ANKARA FARKI

Prof. Dr. Konukman: Ülkenin ‘Şimşek programına’ değil, ‘Türkiye programına’ ihtiyacı var

Prof. Dr. Aziz Konukman, ekonominin Türkiye’de birinci gündem maddesi olması gerektiğini söyledi. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın ‘iç cepheyi güçlendirme’ ifadesine atıf yapan Konukman, “Adil bir gelir dağılımı olmadan iç cephe güçlenemez. Mehmet Şimşek’in ‘Yılda bir kez asgari ücret belirlenecek’ kararından dönülmeli” dedi.
Sitede oku
Radyo Sputnik’te yayınlanan İsmet Özçelik’le Ankara Farkı programının konuğu Ekonomist Prof. Dr. Aziz Konukman oldu. Ekonomi gündeminin masaya yatırıldığı programda Prof. Dr. Konukman, şu mesajları verdi:

‘İç cepheyi güçlendirmek için gelir uçurumu önlenmeli’

“İç cephenin iki bölümü var. Birincisi ekonomiyi güçlü tutmak. Yani gelir dağılımı bozuk bir yerde iç cephe canlı tutulamaz. Siyasilerin önemli bir kısmı çifte maaş alırken, yoksullar göz ardı edilirken yoksulla zengin nasıl bir araya gelecek? Bu iç cepheyi çökertmek demek değil mi? Adil bir gelir dağılımı olmadan iç cephe güçlenemez. Onun için ekonomideki iç cephe hayati bir öneme sahip. ‘Yılda bir kez asgari ücret belirlenecek’ kararı iç cepheyi güçlendirir mi, çökertir mi? Akıl tutulması mı var? Şimşek programına değil, Türkiye’nin programına ihtiyacımız var. Asgari ücretli açlık sınırının altında inim inim inliyorsa bunun tartışması yapılır mı? Asgari ücret ortalama ücret. Herkes aklını başına toplayacak. Hayati tartışma bu.”

‘TBMM acilen maaşlar ile ilgili araştırma komisyonu kurmalı’

“Herkesin şapkasını önüne koyup bu vahim tabloyu birinci gündem maddesi yapması lazım. Meclisi acilen bir araştırma komisyonu kurmaya davet ediyorum. Maaş sistemi allak bullak oldu. Palyatif çözümlere artık izin vermeyin. En düşük emekli maaşında bir düzenleme yapmadığınız zaman zam da yapsan sıfır zam alıyor. Temmuz ayında gelecek zamda en düşük emeklinin sıfır zamla karşılaşmaması için bir kanun teklifi gelmesi lazım. İşin özünü çözecek bir düzenleme yapılması lazım, liyakatı öne çıkaran, eşit işe eşit ücret sağlayan yeniden böyle bir sistemin inşası kaçınılmaz. Bunun da alternatif olarak oluşturulabilmesi için mevcut durumun masaya yatırılması lazım. Bunun da yapılacağı yer Meclis. Ciddi bir Meclis araştırması yapılır. Muhalefet, iktidar ortak bir önergeyle ‘Türkiye’nin en acil sorunu budur’ denir. Her yıl Ocak başını, Temmuz başını bekleme gibi bir durumdan kurtulmuş oluruz. Aksi halde sadece rakamlar sıralarız. Hangi rakamı verirsek yoksulluk sınırının altında çıkacak. Böyle bir tablo sürdürülemez. Asıl gündemimiz bu olmalı. Gerçek gündeme dönmek istiyorsak bunu sağlayacak olan Meclis.”

‘Sanayi tükenme sürecine girdi’

“Nisan ayı rakamı sinyali verdi. İmalat sanayi sektöründe aylık 3,4 düşüş var. Sanayi arz yönünden bir tıkanıklık sürecine girdi. Ham petrol fiyatlarında Hürmüz Boğazı’nın kapatılması sonucu bir artış olduğunda Türkiye’nin sektörleri, sanayi başta olmak üzere nasıl etkilenir, sektörel fiyatlarda nasıl bir artış olur, bunun etkisi enflasyona etkisi ne olur? Mehmet Şimşek hangi olasılıkları hesapladı da önlemini aldı? Sayın Maliye Bakanı ‘Hürmüz Boğazı kapatıldığında petrol fiyatlarında herhangi bir şekilde olumsuz gelişme olursa biz bunların hepsinin tedbirlerini aldık’ diyor. Bunların olası etkilerini hesapladın mı da tedbir aldın? Program kalır mı ortada? Merkez Bankası’nın faiz açıklamalarında değişmeyen bir ifade var; ‘Fiyatlama davranışındaki durum nedeniyle dezenflasyon programı üzerindeki risk devam etmektedir’ Yani ‘fiyatlama davranışlarında maalesef bir değişiklik yaptıramadık’ demektir. Bu, ‘Özel sektör bizi dinlemiyor, öngörülen enflasyona göre değil, geçmiş enflasyona göre fiyatlarını belirliyor’ demektir. Kamu da aynı şekilde. Henüz petrol fiyatlarında bir artış yokken, yani Hürmüz Boğazı’nın negatif etkileri yokken söylüyorsunuz bunları. Bir de o etkiler doğduğunda sektörel fiyatların nasıl etkileneceğini bilmiyorsun ve bilmediğin bir şeyin tedbirini alamazsın. Tedbir alırken de bu program sekteye uğrar. Emekçi kesim ne olacak?”

‘Türkiye’de kâr çekişli bir enflasyon var’

“Enflasyonun temel nedeni konusunda araştırmalar yapılıyor. Yüksek kâr marjları enflasyonun nedenidir. Yani Türkiye’de kâr çekişli bir enflasyon var. Enflasyonun müsebbibi emekçi değil, ama sanki oymuş gibi bütün yükü onun üzerine taşıyorsunuz. Bu sürdürülemez. Bu da aslında Meclis’in ana gündem maddelerinden biri olmalı. Herkesi bu gerçek gündeme davet ediyorum.”

‘Çiftçiyi kaybedersek öbür sektörleri kaybederiz’

“Tarımdaki girdi fiyatları endeksi sürekli yükseliyor. Çıktı fiyatları desteklemenin zayıflığı yüzünden aşağı yukarı aynı düzeyde. Çiftçi ne yapacak? Artık köyde gençler de kalmadı. Taşımalı eğitim bile sürdürülemiyor. Eğer tarımı, çiftçiyi kaybedersek öbür sektörleri sürdüremeyiz. Evet, sanayi, hizmet sektörü çok önemli ama tarım sürdürülemez bir duruma gelirse önemli bir taşıyıcı çökmüş olur. Bunun altından hiçbirimiz kalkamayız.”

‘Asgari ücrete zam yapılmalı’

“Bu program yükleri taşınmaz boyuta getirdi. Asgari ücrete acilen ikinci zam verilmeli. Bütün hedef şu olmalı; ‘bu programın baş mağduru emekçilerdir. Bir rahatlama programı ilan ediyoruz. Böylece bunların talep ettiği ürünlerin de krize girmiş sektörleri de hareket edecek. Çünkü bu bir can suyudur. Bu para devlete de vergi olarak dönecektir.”
Yorum yaz