Gazeteci Ali Çağatay, Radyo Sputnik’te yayınlanan Seyir Hali programında, Gezi Parkı davası kapsamında tutuklu yargılanan menajer Ayşe Barım’ın şartlı tahliyesine ilişkin değerlendirmelerde bulundu.
Çağatay, konuya ilişkin şunları söyledi:
Ayşe Barım dün tahliye edildi. Elbette Ayşe Barım, bir yurttaş olarak hakları savunulması gereken biridir. Ancak burada daha büyük bir tablo var. Can Atalay hala içeride, kimse bunu konuşmuyor. Seçilmiş bir milletvekili olmasına rağmen sesi çıkmıyor, savunanı yok. Aynı şekilde Selahattin Demirtaş da yıllardır hapiste ve bu ülkede açılımlar yapılırken, siyasetçiler iktidar çevresinde dönerken kimse bu isimleri hatırlamıyor. Medya da bu tabloyu görmezden geliyor, herkes sadece Ayşe Barım’a odaklanmış durumda. Ayşe Barım kimdir, herkes onu konuşuyor ama kimse geçmişini hatırlatmıyor. 2000’li yılların başında Akmerkez Reklam ve Halkla İlişkiler Ajansı’nın müdürüydü. Sonrasında Clan Euro adlı şirkette müşteri ilişkileri direktörlüğü yaptı. Daha da önemlisi, Bir Numara Yayıncılık’ta genel müdür yardımcılığı görevinde bulundu. Bir Numara, Ercan Arıklı ve Dinç Bilgin tarafından kurulmuş, Türkiye’de medya ve reklam dünyasının en güçlü isimlerinin yer aldığı bir yapıdır. O dönem Nail Keçili’nin de dahil olduğu bu grup, sektörün adeta reklam tekeli gibiydi. Barım, medyada ve reklam dünyasında etkin, güçlü bir çevrenin içindeydi. Dolayısıyla bugün onu tertemiz, sütten çıkmış ak kaşık gibi göstermek doğru değil. Ayşe Barım’ın cezaevine girmesi elbette adil değildir ama geçmişini yok sayarak, onu masumiyetin sembolü haline getirmek de doğru bir yaklaşım değildir.