Bilim insanları, ada yaşamına uyum sağlayan hayvanların genetik olarak daha karmaşık hale gelirken genomlarının büyüme eğiliminde olduğunu düşünüyordu. Ancak İspanya’daki Barselona Üniversitesi’nden araştırmacılar, Dysdera tilosensis adlı örümceğin tam tersini yaptığını açıkladı. Profesör Julio Rozas, “Bu tür, DNA’sının neredeyse yüzde 50’sini kaybetmesine rağmen genetik olarak daha zengin hale geldi” dedi.
Genetik sadelik, karmaşıklığı artırdı
Araştırmada, ada türü Dysdera tilosensis’in DNA’sının 1.7 milyar baz çifti içerdiği; anakarada yaşayan akrabası Dysdera catalonica’nın ise 3.3 milyar baz çifti olduğu tespit edildi. Yani ada örümceği, genetik materyalinin yarısını kaybetmiş olmasına rağmen daha fazla genetik çeşitlilik gösteriyor. Rozas’a göre bu, hayvanlarda bugüne kadar kaydedilen en radikal “genom küçülmesi” örneklerinden biri.
'Ada etkisi' yeniden tanımlanıyor
Bilim insanları uzun yıllar, ada türlerinin “kurucu etki” nedeniyle daha büyük ve tekrarlayan DNA dizileri geliştirdiğini savunuyordu. Ancak bu çalışmada tam tersi gözlemlendi: Kanarya Adaları’nda yaşayan örümceklerin genomu daha küçük ama daha verimli ve düzenli.
Evrimin genetik sırlarına ışık tutuyor
Çalışma, bazı canlıların neden devasa DNA biriktirirken bazılarının daha 'sade' hale geldiğine dair ipuçları sunuyor. Bilim insanları, genom büyüklüğünün doğrudan çevreye uyumla değil, gereksiz DNA’nın birikimi ve temizlenmesi arasındaki dengeyle belirlendiğini düşünüyor. Araştırmacılara göre bu keşif, evrimin genetik düzeyde nasıl işlediğine dair anlayışı kökten değiştirebilir.