İsrail’in İran’daki çeşitli askeri, nükleer ve sivil tesisleri hedef alan saldırıları ile 13 Haziran’da başlayan İsrail – İran Savaşı, ABD Başkanı Donald Trump’ın sosyal medyada duyurduğu ateşkesin ardından 24 Haziran’da sona erdi.
22 Haziran'da Amerikan Hava Kuvvetleri’ne ait 7 B-2 casus bombardıman uçağı, 22 Haziran'da geceyarısı İran’ın Fordo, Natanz ve İsfahan nükleer tesislerine ve uranyum zenginleştirme merkezlerine saldırı düzenledi. Saldırıya, ABD’nin İran açıklarındaki denizaltılarının da Tomahawk seyir füzeleri fırlatarak dahil olduğu bildirildi.
Saldırıda toplam 30 Tomahawk füzesinin ve 12 adet GBU-57 ‘Devasa Delici Mühimmat’ lakaplı bombanın kullanıldığı bildirildi. Her biri 13 ton ağırlığında olan bu bombaların, yerin 60 metre altına kadar delik açabildiği iddia ediliyor.
ABD Başkanı Donald Trump, Hollanda'nın Lahey kentinde düzenlenen NATO Zirvesi’nde Genel Sekreter Mark Rutte ile bir araya geldiği toplantıda Tahran'ın nükleer programını yeniden başlatması halinde ABD'nin İran'a yeni bir saldırı başlatacağını söyledi.
Trump, ilgili soru karşısında, “Elbette” yanıtını vererek, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Fakat artık bunun için endişelenmeme gerek yok. O (nükleer program) uzun yıllar boyunca olmamak üzere yok oldu ve her şey yıkıldığı için yeniden başlatılması çok zor olacak."
İran ve İsrail arasındaki ateşkesi, çatışmaların Ortadoğu’daki görünümünü, İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu’nun konumunu, İran’ın Direniş Ekseni politikasını ve Amerikan Başkanı Donald Trump’ın dış politikadaki tutumunu, gazeteci ve dış politika analisti Nalan Yazgan ile konuştuk.
‘İsrail, geçmişte de ateşkeslere riayet etmedi. İsrail’in ateşkes karnesi oldukça zayıf’
İsrail ve İran arasındaki ateşkesin kırılganlığına dikkat çeken Yazgan, İsrail’in geçmişteki ateşkes ihlallerine atıfta bulundu:
“Bence bu çok kırılgan ve geçici bir ateşkes. Baktığımız zaman her üç ülke de; direkt olarak iki ülke savaşıyor, ABD sonradan dahil oldu ama ABD, İran ve İsrail bunu kendi kamuoylarına zafer olarak lanse etti. Biraz molaya ihtiyaçları var. Bu konunun kapandığını düşünmüyorum. Geçici bir mola. İsrail’in geçmişteki ateşkeslerine bakarsak karnesi çok zayıf. Gazze’de ateşkes oldu. O sırada İsrail askerlerini biraz dinlendirdi. ABD’den ekipman geldi. Sonra kaldıkları yerden, daha şiddetli bir şekilde devam ettiler. Lübnan’da kasım ayında ateşkes ilan edildi. İsrail, söz verdiği halde vakti geldiğinde geri çekilmedi. İki ay içinde çekileceğini söylemişti. Hatta savaşarak alamadığı yerlere de girdi ateşkes sayesinde. Hatta buralara beş tane askeri üs kurdu. Çekilmediği gibi yerleşti oraya. Kimse bir şey yapamıyor. İsrail’in uluslararası hukuka göre sorumlulukları var. Anlaşmaya uyması gerekiyor. Ama yapmıyor. İran’daki ateşkes çok ani oldu. Hatta haberleri de yoktu. Ateşkes başlamadan evvel birbirlerine atış yaptılar. Karışıklık oldu. Sonra araya Trump girdi. Trumpvari şekilde konuştu. Canlı yayında küfür bile etti. Dün gece ilk defa sessiz geçti. Ama ben bunun devam edeceğini düşünmüyorum. Fox News’da MAGA ekibinden olmayan Cumhuriyetçiler, Trump’a seslenmişti. ‘Trump, sen aslında izolasyoncu değilsin. Sen, Kasım Süleymani’ye suikast düzenleyen adamsın. Fordo’yu da vurursun’ dediler. Gaz verdiler. Ertesi gece Fordo vuruldu. Trump, bu açıklamaları kendi sosyal medyasından paylaşmıştı. Dün Fox’ta yine bir haber çıktı. ‘İran’ı B-2’ler ile vurduk ama nükleer programlarını kaybetmediler. Tam işe yaramamış’ dediler. Bu ne demek? Başladıkları işi yarım bırakacak halleri yok. Belli bir süre sonra devam edecekler. İran’ın nükleer yeteneği on yıl geri gitti diyorlardı fakat şimdi birkaç ay geri gittiğini söylüyorlar. Bu da bir gösterge olabilir.”
