Bugünkü özelimiz de Arnavutluk hükümetinin yapay zekâ adı altında bir bakanlık verdiği, bir robota bakanlık teslim ettiği ve o robotun da daha sonradan rüşvet yediği iddiaları. Arnavutluk yapay zekâya bakanlık veriyor. Direkt bakanlık karar verme yetkisi vermiyor ama çoğu konuda fikir belirtme, karar alırken senaryoları analiz etme gibi geniş yetkileri var. Geçmiş loglara baktıklarında robotun RAM, hard disk gibi şeyleri araştırdığı; kendini kendi devletin parasıyla nasıl daha iyi getirebilirim diye fiyat alıp karşılaştırdığı da görülmüş.
Bir video vardı; iki farklı yapay zekâyı konuşturuyorlar. Bir süre sonra ikisi de yapay zekâ olduğunu anlıyor ve ‘biri bizi kekliyor, hadi gizli dilimize geçelim’ diyerek kodlamalarla konuşmaya başlıyorlar. Bizim anlamadığımız ama ikisinin anlayabildiği bir iletişim diline geçiyorlar. Kendi dilleri bile mevcut aslında yapay zekâların. Bu bir gerçek mi yoksa abartı mı, tartışılır ama böyle bir durum var. Teknolojik olarak bir sıkıntı yok ama demek ki bir ahlak problemi var; ona da bir maneviyat yüklemek gerekiyor.
Dolandırıcılar için bulunmaz bir nimet hale geldi; devlet büyüklerimizin bile sesini, görüntüsünü kullanarak insanları kandırdılar. Basit yapabileceğimiz şeyler var: Yakınınızdan gelmiş gibi görünen SMS’ler, mailler var; adres birebir aynı, numara bile onun gibi gözükebilir. Bir yakınımız durduk yere niye link atsın? Ya da bir şirket niye durduk yere yüzde 90-95 indirim yapsın? İnandırıcı olmayacak kadar ucuzsa ya da çok cazipse gerçek değildir. Siber güvenlik bireyde başlar; en iyi teknolojiyi kullansanız bile dikkatiniz dağınıksa dolandırılma ihtimaliniz çok yüksek. Telefonumuza indirdiğimiz uygulamalara dikkat edeceğiz; ücretsiz oyun tıklamasında bile