EKSEN

'Charlie Kirk suikastının arkasında İsrail'in olduğuna dair komplo teorileri var'

Gazeteci Sarp Sinan Hacır'ın aktardığına göre Charlie Kirk, Amerikalı gençlerin Trump'a ve Cumhuriyetçi Parti'ye oy vermesini sağlayan önemli siyasi aktörlerden birisiydi. Charlie Kirk suikastı konusunda ABD kamuoyundaki en popüler komplo teorisinin İsrail'i işaret ettiğini belirten Hacır, bu konuda bir ay önce yapılan bir paylaşıma dikkat çekti.
Sitede oku
Charlie Kirk, 10 Eylül 2025 tarihinde öğle saatlerinde Utah Valley University, Orem, Utah kampüsünde bir açık hava etkinliğinde konuşma yaparken vurularak öldürüldü. Etkinlik, Turning Point USA’nın gerçekleştirdiği, 3 bin kişinin katıldığı “Amerika’nın Geri Dönüşü Turu” etkinliği sırasında tek bir kurşunla boynundan vurulan Charlie Kirk, hastaneye kaldırıldı fakat tüm müdahalelere rağmen hayatını kaybetti.
Suikast sonrası ABD Başkanı Donald Trump ve First Lady Melania Trump taziye mesajları yayınladı. Ayrıca Utah Valisi Spencer Cox, Temsilciler Meclisi Başkanı Mike Johnson, Senato Çoğunluk Lideri John Thune, eski Başkan George W. Bush gibi birçok Cumhuriyetçi lider olayı kınadı. Demokrat cepheden de eski Başkanlar Bill Clinton, Barack Obama ve Joe Biden, Senato Azınlık Lideri Chuck Schumer, Temsilciler Meclisi Azınlık Lideri Hakeem Jeffries gibi isimler başta olmak üzere birçok siyasetçi taziye ve üzüntü mesajı iletti.
FBI ve Utah yerel güvenlik birimleri, iki günlük fiziki takip sonucunda saldırganı yakaladı. Utah Valisi Spencer Cox, 22 yaşındaki Tyler Robinson'un kameralarla takip edildiğini, görüntüler basına servis edildikten sonra suikastçının bizzat kendi babası tarafından polise teslim edildiğini açıkladı. Tyler Robinson'un babasının emekli polis olduğu, vaizlik yaptığı ve Cumhuriyetçi Parti üyesi olduğu tespit edildi. Robinson'un kullandığı silahta ve mermi kovanlarında, ABD woke sol (liberal sol) siyasi görüşünü temsil eden siyasi sloganlar yazdığı basına açıklandı.
Charlie Kirk, Amerika’da muhafazakâr gençlik hareketi Turning Point USA’nın kurucusu ve önde gelen figürlerinden biriydi. Konuşmacı, sosyal medya ve kampüs etkinlikleri yoluyla genç muhafazakârlar arasında önemli ölçüde tanınırlık kazanmıştı. Henüz 31 yaşında olan Charlie Kirk, Amerikalı gençlerin Donald Trump'a ve Cumhuriyetçi Parti'ye oy vermesinde önemli bir figür olarak biliniyordu.
ABD’de muhafazakar siyasi aktivist Charlie Kirk suikastını, suikasttaki İsrail şüphesini ve Amerika’da giderek artan siyasi kutuplaşmayı, gazeteci Sarp Sinan Hacır ile konuştuk.

‘Charlie Kirk, Trump’a yakın, MAGA içinde etkili bir figürdü ve tüm muhafazakarları tek çatı altında toplamayı başarmıştı’

Charlie Kirk’ün Trump’ın kabinesine seçeceği isimler için oluşturulan sadakat testini bizzat hazırladığına değinen Sarp Sinan Hacır, Kirk’ün aynı zamanda tüm siyasi görüşlerden muhafazakarları Turning Point USA çatısı altında birleştirerek, MAGA ve Cumhuriyetçi Parti’nin en güçlü siyasi platformunu kurduğunu ifade etti:

“Charlie Kirk suikastının yankılarını anlayabilmek için, Kirk’ün ABD sağı için ne ifade ettiğini doğru tespit etmek gerekiyor. Charlie Kirk, ‘yeni sağ’ olarak nitelendirebileceğimiz MAGA hareketinin en önemli temsilcilerinden birisi olarak tanımlanabilir. Charlie Kirk’ü beş-altı yıldır takip ederim ve haberlerini görürüm. Çünkü özellikle genç kitlede karşılığı çok olan bir figürdü. Amerika’da Demokratlar genelde gençlerin oylarını, Cumhuriyetçiler ise yaşı ileri insanların oylarını toplar şeklinde bir klişe algı vardı. Bu son seçimde MAGA hareketi ve Donald Trump, bunu kırmayı başardı. Genç erkekler üzerinde etki alanları genişledi. 2000’lerin başında, ‘Gençler Demokrat Parti’ye kaydı, Cumhuriyetçiler giderek küçülüp yok olacak’ diye konuşuluyordu. 2024 seçimleri ise şok yarattı. Mesela Teksas bugün Cumhuriyetçilerin kalesi olarak görünüyor. Fakat bundan önceki birkaç seçimde, Teksas’ın salıncak eyalete dönüşmesi gündemdeydi. Fakat 2024’te Cumhuriyetçiler, gençlerin oylarıyla kesin bir galibiyet aldı ve bu ihtimal ortadan kalktı. Bu başarının arkasındaki isimlerden birisi de Charlie Kirk. Peki, Charlie Kirk nasıl ortaya çıktı? 2012’de Charlie Kirk, liseden mezun oluyor ve askeri bir okula girmek istiyor. Fakat askeri okulda o dönemki Obama politikaları sebebiyle ‘pozitif ayrımcılık’ yapıldığını öne sürüyor Charlie Kirk. Kendisinden daha düşük puanlara sahip fakat beyaz erkek olmayan birisi okula kabul ediliyor, kendisi dışarıda kalıyor. O günden sonra sağ siyasete atılıp birtakım politikalar geliştirmeye başlıyor. Daha 18 yaşındayken ‘Turning Point USA’ yani ‘ABD Dönüm Noktası’ platformunu kuruyor. ABD sağının en baskın, ülkedeki en yaygın ve sağ içindeki bölünmelere rağmen muhafazakar olduğu müddetçe her görüşten insanı içinde barındırmayı başarmış bir grup bu. ABD’ye gittiğimizde kendilerini birçok noktada gördük, bazıları ile röportaj yaptık. Bir tarafta Lauren Chen gibi ABD’nin İsrail ve Ukrayna desteğine karşı çıkan muhafazakarlar var. Öte taraftan Ben Shapiro gibi Yahudi lobisinin en önemli karakterlerini de içinde barındırıyor. Yani Turning Point USA içinde muhafazakar olduğu müddetçe her görüşten kişinin barınabildiğini gördük.

Bu da Kirk’ü diğer muhafazakar figürlerden daha kuvvetli hale getirdi. Muhafazakarlardan bahsedince aklımıza gelen ilk figür belki de Tucker Carlson olacaktır. Alexander Dugin, Vladimir Putin ile röportajlar yaptı. Küresel çapta önemli bir gazeteci haline geldi. Kendi kitlesi çok büyük. Tucker Carlson’ın kitlesi, ABD müesses nizamına karşı olan veya buna itirazı olan kişilerden oluşuyor. Charlie Kirk böyle değil. Kirk’ün platformunda hem müesses nizam karşıtları hem yandaşları barınabiliyor. Charlie Kirk evanjelist. Kendisini siyonist olarak tanımlıyor. İsrail’i savunmanın dini bir görev olduğunu söylüyor. Bu çerçeveden bakacak olursak Charlie Kirk hakkında yapılan yorumlarda da ‘Siyonistin ölümü bizi neden ilgilendirsin’ diyenler olduğunu görüyoruz. MAGA hareketi, bebek adımları atan bir hareket. Siyasi tarihi çok geriye dayanan bir hareket değil. 2016 seçimlerinde Trump’ın başlattığı bir hareketti. On senelik bir siyasi hareket. Bu hareket birçok konuda nasıl bir tutum alması gerektiğini, o konu gündeme gelince öğreniyor ve buna göre politika geliştiriyor. Mesela 7 Ekim 2023’e kadar MAGA’nın kendisine özel, çok net bir İsrail politikası yoktu. Trump İsrail’i destekliyordu ama tüm Cumhuriyetçiler destekliyordu. Ne zaman ki 7 Ekim oldu, ‘Önce Amerika’ diyen Trumpçılar, ‘Destek veriyoruz ama karşılığında hiçbir şey almıyoruz. İttifak tek taraflı. ABD çıkarları zarar görüyor’ demeye başladılar. Bunlar pragmatist bir ideoloji olarak çıkar konusunu önceliyor. Bölünme de burada başladı. Bugün MAGA adına konuşan birçok figür daha önceden İsrail yanlısı kişilerdi. Bölünme olduktan sonra bazı gruplar Gazze’deki açlığı ve soykırımı eleştirdi ve kendilerine yeni bir yol çizdi.”