‘Trump hem MAGA’nın hem neoconların gönlünü almaya çalıştı’
Gazeteci Yazgan’a göre Trump, hem ülkesindeki savaş karşıtı MAGA kanadını hem de savaş yanlısı neocon kanadı tatmin edebilmek için İran’a tek seferlik yaptığı saldırıyı, yoğun bir propaganda ile kamuoyuna duyurdu:
“Tablo Netanyahu için olumsuz mu? Şu an için öyle. Geçen hafta öyle değildi. Sonraki haftayı bilemiyoruz. Geçen hafta mesela İsrail’in İran’a saldırmasından rahatsızlık duyan Amerikalılar vardı. Kesinlikle hiçbir şekilde ABD’nin dahil olmamasını istiyorlardı. Trump’ın seçim vaadi de ‘Sonsuz savaşları bitireceğiz. Yeni savaş başlatmayacağız. Askerlerimizi geri çekeceğiz. Önce Amerika’ şeklindeydi. Hatta bu saldırılardan en çok rahatsız olanlardan birisi de eski ABD başkan aday adayı olan, Yahudi kökenli Senatör Bernie Sanders. Sanders, ‘Netanyahu, ABD’nin başkanı değildir. Amerika’nın dış politikasını ve askeri plitikasını belirlememeli. İsrail, savaş başlatacaksa bu onların kararıdır. Amerika bunun parçası olmamalıdır’ dedi. Trump da ‘İsrail’i durdurmak zor’ dedi. Sonra İsrail’den bir açıklama geldi. ‘Bize yardım etmezseniz işi biz bitireceğiz, nükleer tesisleri vuracağız’ dedi. Trump karakter olarak ön planda olmayı seven birisi. Bu zaferi İsrail’in elinden alarak kendisi başrole geçti. Hatta buna savaş da demiyor. Çünkü savaş olursa Kongre’den onay alması gerekiyor. Trump bunu ‘Hızlı, sınırlı, tek defalık bir operasyon’ olarak değerlendiriyor. ‘Vurduk geldik. Her şey güvende’ dedi. Bunu zafer olarak ilan etti. MAGA ve Önce Amerika ekibine de hitap ederek ‘Savaş yok, tek sefer vurduk’ dedi. Hem onların hem de neoconların gönlünü almaya çalışıyor. İki tarafa da oynuyor ve ikisini de kazanmış gibi gözüküyor. Hatta ‘Make Iran Great Again’ gibi şeyler söyleyerek haddini aşan paylaşımlarda da bulundu. Artık öngörülemezlik çığırından çıktı.”
‘Ortadoğu’da Trump’ı seven de var sevmeyen de var’
Nalan Yazgan’a göre ABD Başkanı Trump hakkında Ortadoğu’da net bir olumsuz veya olumlu görüş hakim değil:
“Lübnan’da İsrail’e füze atıldığında sevinenler, coşkuyla kutlama yapanlar oldu. Fakat İsrail’in İran’a saldırılarında da kutlama yapanlar oldu. Lübnan’da aradığınız her şeyi bulabilirsiniz yani. Ama genel olarak Ortadoğu’da, buna sanırım İsrail halkı da dahil, Binyamin Netanyahu’ya karşı olumsuz bir yaklaşım var. Zaten 7 Ekim 2023 öncesinde de kendisi de, eşi de, yolsuzluk davaları vb. sebeplerle pek de sevilen bir figür değildi. Sonra adalet reformu yapmaya çalıştı. İstemeyenler oldu. Şimdi ortodoks Yahudileri askere almak istiyor. Onlar asker olmak istemiyor. Knesset’in feshi gündemde. Herkes savaş uzarsa Netanyahu koltuğunda kalabilir diye düşünüyor. Ayrıca Gazze’nin ve soykırımın sorumlusu ve faili olarak Netanyahu görülüyor. Trump’a karşı ise farklı yaklaşımlar var Ortadoğu’da. Kimisi sempatik ve samimi buluyor. ‘İçi dışı bir’ diyenler var. Kimisi ‘böyle başkan mı olur’ diyor. Ama Netanyahu’ya karşı neredeyse herkes olumsuz düşünüyor.”
