızla beni ilgilendiren konular sadece Cumhurbaşkanımızın zatı tarafından ve benim tarafımdan açıklanır. Dolayısıyla 5 Ocak'ta böyle bir toplantı yok. Sayın Binali Yıldırım'ı eleştirmek için söylemiyorum ama bu sadece bizim karar vereceğimiz bir husustur. İcrai yetki, anayasal, yasal hiçbir tereddüt olmadan bakanlar kurulunda. Öyle gölge bakanlar kuruluymuş gibi gazetelere yansıtanlar bir başka oyunun içindeler. Buna ne Sayın Cumhurbaşkanımız izin verir, ne ben izin veririm.
Siyasi tavır ve etik neyi gerektiriyorsa onu yaparız. Bu konuda Sayın Cumhurbaşkanımızla aramızda herhangi bir görüş ayrılığı söz konusu değildir. Bu toplantı olabilir ama istisnai bir mahiyette ve gerekli görüldüğü zaman olur, daha önce örnekleri olduğu gibi. Onun ötesinde anlam yüklemek doğru değil. Sayın Cumhurbaşkanımızın her zaman bizimle iletişim kurma imkanları, kanalları hep mevcuttur, mevcut olmuştur, mevcut olmaya devam edecektir. Bu konularda kimse küçük hesaplara girmemelidir."
'HDP İLE ORTAK AÇIKLAMA OLABİLİR'
Davutoğlu'nun konuşmasından satırbaşları şöyle: "HDP ile ortak açıklama şart değil ama olabilir de. Her ayaküstü açıklamayla yürüyen süreci zarar vermemek gerekir. Bizim tarafımızdan kimin yapacağı neti disiplin var. Aynı şeyinde HDP tarafında da olması lazım.
Hiç konuşulmamış konular sanki konuşulmuş gibi yansıtılıyor. İmalı da olsa bir tehdit dili kullanılamaz. Bundan rahatsızlık duyan da en çok bölge halkı. Bazı şartlar yerine getirilirse silah kullanılmayacak gibi sözler sürece fayda vermez. Muhalefe, şimdiye kadar kendileriyle hangi bilgiyi konuşsak, süreci dumura uğratmak için kullandılar. Sonuçta bu, ülkenin kaderi. İyi niyet ve ciddiyet görürsek vakti gelirse bunlar elbette paylaşılır. Bir çözüm yarın sabah olacaksa, yarın sabah bile geçtir."
'BİZ DE AVCI GİBİ SUÇLANACAKTIK'
Hanefi Avcı hakkındaki cezanın onanması hakkında değerlednirmede bulundan Davutoğlu, "Bunun tek anlamı, 'biz hala burdayız' mesajı vermek. Eğer o kitabı yazmasaydı Hanefi Avcı, acaba terör örgütü olarak suçlanır mıydı? Diyelim ki paralel yapı başarıya ulaşsaydı, biz de Avcı gibi suçlanacaktık. Zaten bu yola çıkan akibetini bilip çıkar" dedi.
'MOLOTOF ÖZGÜRLÜĞÜ VAR MI?'
Başbakan Ahmet Davutoğlu, "Molotof kokteylini eline almış kişi, saldırı niyeti taşıyor demektir yakmak, yıkmak niyeti taşıyor demektir. Dünyanın herhangi bir yerinde 'molotof kokteyli kullanma özgürlüğü' diye bir özgürlük var mı?" dedi. HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş'ın "iki yıldır diyalogtaydık, şimdi müzakere sürecine geçilecek" sözlerinin hatırlatılması üzerine Başbakan Davutoğlu, "Allah aşkına şimdi bunlar sadece bir algı oluşturmakla ilgili" ifadesini kullandı.
'HÜCUM ETME ÇABASI VAR'
Davutoğlu, silahlı unsurların Türkiye'yi terk etmesi ilanının 2013'ün Nevruz'unda yapıldığını vurgulayarak, "Mayıs ayında harekete geçildi. Şimdi tekrar o zaman niye 'silahlı unsurların Türkiye'yi terki en son aşamada konuşulur' deniyor. Demek ki daha önce mutabık kalınan bir hususta, şimdi hücum etme çabası var. Bunu HDP'ye ilişkin söylemiyorum, onlardan böyle bir şey çıkmadı. Son dönemde atıfta bulunduğunuz Kandil'den gelen açıklamayla ilgili söylüyorum" değerlendirmesinde bulundu.
'BELLİ TAAHHÜTLER VAR'
Geçen sene 2013 Nevruz'unda taahhüt edilen noktalara bakıldığında, sadece diyalogla ortaya çıkan şeyler olmadığına dikkati çeken Başbakan Davutoğlu, "Belli taahhütler var. Biz, o taahhütlerin yapıldığını gördüğümüzde, bu işin ciddiyetle ele alındığını görürüz. Bu, bizim demokratikleşme yönünde attığımız ve atacağımız adımları engellemez. Biz, halkımız ve her kesimle bu ve benzeri süreçlerde Türkiye'de demokrasinin derinleşmesi için her çalışmayı yaparız. Ama Türkiye'de artık şiddet ve terör kullanarak, siyasi hak talep etme döneminin bittiğinin ilan edilmesi lazım. Herkesin de hak talep edilmesinin nasıl olacağı konusunda demokratik prensipler etrafında davranma yaklaşımı olması lazım. Esas mesele, odaklandığımız nokta bu. Bunu gerçekleştirirken ne tür adımları karşılıklı olarak atmak gerekir, onu bu görüşmeler esnasında tayin edeceğiz" diye konuştu.