Öğretim Görevlisi ve dış politika uzmanı Yeliz Albayrak, İsrail ve ABD'nin İran'a yaptığı saldırıların, nükleerden öte rejimi doğrudan hedef alan bir yapıya sahip olduğu değerlendirmesinde bulundu:
"Mesele sadece nükleer değil. Eğer mesele sadece nükleer olsaydı, Fordo ve diğer iki tesis vurulduktan sonra meselenin yavaş yavaş kapanması gerekiyordu. ABD, meseleyi kapattığını söyledi. Fakat sonrasında İsrail'in saldırıları devam etti. Daha sonra Trump'tan, rejim değişikliği sinyali veren açıklamalar geldi. Daha önce tam tersini söylüyordu. Rejimin kendisini hedef aldığını gördük. Meselenin nükleer olmadığı, vurulan hedeflerden de belli. Televizyon, radyo, üniversite gibi kuruluşların vurulması, meselenin nükleer olmadığının kanıtı adeta."
'Suriye'de kilise saldırısı bir mesaj taşıyor'
Doç. Dr. Kemal Olçar, Şam'da 20 kişinin öldüğü, 50 kişinin yaralandığı kilise saldırısını değerlendirdi. IŞİD'in kurucularına hizmet ettiğini aktaran Doç. Dr. Olçar, şunları söyledi:
"IŞİD, kurucu babası kimse, sponsoru kimse ona hizmet eden bir yapıdadır. IŞİD'in ideolojik yapısının sadece tabanı elde tutmak için kullanıldığını düşünüyorum. Hile ile, katı propaganda ile tabana çok katı ve aşırıcı bir ideoloji aktarıyorlar. Üst kademesi ise kurucu babalarına bağlı çalışıyor. Suriye'de kiliseye yapılan saldırı şöyle bir mesaj taşıyor: 'Suriye, hala daha kendi sistemini kuramadı. Otorite boşluğu var. Rejim yeterli değil. Suriye parçalanabilir.' Oradaki Amerikan varlığını farklı şekillerde tahkim etme fırsatı ortaya çıkacağı gibi, YPG'nin de silah bırakmak yerine daha güçlenmesi gündeme gelebilir. IŞİD'in eylemleri artabilir."