Lise çağında karpuz hâlinde çalışıp ilk müzik setimi, ilk ayakkabımı kendi emeğimle aldım, babam beni okutmak için süt satan bir kahramandı. Çocukken astronot olmak isterdim ama askerlikten sonra konservatuvara girdim, sonra Murat Göğebakan’la tanıştım, piyanoya sarıldım, 97’de çıkan ilk albümüm tutmadı. 'Bu Akşam Ölürüm'ü önce kimse albüme bile almak istemedi, ön elemelerde elendi. Bir müzik kanalında on gün göründü ve bitti sandılar; pes etmedim, Adana Barajyolu’nda arkadaşımın mekânında ilk bağımsız konserimi duyurmak için geceleri otobüs duraklarına afişleri ben yapıştırdım, gün geldi sahneye çıktım. Salonda iki masa, toplam on bir kişi vardı; kuliste ekibe 'Bir kişi de gelse bize geldi, çıkıp eğleneceğiz' dedim. O akşam bilet parasını hatıra diye paylaşıp sakladık; aradan çok geçmeden Kıbrıs’taki Doğu Akdeniz Üniversitesi aradı, bütçeleri kısıtlıydı, grup gemiyle, sen uçakla dediler, tamam dedim.
Hayatımın en kötü uçuşuydu ama iner inmez beyaz bir limuzin, kapıda dev afişler, içeride bin 500 kişilik Tropics tıka basa, dışarıda binler; kulise basın akıyor, ben hâlâ 'Bizi kandırıyorlar, biz ön grubuz galiba' diye. Şüpheleniyorum; sahneye 'Eşek Gözlüm'le çıktık, yer yerinden oynayınca kalabalığa dönüp 'Hepiniz bize mi geldiniz?' diye sordum. O gece benim kırılma anımdı, “Bu Akşam Ölürüm” dalga dalga yayıldı, ardından “Salını Salını”, 'Seni Çılgın', 'Akıl Hastası' peş peşe patladı; ben şöhrete minnetle değil.
Bugün sosyal medyada kimseye reklam yapmadan şarkılarımı paylaşırım, gönülden gönüle gider, dinleyicimle doğrudan konuşurum. Sahne benim özgürlüğüm, müzik ise empati. Sana yapılmasını istemediğin şeyi başkasına yapma diye yaşarım, trafikte yol veririm, şikâyet etmem çünkü çağırır; dünyadaki savaşların, soykırımların bitmesini dilerim, bir tebessümün bile mahalleden ülkeye, atmosferine kadar yayılan iyilik olduğuna inanırım. Çocukluğumun yoksulluğundan öğrendiğim budur. Kahramanım hâlâ babamdır; en kıymetli parçam sorulunca “Seni Çılgın” derim çünkü oradaki deliliği oynamadım, yaşadım. Şimdi de Karadeniz kokulu yeni bir besteyi hazırladım, yüreğinize işleyecek. Özetle, ilk konserimdeki o on bir kişiyi hiç unutmadım bugün salonlar dolsa da sahneye her çıktığımda önce onlara çalıyorum.