Çocuklar sosyal medya aracılığıyla dünyanın tüm yüküne tanık oluyor ama buna karşılık duygusal ve bilişsel donanımları yetersiz kalıyor. Bir olayla duygusal olarak başa çıkamayan çocuk zamanla depresif ruh hali geliştiriyor. “Çocuklarımıza yüzme, piyano, yabancı dil eğitimi gibi programlar uygularken onun fiziksel ve bilişsel kapasitesini göz önünde bulundurmalıyız. Her çocuğun bir “fincan”, “bardak” ya da “sürahi” gibi farklı kapasitelere sahip.
'Tıklama gençliği'
Bugünün çocukları ekran başında büyüyor. Bu nedenle enerjilerini atacak ortam bulamıyorlar. Aileler bu durumu çoğu zaman hiperaktivite ile karıştırıyor. Özellikle sanal dünya ile gerçek hayat arasındaki hız farkının, çocuklarda dikkat dağınıklığına ve gerçeklik algısının zayıflamasına yol açıyor. Bir dakika içinde bir yerden diğerine geçilen sanal evren, çocuklarda sabırsızlık ve odaklanma sorunu yaratıyor. Gerçek hayattaki durağanlık onlara ‘sıkıcı’ geliyor. “Tıklama gençliği” olarak tanımladığım bu kuşağın, gerçek dünyanın ritmine uyum sağlamakta zorlanıyor.
Küçük yaştaki çocukların boyun kasları gelişmemiştir. Ani hareketler, beyin kanaması gibi ciddi sağlık sorunlarına neden olabilir. Bu yaş grubundaki çocukların başları, vücutlarına oranla büyük olduğundan ve boyun kasları yeterince gelişmediğinden, trambolinde zıplama sırasında başın öne ve arkaya hareket etmesi, beyin kanamalarına yol açabiliyor. Ayrıca, elastik yapıya sahip çocukların baş kontrolü zayıf olduğundan, bu çocuklarda sakatlanma riski daha fazla. Trambolinde zıplama sırasında çocuklar, başlarını sert cisimlere vurabileceği gibi, kontrolsüz bir şekilde hareket ettiklerinde ciddi yaralanmalar yaşanabiliyor.
Aşı, çocuğun bağışıklık sistemini gerçek mikroba karşı hazırlayan kontrollü bir eğitimdir. Aşı sayesinde pek çok hastalık tarihe karıştı. Meningokok gibi ölümcül enfeksiyonların aşıyla önlenebilir. Aşının bireysel bir tercih gibi görünse de toplumsal sağlık açısından zorunludur.