31 kişinin gözaltına alındığı ve ‘basına karşı bir darbe girişimi’ ifadeleriyle eleştirilen operasyon hakkında, Radikal Gazetesi Dış Haberler müdür Fehim Taştekin’in değerlendirmeleri şöyle:
“İktidar bir hesaplaşma içinde. Cemaat de bir hesaplaşma içinde. İşin medya boyutunu ilgilendiren tarafları var ama daha önce iktidar ortağı olan bir yapının çözülmesiyle ortaklığın bozulmasından kaynaklanan başka bir hesaplaşma var. Ama bu iki faktörün dışında bizi ilgilendiren hükümetin bu operasyonla ne yaptığı ve ne yapmak istediği ya da yaparken nasıl bir yolla yaptığı… tıpkı daha önce cemaate yönelik suçlamalarda olduğu gibi belki onların kullandığı kumpas taklitlerinin yine polis ve savcılık marifetiyle bu kez eski ortaklarına karşı kullanıldığını görüyoruz. Burada da güvenlik şemsiyesinin ciddi olarak manipüle edildiğini ve siyasallaştırıldığını rahatlıkla söyleyebiliriz.”
BU KOMPLOCU YAKLAŞIM GEÇMİŞ DAVALARDA DA UYGULANDI MI?
“Ben şahsen şu an hükümetin izlediği yöntemi geçmişte izleyen cemaate bağlı polis ya da savcıların hazırladığı iddianamenin de bir mağduruyum.
Komplo dozu çok yüksek, bir savcı profesyonelliğiyle değil bir şakirt acullüğüyle hazırlanmış, içinde mezhepçi tonlar barındıran, Şii düşmanlığının çok bariz bir şekilde öne çıktığı ve anca üçüncü sınıf bir komedi filmine malzeme olabilecek bir senaryo diyebileceğimiz, düşük düzeyde kötü, adi bir iddianame.
Acaba bu dosyadaki bu kötü ve tamamen komplocu yaklaşım, geçmişteki davalarda da ne denli uygulandı ve o davaların gerçekliği nedir?”
“BASIN ÖZGÜRLÜĞÜ HERKES İÇİN GEÇERLİDİR”
“Bu tür dava kumpaslarının da mağduru olan bir gazeteci olarak burada daha farklı, daha objektif, daha genele, kendi haklarımıza yönelik, kendi haklarımızın daha fazla örselenmemesi için farklı bir ses verme ihtiyacı duyuyorum.
Basın özgürlüğü herkes için geçerlidir. Geçmişte hatalar yapmış olsa bile cemaat için de geçerlidir.
Hukukun üstünlüğü herkes için elzemdir. Yarın devran değişir, bugün muktedir olanlar yine polis soruşturmasına uğrarlarsa, sesimizi onlar için de yükseltmek zorundayız. Hukukun üstünlüğü bugün ve yarın herkes için geçerli bir slogan olmak zorundadır.”