‘Kirk’ün İsrail’i eleştirmesi ve bir gazetecinin ‘Buna devam ederse öldürülebileceği söyleniyor’ paylaşımı, insanların suiksat sebebiyle İsrail’den şüphelenmesine sebep oldu’

Charlie Kirk'ün son dönemlerde özellikle Epstein skandalı ve Gazze soykırımında yaşananlar ile ABD siyasetinde İsrail'in çok güçlü olması gerekçeleri ile İsrail'i eleştiren bir pozisyona geçiş yaptığını ifade eden Sarp Sinan Hacır, ABD kamuoyunda bu sebeple suikastın arkasında İsrail'in olabileceğine dair komplo teorilerinde artış olduğunu kaydetti. Hacır öte yandan Amerikalı gazeteci Harrison H. Smith'in suikasttan bir ay önce "Konuştuğum bir kaynak, İsrail aleyhtarlığına devam ederse Kirk'ün öldürülebileceğini söyledi" şeklindeki paylaşımını da aktararak, bir ay önce yapılan bu haberin de birçok kişinin İsrail'i şüpheli görmesine sebep olduğunu belirtti:

“Charlie Kirk’ün bulunduğu noktaya bakalım. Charlie Kirk, yakın döneme kadar Gazze’de açlık olduğunu reddedecek kadar siyonist bir figürdü. Netanyahu da suikasttan sonra ‘Çok üzüldük’ diye açıklama yaptı. Ancak Charlie Kirk son birkaç ayında diğer MAGA figürleri gibi hem Trump’ın politikalarını hem de İsrail’in politikalarını eleştirdi. Bu noktada ‘Acaba İsrail mi öldürdü’ şeklinde komplo teorileri üretilebilir. Şimdilik Komplo’dan öteye gitmez ancak altı da çok boş değil. Son birkaç ayda Charlie Kirk, önemli itirazlarda bulundu. Amerika üzerinde İsrail’in kontrolsüz bir gücü olduğunu; Kongre’yi, yasamayı ve düşünce özgürlüğünü etkilediğini söyledi. En ufak İsrail eleştirisinde bile insanlar ‘antisemitik’ damgası yiyor. Üniversite öğrencilerinin kampüsle bağı kesiliyor. Bu, ABD’nin anayasanın ilk maddesi olan düşünce özgürlüğüne aykırı bir durum. Bu konuda Kirk, Trump’ı eleştirdi. İsrail-İran arasındaki 12 günlük savaşta Charlie Kirk, ABD’nin savaşa katılmaması gerektiğini söyledi. Tucker Carlson veya diğer muhafazakar figürler zaten İsrail’den pek hazzetmeyen kitleye hitap ediyordu. Ancak Charlie Kirk’ü takip edenler, İsrail’in ABD’deki son kalesiydi. Onlar da giderse, Kongre’de AIPAC’ın vereceği paralar bir yere kadar götürebilir işi. Charlie Kirk’ün hitap ettiği, dini gerekçelerle İsrail’i destekleyen kalabalığın karşı görüşe geçmesinden çok korkuyorlar. Eğer Charlie Kirk bile eleştirmeye başlarsa, ABD çıkarlarının zarar gördüğünü söylerse, İsrail çok zor durumda kalacaktı.

