Yeni Şeyler Rehberi'nde Serhat Ayan’ın sorularını yanıtlayan Pınar Kamçı, “Biz bir mobil yaşam üretim şirketiyiz” dedi.
Hotomobil’in kuruluşunu da anlatan Kamçı, şöyle devam etti:
“Türkiye, otomotiv üretiminde dünyada ilk 10’da yer alıyor ama karavan gibi yüksek katma değerli özel üretimlerde aynı başarıyı ne yazık ki markalaşma boyutuna taşıyamamış durumda. Oysa hem üretim altyapımız hem doğa koşullarımız hem de kültürel olarak mobil yaşama çok uygun bir ülkeyiz. Ancak karavan, hâlâ birçok kişi için yalnızca “ucuz tatil” aracı olarak görülüyor. Biz bu algının değişmesi gerektiğini düşünüyoruz. Çünkü dünyada mobil yaşam ciddi bir dönüşüm içinde. Artık bu sadece bir tatil alternatifi değil; özgürlük, güvenlik, konfor ve sürdürülebilirlik arayan yeni nesil bir yaşam biçimi.”
‘Amacımız, dünyaya sürdürülebilir ve kaliteli bir yaşam kültürü sunmak’
“Sadece bir karavan üreticisi değil; mobil yaşamı konforla, güvenlikle ve tasarımla yeniden tanımlayan bir marka oluşturduk. Hotomobil ismi de bu yaklaşımı yansıtıyor zaten. “Hotel” ve “Otomobil” kelimelerinin birleşiminden geliyor. Yani hareket hâlindeyken bile otel konforu sunan bir yaşam alanı. Premium otomotiv markalarıyla uzun yıllar çalışmanın getirdiği kalite anlayışını, müşteri deneyimi odaklı iş yapış şeklimizi ve kadın bakışının getirdiği detay hassasiyetini, bu markaya taşıdık. Amacımız pazara ürün sunmak değil, dünyaya sürdürülebilir ve kaliteli bir yaşam kültürü sunmak. Bugün geldiğimiz noktada, hem üretim altyapımız hem ihracat ağımız hem de kullanıcı deneyimimizle bu vizyonu sahada karşılık bulmuş bir marka haline geldik."
Hotomobil’in arkasındaki mühendislik süreçleri nasıl şekilleniyor?
“Hotomobil’i kurarken önceliğimiz, pazara hızlı girmek değil; sürdürülebilir ve yüksek kaliteli bir üretim sistemi kurmaktı. Bu yüzden üretime geçmeden önce yaklaşık beş yıl boyunca sadece Ar-Ge ve altyapı çalışmalarına odaklandık. Bu süreçte Yeditepe Üniversitesi ile iş birliği yaparak, ilk modelimizi akademik destekle geliştirdik. Çünkü bizim için mühendislik, sadece ürün üretmek değil; bilimsel doğruluk, saha verisi ve kullanıcı geri bildirimiyle sürekli gelişen bir sistem inşa etmektir. Bugün üretim hattımızda 7 eksenli KUKA robotlar, dijital ikiz uygulamaları ve Endüstri 4.0 altyapısı birlikte çalışıyor. Her araç, üretim öncesi dijital ortamda simüle ediliyor. Elektrik hattından ağırlık dağılımına kadar tüm sistemler sanal ortamda test ediliyor, hatalar daha fiziksel üretim başlamadan çözülüyor. Bu da bize hem hız, hem kalite, hem de yüksek kişiselleştirme kabiliyeti kazandırıyor. Ama biz sadece robotlarla üretim yapmıyoruz. Özellikle gövde ve mobilya üretiminde, işin ruhunu korumak adına yat üretiminden gelen uzman ustalarla çalışıyoruz. Bu ustalık, bize milimetrik hassasiyet, suya dayanıklılık, koku yapmayan malzeme işçiliği ve estetik bütünlük sağlıyor. Karavan içindeki tüm yaşam alanları hem şık hem de uzun ömürlü olacak şekilde, özel tekniklerle el işçiliğiyle üretiliyor.”