‘Netanyahu geçen yıl başarısız gözüküyorken bir anda Hizbullah ile savaşı başlattı’
Amerikan Başkanı Donald Trump’ın zaferi sahiplenme ve başrolde olma arzusunun altını çizen Yazgan, Trump’ın Netanyahu’ya tam olarak güvenmediğini de belirtti. Ortadoğu’da Netanyahu’ya karşı tavrın İsrail halkı dahil olumsuz olduğunu kaydeden Yazgan, Netanyahu’nun popülerliğini korumak ve zaferler elde etmek için yaptığı saldırılara değindi:
“Trump burada bir zafer elde etmiş olmayı çok istiyor ve bunu ‘benim zaferim’ diye sahipleniyor. Her Amerikan Başkanı’nın anılmak istediği bir mirası vardır. Trump da İsrail-İran sorununu çözen başkan olarak tarihe geçmek istiyor. Bunu başarabilir mi? Ben aslında pek ihtimal vermiyorum. Trump, Netanyahu’ya da çok güvenmiyor aslında. 7 Ekim’den önce Netanyahu çok konuşuyordu ama pek risk almıyordu. İsrail dışında çok radikal işler yapmıyordu. Mesela Kasım Süleymani suikastında Trump ve Netanyahu beraber yola çıkmışlardı. Hatta Netanyahu, Trump’ı teşvik etmişti. Ancak iş sahadaki operasyona gelince İsrail geri çekilmişti ve operasyonu ABD tamamlamıştı. Trump, buna çok sinirlenmişti. Ancak 7 Ekim 2023’ten sonra Netanyahu değişti. Kendisini ‘kurtarıcı’ olarak görmeye başladı, daha radikal hamleler yaptı. Gazze saldırılarına başladı. Aradan bir yıldan fazla zaman geçti ve tam bir zafer kazanamadı. Rehineleri sağ salim geri getiremedi. İsrail’de bu büyük bir mesele. Aileler baskı yapıyor. Netanyahu o esnada başarısız gözüküyordu. Tam o başarısız görünümde Hizbullah’a çağrı cihazı saldırısı yapıldı. İbre Netanyahu’ya dönmeye başladı. Ardından Nasrallah suikastı geldi. Netanyahu böyle zaferler kazanmaya başladı ve her zaferden sonra daha kibirli hale geldi. Daha da ileri gidebileceğine inandı. Bunun uzun sürecek bir savaş olduğunu, Gazze ve Hizbullah ile sınırlı kalmayacağını daha önce söylemiştik. Suriye’deki rejim değişiminin bu kadar hızlı olacağını düşünememiştim ama bu da oldu. Önce İran’ın vekil güçlerini zayıflatıp ortadan kaldırdılar. Sonra İsrail, 1990’lardan beri asıl amacı olan şeyi yaptı ve İran’a saldırdı. Bir tek Husiler var ama onlar da son dönemlerde sessiz. İsrail’in başladığı işi yarım bırakmaması gerekiyor. Yaralı bir İran, İsrail’i vuracaktır. Nükleer silahı yoksa da elde edecektir. Belirli bir know-how var. Bilim insanları var. Santrifüjleri kendileri üretiyorlar. Dolayısıyla ben bu işin burada biteceğini düşünmüyorum.”