Bu komplo teorilerini çok da yabana atmamak lazım. Charlie Kirk’ün MAGA hareketi içerisindeki ağırlığını bir de şöyle okuyalım: Donald Trump, kendi partisi içinde sürekli bir güç mücadelesi içinde. Cumhuriyetçiler, ‘sözde partili’ olarak tanımladığı müesses nizam yanlıları ile mücadele edildiğini söylüyor. Trump bu noktada kabinesine birilerini seçecekken MAGA mı yoksa müesses nizam yanlısı bir isim mi seçtiğinden kimi zaman tam emin olamıyordu. Bir sadakat testi oluşturuluyor. Trump’a ne kadar bağlısın testi. Mesela 6 Ocak 2020 Kongre baskını hakkında ne düşündüğü soruluyordu kabine adaylarına. Bu testi Charlie Kirk oluşturuyordu. Charlie Kirk’ün Trump içine ne kadar güvenilir olduğunu, ne kadar iç halkadan olduğunu buradan görebiliriz. Diğer yandan Alex Jones diye bir figür var. ABD’deki en büyük komplo teorisyenidir. 11 Eylül saldırılarından beri böyle. Türkiye’de yayılan bir komplo teorisi duyuyorsanız kaynağı muhtemelen Alex Jones’dur. Onun programı Info Wars’da çalışan gazetecilerden birisi, Harrison H. Smith, 14 Ağustos’ta bir tweet atıyor. Yaklaşık üç hafta önce. ‘Charlie Kirk’e yakın birisiyle konuşma gerçekleştirdim. Adını açıklamak istemiyor. Ancak Charlie’nin İsrail aleyhinde konuşmaya devam ederse öldürüleceğinden korkuyor’ şeklinde bir tweet atıyor. Zaten birçok insanın şüpheye düşmesinde de rol oynuyor bu tweet. İsrail’in ABD siyaseti üzerindeki etkisinin en çok tartışıldığı dönemdeyiz. Hem Epstein etkisi hem 7 Ekim tartışılırken, tam Charlie Kirk İsrail’i eleştirirken başına böyle bir şey gelmesi, ‘acaba’ soru işaretini yaratıyor. Tabii ABD siyaseti oldukça kutuplaşmış durumda, bunu da unutmamak lazım.”

‘İç savaş iddialarını şu an için pek gerçekçi bulmuyorum’

Charlie Kirk suikastı sonrası “ABD’de siyasi şiddet, iç savaşa dönüşür mü” şeklindeki tartışmlara değinen Hacır, 1861’de yaşanan iç savaşın 60 senelik bir ayrışma ve siyasi birikim sonucunda ortaya çıktığını, günümüzde böyle bir durumun oluşmadığı değerlendirmesinde bulundu:
“ABD’de sosyal medyalarda, mesela TikTok’ta ve Reddit’te korkunç bir manzara var. Charlie Kirk karşıtları, cinayeti kutluyor. Ama bence yanlış bir şey yapıyorlar. Amerika’da çok fazla silah satışı var ve silah alanların çoğu muhafazakar kişiler. Böyle bir ülkede bu tarz yorumlar yapmak ve ülkeyi siyasi şiddet yönüne itmek kimsenin çıkarına olmayacaktır. Ama ben iç savaş iddiası olduğunda buna her daim soğuk yaklaşırım. Amerika’nın iç işleyişinde çok fazla kutuplaşma var fakat iç savaş için gereken tek şey kutuplaşma değil. Farklı bir arka plan lazım. Amerika’nın 1861’deki iç savaşına bakarsak, oradaki arka planda ekonomik bir hesaplaşma vardı. Ülkenin kuzeyi ve güneyi arasında endüstriyel ekonomi ve tarım ekonomisi kavgası vardı ve ülkenin kimde kalacağı tespit edildi. 1800’lerin başından 1860’lara kadar süren süreçte ülke batıya doğru genişledi ve yeni eyaletler ortaya çıktı. Her yeni eyalette de köleci mi olunacak kölecilik yasaklanacak mı kavgası yaşandı. Kırılma anına doğru böyle yaklaşıldı. Bu süreç 60 yıl sürdü. Tabii ki sosyal medyanın olduğu modern çağda her şey hızlı yaşanıyor. 60 senelik bir süreç beklememek lazım. Ancak şu anda insanların herhangi bir konuda sinirlenmesi, sosyal medyadaki trendin sönmesine kadar devam ediyor. Bir iç savaş için çok kalıcı ve devamlı bir öfke olması lazım. Coğrafi sebepler lazım. Eğer göç durumu devam ederse, Demokratlar eyaletlerde yaşayan Cumhuriyetçiler Cumhuriyetçi eyaletlere gider, Demokratlar da kendi eyaletlerine göç ederse, bu tehlikeli olabilir. Ancak ABD şu anda çok merkezi bir yönetime sahip. İstihbaratıyla, bürokrasisi ile, ordusuyla ülkenin her bölgesine hakim. 1800’lerde böyle değildi. Bir eyaletin tek başına karar alması, lobi yürütmesi, diğer eyaletlerle işbirliği yapmaya çalışması vs. bölücü bir faaliyet olacağı için başlamadan durdurulabilir. Federal yapının varlığını sürdürmesi günümüzde çok olağan. Tabii yine de Charlie Kirk suikastının etkisini küçümsememek lazım.”

