OKAN ASLAN İLE GÜN ORTASI

Müzisyen Meyra: 'Kaderin yönlendirmesine izin vermek bazen daha güzel oluyor'

Müzisyen Meyra, Radyo Sputnik’te yayınlanan Okan Aslan'la Gün Ortası programının konuğu oldu.
Sitede oku
Okan Aslan’la Gün Ortası programına konuk olan müzisyen Meyra, sanat hayatından anneliğe, kişisel gelişiminden sahneye adım attığı ilk yıllara kadar pek çok konuda samimi açıklamalarda bulundu.

“İlk sahneme çıktığımda 14-15 yaşlarındaydım” diyen Meyra, müzik kariyerine ilişkin şunları söyledi:
Bir düğünde sahneye davet edilmiştim. Sonra da konuk olarak pek çok kez şarkı söyledim. Profesyonel anlamda sahneye çıkışım ise 18 yaşındayken gerçekleşti. İlk sahnemi tam olarak nerede yaptığımı hatırlayamıyorum, hafızamdan silinmiş gibi.
Planlı biri olmadığını belirten Meyra, şöyle konuştu:
Hep akışta kaldım. Kaderin yönlendirmesine izin vermek bazen daha güzel oluyor. Evrenin holografik bir yapıdan oluştuğuna inanıyorum. Bilimsel olarak da bu konular araştırılıyor.
'Annelik deneyiminden de bahseden Meyra, şunları aktardı:

Anne olmak sanatçı olmaktan daha zor. Vicdanen sürekli bir sorgulama içindeyim. Çok rahat biri değilim, çocuklarım hastalandığında uykusuz kalırım. Annem de kaygılı biriydi. Eskiden çok titizdim. Şimdi ev dağıldıysa dert etmiyorum. Çocuk büyütmek bir okul gibi. Onlar beni büyütüyor, ben mi onları büyütüyorum belli değil. Tecrübe parayla satın alınamayacak kadar kıymetli bir şey

'İlk albümüm 15 yaşındayken yayımlandı'

Sanat hayatına küçük yaşlarda başladığını aktaran Meyra, sözlerini şöyle sürdürdü:
Babam müzisyendi. Beni konservatuvara yönlendirdi. Avni Anıl beni keşfettiğinde yedi sekiz yaşlarındaydım. Sonrasında İstanbul Teknik Üniversitesi Türk Musikisi Devlet Konservatuarı'na girdim. İlk albümüm 15 yaşındayken yayımlandı. Hümeyra olan adımı Meyra’ya çevirdik. Çünkü Hümeyra adı zaten çok tanınan bir sanatçıya aitti. Kendi ismimin kısaltması olan Meyra’yı ben seçtim. Prodüktör Hilmi Topaloğlu'nun yönlendirmeleriyle “Nurtopu” adlı albümünü hazırladım. Bir şarkının tutması için lokomotif bir parça gerekiyordu. O dönem Aşkın Tuna ve Yıldıray Gürgen’le çalıştık. Bazı şarkılar üç dakikada, bazıları birkaç günde ortaya çıkıyor. Şarkılar zorlama olmadan, bir anda akınca daha iyi oluyor.
Sanat yaşamının bir dönemini Amerika’da geçiren Meyra, bu sürede klasik batı müziği eğitimi aldığını söyledi ve şöyle konuştu:
Orada konservatuvara girdim, aryalar söylemeye başladım. Bu süreç beni operatik söyleyişle tanıştırdı. Bu birikim sayesinde Türkiye’ye döndüğümde doğu-batı sentezi projeler ürettim. Albinoni’nin Adagio eserine Türkçe söz yazdım ve bu sayede uluslararası düet fırsatları doğdu
Kariyerindeki dönüm noktalarından birini de paylaşan sanatçı, şunları aktardı:
Konservatuar kantininde otururken Mahsun Kırmızıgül ve Yıldıray Gürgen’le tanışmam, bana albüm teklifinde bulunmaları benim için bir kırılma anıydı. Bu büyük bir lütuftu.
90’lı yılların müziğini bugünkü müzik anlayışıyla kıyaslayan Meyra, sözlerini şöyle noktaladı:
Her dönemin ruhuna uygun üretimler vardır. Bugünün şarkıları da bu zamanın duygularını yansıtıyor. Fakat ben o dönemki saygıyı, nezaketi ve derinliği daha çok seviyorum.
Yorum yaz