‘Trump, yalancı çoban konumuna düştü’
Nalan Yazgan’a göre ABD Başkanı Donald Trump’ın söylediğinin tersini yapması, İran başta olmak üzere dünyadaki birçok ülkenin güvenini tamamen sarstı:
“İran şu anda ne uluslararası hukuka ne de Trump’a güvenmiyor. Kimseye güvenmiyorlar. Birçok defa hayal kırıklığına uğradılar. Hatta basbayağı kandırıldılar. Şimdi ateşkes oldu fakat İran, İsrail durursa saldırmayacaklarını söylemişti. İsrail saldırdıkça misilleme yaptılar. Yani İsrail saldırmayı bıraksa bir ateşkes zaten olacaktı. Trump, İran’ı ateşkese ikna ettiğini söylüyor fakat bu çok gerçekçi değil. Zaten İsrail saldırmasaydı müzakereler yapılacaktı. Üzerinde anlaşılıyordu. Trump 60 gün süre vermişti. İsrail 61. günde vurdu. Mesela o süreçte buluşma yapılacak fakat Amerika tarafı belgeler eksik, kişiler eksik diye ertelemiş görüşmeleri. Sanki 60 günü geçirmek için kurgulanmış gibi görünüyor. Trump’ın da pek müzakereye niyeti yokmuş, oylama taktiği yapıyormuş gibi gözüküyor. O yüzden biraz da İran gafil avlandı. Trump, askeri seçeneğin masada olmadığını söylemişti. Bunu bir Amerkian Başkanı söyleyince ciddiye alıınır. Ama artık ciddiye alınmaz. Mesela düşünmek için iki hafta verdiğini söyledi ama ikinci gün saldırdı. Artık yalancı çoban misali kimse Trump’a inanmayacağı gibi tersini de düşünecek. Artık neredeyse o hale geldi durum. İran burada saldırgan olan taraf değil. İsrail’in de şöyle bir şeyi var: Nükleer anlaşma dahi İsrail’i tatmin etmeyecekti. İsrail, İran’da kendisine tehdit oluşturabilecek her türlü askeri yeteneği yok etmek istiyor. Sadece nükleer değil; balistik füze kapasitesi, dron kapasitesi vs. de dahil. Nükleer olmadan da İran, İsrail’i vuruyor. Bunları da yok etmek istiyorlar. Balistik füzeler müzakere kapsamında değildi. Amacına ulaşabildiler mi? Bence ulaşamadılar. İran’ın hala daha balistik füzeleri ve füze fırlatıcıları olduğu biliniyor. Know-how var. Nükleeri güvenli yerlere taşıyıp tamamen yeraltına çekildikleri söyleniyor. Şimdi bilemiyorum. Eğer yarım bırakırlarsa sonuçları İsrail için daha kötü olabilir uzun vadede.”
‘Gündem yüzünden konuşulmadı ama İsrail’in Gazze ve Lübnan saldırıları devam ediyor’
İran’ın İsrail ile savaşı tek başına yürütmeye karar verdiğini belirten Nalan Yazgan, İsrail’in ise saldırılarına tekrar devam etmeden önce İran dini lideri Ayetullah Ali Hamaney’in hayatta olup olmadığı bilgisinin netleşmesini bekliyor olabileceğini belirtti:
“Bence saldırılar, İran’ın Direniş Ekseni denklemini de değiştirdi. Herkes savaşa Hizbullah’ın katılıp katılmayacağını merak etti. Ama İran bunu kendisi halletmek istedi gibi gözüküyor. Gündeme dalıyoruz. İsrail ve İran arasındaki atışlara bakıyoruz. Fakat biz bunları konuşurken, Gazze’deki katliam ve Lübnan’ın bombalanması devam ediyor. Neredeyse her gün Lübnan’ın güneyinde arabalar vuruluyor, suikastlar düzenleniyor. Eşim ve kızım Beyrut’ta. Dron aktivitesi çok yoğunmuş. Sonrasında da jetler uçuş yapmış. Genelde böyle olduktan sonra Beyrut’un güneyinde bir yerler vuruluyor. İnsanlar tedirginmiş. İsrail bazen haber veriyor vuracağı yeri, boşaltın çevreyi diyor. Bazen haber vermeden vuruyor. Bunlar da devam ediyor. Bitmiş değiş. İsrail şu anda çoklu savaş yapıyor. Gazze, Lübnan, İran var. Ama yine ‘nükleeri yok edemedik’ diyerek saldıracaklardır tekrar. Hamaney’in suikasta uğradığı yönünde bir söylenti var. Teyit edilemedi bu. Belki de onun netleşmesini bekliyorlar. Belki savaş sırasında sığınağa saklandığı için kimse göremedi. Ama şimdi savaş bitti. Görünecek mi? Görünmeyecek mi? Hayatta mı? Bunun teyitlenmesini istiyor olabilirler. Tabii General Kaani’nin de öldüğü iddia edildi ama adam çıkıp kutlamalara katıldı. Yoğun bir dezenformasyon kampanyası da var. Bunu da ayırt etmek lazım; herkes propagandasını yapıyor. Bu ateşkes bir mola. İran bence vekil güçlerini kullanmayacak şu aşamada. Irak’taki vekil güçleri de Amerikan üslerine saldırı yapabileceklerini söylemişlerdi ama bu da yapılmadı. İran sadece Katar’daki ABD üssüne füze attı. İran, ileri savunma stratejisini eskisi gibi kullanamıyor. Vekil güçleri zayıfladı. Ayrıca işi kendileri halletmek istiyorlar.”