‘Gavin Newsom, 2028’de Demokratların Başkan Adayı olabilir’

ABD'de Demokrat Parti'nin 2024 seçimlerinde aldığı mağlubiyet sonrası dağıldığını belirten Sarp Sinan Hacır, Cumhuriyetçi Parti'de Trump gibi sistem karşıtı söylemlere sahip bir figürün öne çıktığı dönemlerde, Demokratlar içerisindeki Bernie Sanders gibi isimlerin ise mağlup olduğunu hatırlatarak, bunun Demokratların yaşadığı mağlubiyetlerde önemli rol oynadığını vurguladı. Hacır aynı zamanda 2028 seçimleri için tanınan Demokrat siyasiler arasındaki en güçlü figürün de Kaliforniya Valisi Gavin Newsom olduğunu söyledi:
“2024 seçimi bittiğinden beri Demokrat Parti dağılmış halde. İşin sonunda dönüp dolaşıp, merkez sol olarak tanınan Barack Obama, Kamala Harris gibi figürlere dönerler. Alexandria Ocasio-Cortez, Bernie Sanders heyecan yaratır ama iş gelir Joe Biden gibi bir figürde biter. Amerika’da Demokrat Parti bu şekilde çalışıyor. Hatta Demokrat Parti ile Cumhuriyetçi Parti arasında 2010’ların ortasında bir kırılma yaşandı. Bizim ‘merkez sağ’ olarak gördüğümüz, müesses nizama yakın Cumhuriyetçiler büyük bir yenilgi yaşadı. Bernie Sanders hareketi de Trump’a paralel şekilde büyüyordu ancak Demokrat Parti’deki müesses nizam yanlıları birleşmeyi ve Bernie Sanders’ı aşağı çekerek her politikayı destekletme noktasına getirmeyi başardılar. Trump öyle olmadı. Merkez soldan Bernie Sanders gibi isimlere talep olsa da Demokrat Parti buna kulak tıkadı ve son üç seçimin ikisini Donald Trump gibi bir figüre kaybettiler. Birini de kovid pandemisi etkisiyle kazandılar. Yenilmiş bir hareket olarak tanımlanıyorlar artık. New York’ta geçirdiğimiz süreçte oranın iç politikalarına da tanıklık ettik. Çıkış noktasını ilerici politikacılarda arıyorlar. Mesela Zohran Mamdani gibi figürlerde arıyorlar. Ancak bunun merkezde yer alan, ‘bağımsız’ olarak tanımlanan yüzde 10-15’lik seçmende hiç karşılığı yok. Bu tür figürleri görünce tüyleri diken diken oluyor. Eski anlamda ‘komünist’ bir figür olduğunu düşünüp korkuyorlar. Onların başarmaları çok zor görünüyor. Ancak geçmişten beri Demokrat Parti’nin geleceği olacağını tahmin ettiğim Kaliforniya Valisi Gavin Newsom var. Göç protestoları başlayınca Gavin Newsom ve Trump karşı karşıya geldi. Hatta Trump ‘Newsom’ı yargılayabiliriz’ gibi ifadeler kullandı. Gavin Newsom tarz açısından da uygun bir karakter. Genç, yakışıklı ve sol çevrelerde alkışlanıyor. 2028 seçimleri için hazırlanıyormuş gibi bir hali var. Gavin Newsom’ın ismi öne çıkıyor. Joe Biden kabinesindeki isimlerin de adı öne çıktı fakat mesela eşcinsel bir bakanı vardı, siyahi topluluklarda hiç karşılığı yok. O yüzden Newsom öne çıkıyor şimdi. Eğer başkası öne çıkmazsa Newsom 2028’de aday olabilir.”
Yorum yaz