Çağatay, şunları söyledi:
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın yeni anayasa çağrısı aslında siyasi ajandasının bir parçası. Sivil anayasa ifadesi kulağa hoş geliyor ama Türkiye’de kimsenin anayasayı değiştirince her şeyin düzeleceğine inandığını sanmıyorum. Cumhurbaşkanı Erdoğan Meclis’te 400 milletvekili desteğini bulursa referanduma gitmeden anayasayı değiştirebilir. Bu yüzden tüm siyasi aktörleri yanına çekmeye çalışıyor.
Anayasa ilk kez 1987’de Özal döneminde değişti, siyasi yasaklar kaldırıldı. Ardından 1990’larda sendika ve yargı düzenlemeleri yapıldı. 2001 yılında Avrupa Birliği uyum süreciyle 34 madde değiştirildi. 2004’te idam cezası kaldırıldı, 2005’te parti kapatma zorlaştırıldı. 2007 yılında Cumhurbaşkanı’nın halk tarafından seçilmesiyle bugünkü sistemin temeli atıldı. 2010’da 26 maddelik paketle anayasa neredeyse tanınmaz hale geldi. 2017 yılında ise referandumla Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi getirildi. Parlamentonun yetkisi azaldı. 23 yıldır iktidarda olanlar isteseydi çoktan yeni bir anayasa yapardı. Bugün bunu yeniden gündeme getirmelerinin nedeni demokrasi değil, siyaseten güç devşirme arzusudur.